5,

446 77 27
                                    




🐚

"kim ikna etti bunu, resmen bizimle yarışa geliyor."

jeongin binici kez şaşkınlığının getirisi olan herhangi bir cümle kurduğundan omzuna vurdum. "salak mısın sen? geldik işte ne ağladın."

"tamam be!" dedi ve omzunu tutup yanımda uzaklaştı. motorların olduğu yere giderken etrafımı inceliyordum. burası öyle herkesin girebildiği bir alan değilmiş. yarışçılardan biri jisung olduğu için biz kolayca girmiştik.

gözlerim sigarasını içerken sırıtarak beni izleyen jisung'a kaydı. çatık kaşlarla ona baktım. "ne?" dedim kafa sallayarak.

"ev arkadaşınla anlaşmış görünüyorsun." dedi gülerek. sigarayı dudaklarına götürüp bir yudum daha aldı. dumanı üfledikten sonra "fazla hatta." diye ekledi.

"alakası bile yok?" dedim şaşkınca. tabii o buna inanmadan gülmeye devam etti.

"hoş geldiniz çocuklar."

gözlerim derin ses ile hemen karşıya çevrildi. üzerinde mavi bir tulum, elinde mavi bir bez vardı ve elini silerek bize doğru adımlıyordu felix. beni görünce süzmekten alıkoyamadı kendini ve gülümsedi. "seungmin, seni görmeyi beklemiyordum."

"biz de beklemiyorduk." dedi jisung hala aynı sırıtışla. göz devirdim ve "gidiyorum o zaman?" dedim elimle arkayı gösterirken. "tamam tamam," dedi ve eğilip başımdan öptü. "takıl felix ile, biz geçiyoruz diğerlerinin yanına."

kaşlarım havalandı ve bir ona bir de felix'e bakarak "burada mı kalayım?" diye sordum.

"istemez misin?" diye sorduğunda jisung, omuz silktim. "felix için sorun olmazsa,"

"olmaz, kal burada." dediğinde başımla onayladım. jisung bir sorunun kalmadığını görünce el sallayarak arkasını döndü ve yanımızdan uzaklaştı.

"bir motor kaldı, sen kulübeye geç istersen." gözleri son kelimeyle arkaya kaydığında nereye baktığını görmek için ben de arkama döndüm. bize doğru gelen iki gence bakıyordu.

"changbin bey kıçını o sandalyeden kaldırabilmiş." diye seslendi felix.

"zorla getirdim." dedi ceketli olan.

"acıdığım için geldim." dedi adının changbin olduğunu tahmin ettiğim kişi.

yanımıza ulaştıklarında aramızda sözsüz bir bakışma geçtiğinde felix bana döndü ve eliyle arkadaşlarını gösterdi.

"minho ve changbin. en yakın arkadaşlarım." sonra arkadaşlarına döndü. "seungmin, ev arkadaşım." diye bizi birbirimize tanıttığında minho bir baş selamıyla "minho ben." dedi. ben de aynı baş selamını verdikten sonra changbin'in uzattığı eli sıktım. "bizim evsize evini açan sensin demek."

ne diyeceğimi bilemediğimden öylece tebessüm ettim. minho felix'in bakımını yaptığı son motoru da alıp götürdüğünde yanımıza geldi felix.

"ben tribünlere geçiyorum." dedi felix'e bakarak changbin. sonra bana döndü. "tanıştığıma memnun oldum seungmin." dediğinde "ben de memnun oldum." dedim ve onun bize veda ettikten sonra gidişini izledim.

"içeri geçiyorum, gelecek misin?"

eliyle gösterdiği yere doğru baktım ve başımı sallayarak adımlarını takip etmeye başladım. küçük kulübe dediği yere girdiğimizde, "otur sen bir yere, rahatına bak." dedi. arkasını dönüp bir şeyler yaptığını görsem de pek dikkat etmeden oturdum eski bir koltuğa. bir zippo sesi kulaklarımı doldurduğunda dalgınca döndüm ona ama arkası dönük olduğundan göremedim bir şey.

lifeless star, seunglixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin