OCAK 5

6.4K 528 488
                                    

Bir kelebek uçuyor,
yeşil kanatlarında siyahlar var.

(Kara Sevda - İntikam Yemini)

FİNAL BÖLÜMÜ


Üç yıl, altı ay, beş gün daha sonrası...

"Belinay, acil buraya gelmen gerek! Beklenen haber gel-"

Yataktan öyle bir sıçrayarak kalktım ki sabahın körü olması zerre umrumda olamdı. Gelen telefon dayımdandı. Aylardır beklediğim haber sonunda gelmişti. Bugün tayin yerim açıklanacaktı. Gidiyordum.

"Nerde bu aptal sütyen?"

Aradan her ne kadar yıllar geçse de Belinay SEZGİN hala aynıydı. Sütyenle uyuyamamayan biri...

Ankara eğitimimi bitirip annemin yanına dönmüştüm. Bu üç yıl içinde neler olduğunu elbet sizinle kısa da olsa paylaşacağım ama ondan önce üstümü giyinmeliyim. Peki sütyenimin açık pencereden aşağıya sarkmasına kaç puan veriyorsunuz?

Hızlıca üzerimi giynip aşağıya indim. Annem elinde iplerle bir şeyler örüyordu. Beni aceleyle merdivenlerden inerken görünce hızlıca başını bana çevirdi. "Nereye gidiyorsun sabahın köründe?" diye sordu. Kapıyı açıp botlarımı giymekteyken konuştum. "Dayımlara!" diye bağırıp kapıdan çıktığımda arkamdan annemin bağırışını duydum. "Sabah sabah insanları rahatsız etmesene zilli!"

Cevap vermeye fırsatım yoktu çünkü artık çıkmıştım. Abimin arabasını açarak şoför koltuğuna yerleştiğimde içimdeki heyecana dur diyemiyordum. Bu heyecanla uçardım bile. Ha bu arada abim demişken, Ankara'dan döneli üç ay olmasına rağmen bir kere bile benimle konuşmamış ve yüzüme bakmamıştı. Bu üç yıl içinde de bir kere arayıp sormamıştı. Umrumda olduğu da pek söylenemezdi. Kendi kaybederdi. Ama bu yine de onun arabasını kullanamayacağım anlamına gelmiyordu değil mi?

Dayım emekliye ayrılalı bir yıl olmuştu ve Hülya yengemle beraber Trabzon'a geri dönmüşlerdi. Tayin işimde bana çok yardımı dokunmuştu kendisinin. Bu yine de bana yaşattıklarını unuttuğum anlamına gelmiyordu. Onu hala sevmiyordum. Hem onun da bu işten bir çıkarı vardı değil mi? Babam ve örgütünün intikamı! Peki ben o intikamı alacak mıydım? Elbette!

Ben Belinay SEZGİN ve siz neredeyse altı yıla yakın bir süredir beni tanıyorsunuz. Her kadın gibi benim de vazgeçilmezlerim var. Hayat felsefesi haline getirdiğim bir çok şey var. Benim kadar sizde bunlara şahit oldunuz. Benim kadar siz de beni tanıyorsunuz. Duygularıma, düşüncelerime sizler de hakimsiniz. Aradan yıllar geçse bile değişmeyen şey karakterimdi. Karakterim ve ideallerim.

Madde 1: İntikam! Ne demiş bir Belinay SEZGİN atasözü? Hiçbir şey karşılıksız kalmamalı. Size bencilce gelecektir belki ama kendim bu hayattaki her şeyden ve her kesten çok daha değerli. Sevdiklerim de öyle. Olur da şahsıma ya da şahsımdan gördüklerime bir zarar gelecek olursa bu zararın iki katını onlara yaşatırım. Bu hep böyleydi, herkeste bunun gayet farkında. Yapılan yanlışa yanlışla cevap vermek ahmaklık olarak görülse de yapılan yanlışa kendi doğrularınla cevap vermek oldukça doğru. Canımı yakanın canını yakarım! Ucunda her ne olursa olsun.

Madde 2: Hayallerim! Bunun için çok geç kalsam da sonuç itibarıyla artık istediğim her şey elimdeydi. Şuan hayallerime sürüyordum bu arabayı. Kafaya koyduğum bir şeyi elbette elde edene kadar elimden gelenin en iyisini yapardım. Bazı engeller olsa da aşmıştım. Bir hikayedeydim ve o hikaye benim hayatımsa elbette başrolü ben olacaktım. Ne istiyorsam o olacaktı. Olmuştu.

Bu üç yılda çekmediğim çile kalmamıştı. Bir altı yıl daha tıp okurdum da bir üç yıl daha askeri eğitim alamazdım. Bunu gerçekten ne bedenim ne de ruhum kaldırabilirdi. Ben bu kadar zor olacağını tahmin etmedim gerçekten. Elektrik şoklar, dakikalarca belki de ciğerin patlarcasına su altına kalmalar, kamyonu halatla çekmeye çalışmalar, kelepçeden kurtulmak için parmağını doğru açıyla yerinden çıkarmalar, açlık eğitimi, susuzluk eğitimi... Daha neler neler vardı. Olur da bir gün kendi hikayemi yazmayı bırakırsam arada askeri eğitim günlüklerimle geri gelebilirim. Cidden çoğu kez bırakıp dönme seviyesine bile gelmiştim. Sonuç, bitmişti ve ben kazanmıştım.

BERZAHWhere stories live. Discover now