1.0

5.2K 320 29
                                    

10. Bölümümüzz🎉🥳🥳 Okuyan herkese teşekkür ederim, daha büyük bir kitleye ulaşma umuduyla...

Yaz tatiline girmiştik, okulun bitmesi beni hem mutlu etmiş, hem de strese sokmuştu. Sınav seneme girmiştim artık, 12. Sınıf beni korkutuyordu. Derslerim fena değildi, ortalamanın üstünde bir öğrenciydim. Dershaneye gitmek vakit kaybı gibi geldiğinden, bu yaz matematik eksiklerimi kapatmak için matematikten özel ders almak istiyordum. Abimin matematik bölümü mezunu bir arkadaşından alacaktım, bu gün ilk günümdü.

İlk dersimizi, daha yeni tanışacağımız için bir kitap kafede yapacaktık. Saat öğlen bire geliyordu ve saat 2 de orada olmam gerekiyordu.

Duştan çıktıktan sonra kalın askılı beyaz bir bluz ve yüksek bel mavi bir kot giydim. Saçlarımı da kurutup tepeden at kuyruğu yaptıktan sonra yüzüme hafif bir makyaj yaptım.

Çantamı alıp odamdan çıktığımda abim kapıda bekliyordu.

"İlk günden bekletme adamı Gökçe."

"Bekletmedim ki, çıktım işte. Adı neydi bu arada?"

"Ege. Bir kez daha unutursan söylemeyeceğim enişte falan dersin artık."

"Ha onu da soracaktım, ben ne diye hitap edeyim?"

"Enişte de işte."

"Of abi! Ege mi deyim Ege abi mi deyim hocam mı deyim yani onu soruyorum."

"Enişte de."

Abimin koluna kendi çapımda bir yumruk atıp evden çıktım. Babamdan arabanın anahtarını almıştı beni bırakmak için.

" Bu gideceğin kafe Ege'nin babasına ait. Çok güzel bir yer, senin seveceğin türden." Dedi abim. Bahsettiği kafenin önünde durduğumuzda kapının önünde abimin içeri girmesini bekleyip arkasından ben de girdim. Gerçekten güzel bir mekandı. Kitap kafeydi aslında ama hoş, sessiz bir yerdi. Duvarlara asılmış sarmaşıklar ve monte edilmiş kitaplıklar vardı.

Anladığım kadarıyla iki katlıydı çünkü içerde merdiven vardı. Merdivenden abim yaşlarında bir adam indiğinde gülümseyerek bize doğru gelip abimle tokalaştı. Kemikli bir yüzü ve düz, hafiften uzun saçları vardı. Siyah bir pantolon ve koyu mavi bir tişört giymişti.

"Ne zaman geleyim ben almaya?" Diye sordu abim.

"Ben bırakırım bitince, evi biliyorum." Dedi Ege. Gözleri maviydi. Ege ismini burdan kodlayabilirdim. Mavi deniz, Ege denizi falan işte... Evet isim hafızam yok.

"Hoşgeldin Gökçe, Ege ben." Dedi abim kafeden çıkınca.

"Merhaba."diye gülümseyerek uzattığı elini sıktım.

"Üst kat boş şu an, oraya çıkalım istersen." Dedi merdivenleri göstererek.

Üst kat alt kattan daha güzeldi. Yere kadar camlarla kaplıydı ve muhteşem bir manzarası vardı.

"Burada neden müşteri yok? Daha güzel burası." Dedim.

"Buraya çıkanlar genelde daimi müşteriler yada tanıdıklar falan olur." Dedi camın kenarındaki masalardan birine oturarak. Ben de gidip karşısına oturdum.

" Bu gün biraz daha tanışma üzerine olsun istersen, sonra ben sana bir iki kaynak söylerim. Eksiklerine bakarız, o kaynakları alınca da oralardan ilerleriz."

"Olur."

"Abinle aynı lisedeydik, şimdi aynı üniversitedeyiz ama bölümlerimiz farklı. Matematik okuyorum ben, son sınıfım. 22 yaşındayım. Sormak istediğin bir şey var mı?"

Burası Benim GökyüzümWhere stories live. Discover now