2,

535 82 25
                                    



keyifliyim bu yuzden size hemen bir bolumm

yorum yapmayi ve oy vermeyi unutmayin uzuluyom sonra😔

🐚

"tanrım yeter artık, siz içtikçe benim midem bulanıyor!"

oturduğum halıdan kalktım ve elimdeki henüz yarısı bile bitmemiş şişeyi karşımdaki hyunjin'in eline sıkıştırdım.

"içmeyi bilmiyorsun." dedi üçüncü şişesini de kabul ederken. o içmeyi benim aksime severdi. kızarmış yanakları, iç içe geçmiş kısa sarı saçlarını görünce gülmeden edemedim. sarhoş olması çok yakındı. yaklaştım ve alnına bir fiske vurdum. "yarın ders için kalkamadığında göreceğim ben seni."

hyunjin söylediklerimi hiç umursamadan birayı yudumlamaya başladı. göz devirip yanından ayrıldım. birlikte jisung'un doğum gününü kutluyorduk ve chan fazla içki aldığından deli gibi de sarhoş olmuşlardı. mutfağa doğru adımladım ve büyük bir bardağa su doldurdum. biraz olsun ayılmak için bardağı başıma diktim.

bardağı tekrar tezgaha bıraktığımda derin bir nefes verdim. bu sıralar kafam allak bullaktı. zilin çaldığını duyunca başta umursamadım. zil ikinci kez çaldığındaysa söylenerek kapıya yürüdüm. sarhoş olmalarıyla uğraşmaktan nefret ediyordum. ardında kim olduğunu bilmediğim kapıyı açtığımda karşımdaki beden ile asılı kalmıştı elim kapının kulpunda.

burada ne işi vardı?

yerdeki bakışları yüzüme döndüğünde baştan aşağı süzdü beni. gözlerini kısarak bana bakmaya başladığında nasıl hareket edeceğimi bilemeden durdum öylece.

"jisung beni çağırmıştı ama?" diye uzun süren bakışmamızı sonlandırdığında kendime gelip kenara çekildim. "içeride." dedim kısaca. baş sallayıp içeri girdi ve ayakkabısını çıkardı. bu sırada ben de açık kapıyı kapattım.

bana dönüp elini uzattığında ne yapacağımı bilemeden öylece ona baktığımda "yarış günü düzgün tanışamamıştık." dediğinde başımı salladım ağır ağır ve uzattığı elini sıktım.

elinin içi sıcacıktı. 

"seungmin ben, belki unutmuşsundur."

güldü alayla, "haliyle," dedi. "sen de beni unutmuşsundur, felix ben."

başımı usulca salladım ve elimi geri çektim. ben onu unutmamıştım fakat onun beni hatırlamasını da beklemiyordum.

"jisung ve diğerleri içeride." dedim ondan kurtardığım elimle salonu gösterirken.

boştaki ellerini ceketinin cebine soktuktan sonra yürümeye başladı gösterdiğim tarafa. ben de arkasındayken salona girdiğimizde arkadaşlarımın dikkatini çekti içeri giren felix.

"hoş geldin!" dedi chan'ın dizlerinde uzanan jisung. felix chan'ın sırtını yasladığı koltuğa otururken. ben de usulca en köşedeki tekli koltuğa oturup bacaklarımı kendime çektim ve başımı da koltuğa yaslayıp olabildiğince küçüldüm yerimde.

bu sıralar zihnimde sıkça dolaşan adamı izledim sessizce.

"minho yok mu?" dedi jisung. "yok, telefonu kapalı. sızmıştır yine evde." diye cevapladı felix sonra "merhaba!" dedi elini kaldırarak. yerde oturan hyunjin'e. hyunjin başını kaldırdı ve "hı?" diye mırıldandı. hiçbirimizden yeni bir ses çıkmadığını görünce tekrar başını halıya koydu.  "üçüncü şişesinde o, hiç uğraşma." dedi jeongin. felix gülerek salladı başını. "bana da bir şişe versene."

"getirmedin mi yavşak?" dedi jisung.

"param mı var?" dedi jeongin'in uzattığı şişeye uzanan felix. "bütün param otele gidiyor."

