2.4

1.6K 108 26
                                    

...

"İnşallah Ayten teyze o mükemmel böreklerinden yapmıştır demi anne? Kadın bir numara ya... Senden bile daha güzel börek yapıyor. Oha anne, bu sarmalar efsane olmuuuş." Ağzıma iki sarma daha attığımda annem gözlerini kocaman açıp bana döndü.

"Yeme kız şimdi! Abin bir yandan sen bir yandan bitireceksiniz!"

Sırıtarak bir tane daha attım ağzıma. Annem elini terliğine götürünce içeri doğru kaçtım. Manyaktı kadın! Tabii kimin annesi?

Abimin odasına dalıp yatağına atladım. Hala öküz gibi uyuyordu.

"Kalksana yaa! Gideceğiz şimdi öğlen oldu." Dedim yatakta tepinirken.

"Nereye?" Dedi çatallaşmış sesiyle.

"Düğüne. Evlendin ya sen."

"Evlendim mi?"

Gülmemi bastırmaya çalıştım. Abim uyku sersemiyken cidden saf saf konuşuyordu.

"Evlendin evlendin. Ama kızı daha tanımıyoruz. Bu gün düğünde tanışacağız. Kalk hadi geç kalmayalım."

Abim gözlerini açıp çatık kaşlarıyla bana baktığında sırıttım.

"Sen kime çektin ya? Hiç bizim aileden gibi değilsin. Zaten ben annemin hamileliğini de hatırlamıyorum. Bir anda çıktın nerden çıktıysan. Evlatlıksın kızım sen."

"Abi ben 17 yaşındayım. Yemiyorum artık." Dedim gülerek. Gözlerini devirip doğruldu.

"Nereye gidiyoruz?"

"Mahallede annemler piknik gibi bir şey yapacaklarmış. Herkes geliyor gelmek zorundasın."

"Herkes kim?"

"Herkes işte."

"En son herkes geliyor diye beni annemlerin altın gününe götürmeye çalışmıştın Gökçe." Dedi tane tane. Gülmemi tutamadım.

"Ay tamam gün değil bu sefer. Gençler de geliyor yani Emir falan..."

"Emir?"

"Evet."

"Sen iyi alıştın bu hallere. Abi nerde kızım üç yaş var aranızda?"

Bir süre duraksayıp abime baktım. Biz o yolları çoktan aşmıştık ama haberi yoktu garibimin. Hafifçe gülümseyip omuz silktim.

"Boş boş konuşma kalk üstünü giyin." Dedim yataktan kalkarken.

Abimin odasından çıkıp üstümü değiştirmek için odama girdim. Rahat mavi bir kot ve pembe bir tişört giydim. Yazın mahallede bu tarz piknik gibi şeylerin yapılması çok hoşuma giderdi. Bu devirde mahalle kültürünü yaşatabilen nadir komşulardandık çünkü.

Abimin hazırlanmasını beklemeyip annemle birlikte evden çıktık. Parka girdiğimizde gözüme bizimkiler çarptı. Çimenlere oturmuş, ortaya çekirdek paketini açmışlardı. Ben onların yanına doğru koşarken annem de teyzelerin oturduğu, bizden baya uzak olan çardağa yöneldi. Araya ağaçlar girdiği için annemlerin çardağı göremiyorduk.

Ege, Naz, Damla abla Özgür abi ve Sinan abi vardı. Sinan abiyi bayadır görmüyordum. 25 yaşında falandı, mahallenin kendinden küçükler tarafından en çok saygı duyulan abisiydi. Çok severdim, bana iki tekerlekli bisiklet sürmeyi o öğretmişti, yeri ayrıydı bende.

"Oo Sinan abi? Hiç görünmüyorsun ne zamandır?" Dedim Sinan abiyle Naz'ın arasına otururken. Paketten bir avuç çekirdek alırken Damla abla bana kola dolduruyordu. Sinan abi saçlarımı karıştırdı gülerek.

Burası Benim GökyüzümTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon