0.6

6.2K 311 56
                                    

Şarkıyı dinleyerek okuyabilirsiniz, yukarıda temsili bir fotoğraf var...





"Yok ben duramıyorum konuşacağım bu şerefsizle."

"Dursana Ege! Söz verdiniz ya bir şey yapmayacağınıza. Ne değişecek sen konuşunca?"

"Gökçe bu hödük hak etmiyor mu sence de ağzının burnunun kırılmasını? Ben yapmazsam abin yapacak."

"Yapmaz o söz verdi." Dedim kantinde karşımızdaki masada oturan Onur ve arkadaşlarına bakmamaya çalışarak. Abimin Onur'la konuşmaya gidip onun anlayacağı dilden konuşacağını bildiğim için yalvara yalvara yeminler ettirmiştim. Onu umursamadığımı göstermek istiyordum, iletişim kurmamıza da gerek yoktu.

"İstemiyorum onunla konuşmanızı. Onur'un ağzı gözü morardığında elimize hiçbir şey geçmeyecek." Dedim karşımda oturan Ege'ye.

"Hiç beklemezdim ama Onur'dan. İyi biri gibi duruyor sanki." Diye mırıldandı Nazlı. Ege atladı hemen.

"Sen safsın iste Naz! Anıl da aynı bunun gibi diyorum, hala gidip konuşuyorsun çocukla."

"Allah aşkına Ege! Ne kötülüğünü gördün çocuğun?"

"Bakışları bile kötü onun." Dedi Ege yüzünü buruşturup. "Hem ne konuşuyor olabilirsiniz yani, bir insan Anıl'la ne konuşabilir?"

"Sohbet ediyoruz."

"Biz varız kızım bizimle sohbet etsene. Ne gerek var elin Anılına?" Nazlı oflayarak arkasına yaslandığında konuyu değiştirdim.

" Okuldan mı kaçsak? Ders tarih." Öğle arasındaydık ve tarih dersinden de hocasından da nefret ederdim.

" Bana uyar."dedi Ege. Nazlı da olur deyince çantalarımızı alıp okuldan çıktık. Öğle arası okuldan kaçmak baya kolay oluyordu, hayatımda hiç okuldan kaçarken birilerinden saklanmamıştım.

Mahalledeki marketten abur cubur bir şeyler alıp parkta çimlere oturduğumuzda gözlerim karşımızda oturan abimleri buldu. Üniversite öğrencileri gerçekten bu kadar rahat mıydı ya? Okula gittikleri falan yok muydu bunların? Yanlarında Nilsu cadısı ve Damla abla da vardı. Bizden 1 yaş büyük, abimlerden 2 yaş küçüklerdi.

Damla abla Özgür abinin sevgilisiydi, çok severdim. Kahverengi dalgalı saçları vardı, esmer bir kızdı. Nilsu da Damla'nın toxic arkadaşı... Bariz bir şekilde Emir'e yavşıyordu ve bu şekilde davrandığı bir sürü erkek vardı. Garip bir kızdı anlayacağınız. Damlayla nasıl arkadaş olduklarını hala anlamıyordum.
Normalde kahverengi olan, sonradan sarıya boyattığı saçlarına maşa yapmıştı.  Güzel bir kızdı.

Bizi görüp yanımıza geldiklerinde abim yanıma oturdu.

"Sizin okulda olmanız gerekmiyor mu bu saatte?" Dedi saçlarımı geriye çekerken.

"Senin de okulda olman gerekiyor?" Dedim, bu gün dersi vardı ama gitmemişti herhalde. Bana cevap vermemeyi tercih etti.

Aynı mahallede büyüdüğümüz için hepimiz birbirimizi tanıyorduk. Oturup bizim çekirdeğimizden ve cipsimizden yemeye başladılar. Nilsu olmasa ortam çok güzel olabilirdi. Oldum olası sevmemiştim bu kızı. Abimlerin de sevdiğini sanmıyordum.

"Doğruluk cesaret mi oynasak?" Dedi kulağımı tırmalayan sesiyle. Onaylayan mırıltılar çıkınca su şişesini ortada çevirdi. Şişe abimle Ege arasında durdu. Abim doğruluk deyince Ege sordu.

Burası Benim GökyüzümWhere stories live. Discover now