"bulamadın mı hala?" dedi gözlerini yeni aralayan chan. neden bahsettiklerini anlamak için dikkat kesildim. felix başını iki yana salladı bira şişesini dudaklarına götürürken. içtiği yudumdan sonra konuştu. "kolay mı bulmak, okulda sormadığım insan kalmadı."

"sene ortası oğlum, nereden bulacaksın ev arkadaşı arayanı?"

"seungmo!" herkes aniden konuşan hyunjin'e döndüğünde şaşkınlıkla ben de ona döndüm. uzandığı yerden kalktı. "heesung yakında şehir değiştirecek diye odayı boşalttı." dedi alkolden tüm kelimleri yanlış söylerken. "of!" dedi ve tekrar kendini yere attığında felix'e döndüm. o da bana bakıyordu. bakışmak istemediğimden gözlerimi ondan çekip diğer arkadaşlarıma döndüm.

"bu bizim aklımıza niye gelmedi ya?" dedi jisung.

"bizim hyunjin kadar aklımız mı var?"

"salak mısın kanka hyunjin hepimizden aptal."

"hey!"

"ev arkadaşı mı arıyorsun?"

tüm dikkatimi arkadaşlarımdan alıp ona verdim. "yani pek aradığım söylenemez, sadece boş bir odam var işte."

"ihtiyacın yok yani?"

omuz silktim. " biri yerleşse de sorun olmaz."

başını salladı ve bir süre beni inceledi. dili dudaklarımda geziniyordu, gözleri de kısıktı. tırnaklarıyla bira şişesine vurarak ritim tutuyordu. yavaş yavaş gerildiğimi hissetsem de umursamamaya çalışarak başımı çevirdim.

"seungmin derli topludur, bence iyi anlaşırsınız." dedi jeongin garip havayı dağıtmak için. gözleri bana döndüğünde "uyar mı?" dedi. bana uyardı, pek sorun olmazdı. bu yüzden başımı sallayarak onayladım jeongin'in sorusunu.

"bizim alt sokakta yaşıyor, sitede. evi de güzel."

"vay," dedi başını sallarken. "kirayı karşılayabilir miyim?"

"ev benim, kirası yok. heesung mutfak alışverişini yaparak ve bazı aylar fatura ödüyordu.

"rahatsız olmaz mısın?" dediğinde omuz silktim. "öyle biri değilim, genelde uyum sağlarım. sen de bana uyum sağlarsan bir sorun yaşamayız bence. cumartesi akşamları bende toplanıyoruz, heesung o günler ya eve geç geliyordu ya da odasına kapanıyordu."

gözlerim yüzünde gezindi. aslında heesung benim kuzenimdi, bu yüzden ev arkadaşımdı. yoksa ev arkadaşı aradığım yoktu, tek başıma kalmak için alınmıştı o ev. fakat içten içe felix ile aynı evde kalmayı istemiştim. bu yolun nereye gideceğini bilmesem de bunu gerçekten istemiştim.

"sorun yaşayacak gibi durmuyoruz. o zaman, ev arkadaşın olabilir miyim?"

"olabilirsin."

"okula birlikte gelebilirsiniz!" dediğinde hyunjin şaşkınlıkla kaşlarım havalandı. "sen bizim okulda mısın?" diye sordum.

"evet, fransız dili ve edebiyatı bölümünden."

derin sesine fransızcanın ne de çok yakıştığını düşündüm. "bu güzel." dedim kendimi tutamadan. hayranlık sesimi yansıyınca pişman hissettim kendimi. alayla sırıttığında dudaklarına götürdü birasını.

"bu gece gel." dedim bir cesaretle. diğerleri kendi aralarındaki konuşmaya daldığında en yakınımda oturan felix duymuştu beni sadece. duyması gereken kişi de oydu zaten.

gözleri tekrar bana çıktığında omuz silktim. "otelde kaldığını söyledin, boşuna kalma."

dudakların dişledi. bir süre sessiz kalsa da sessizliğini bozdu. "peki tamam, bu gece geleceğim seungmin."

🐚

e gitsinler bakalim evlerine😋

lifeless star, seunglixWhere stories live. Discover now