15, final.

317 54 44
                                    



bu bölüm zaman atlamalı, yani mmam'ın geçtiği zamana, çocukların üniversitede üçüncü senelerinde olduğu döneme ait. biz şu ana kadar seunglix'in birinci senesini okuyorduk, kafanız karışmasın.

keyifli okumalarr!

🐚

"seungmin!"

kendi adımı duymam ile hızla kaldırdım başımı telefondan. "efendim bebeğim?" dedim çatılı kaşlarla yanıma doğru ilerleyen hyunjin'e. arkasında kalmış minho ve sevgilimi işaret etti. "sevgiline bir şey söylesene ya!" diyerek sızlandı.

gülerek hyunjin'in kendini sinirle yanıma atışını izledim. minho ile olan birlikteliğinin üstünden neredeyse bir yıl geçmişti ve minho nasıl değiştiyse, o da günden güne değişiyordu. hala aynı hyunjin'di ama konu minho ile ilgiliyken farklı bir yönüyle tanışıyorduk. çünkü onu bu şekilde sinirli görmezdik pek.

ilk tanıştığımızda, edebiyat okumasından güç alıp onunla aşk hakkında sohbetler etmek için heyecanlanmıştım ama hyunjin o zamanlar tüm bu düşüncelerimi çürütmüştü. o zamanlar aşkın gerçek bir duygu olmadığını, fazlasının zarara döndüğü bir sevgi olarak görüyordu. minho ile yakınlaşma çabası başta hepimize garip gelse de aşk ile tanıştığını fark ettiğimizde hepimiz geri çekilmiş, hyunjin'in düşe kalka öğrenmesi gerektiğini düşünmüştük.

bir diğer yanıma oturan sevgilime döndüğümde tüm bu düşüncelerimi doğruladım. aşk, düşe kalka öğrenilen ve çoğu zaman can acıtan bir duyguydu. fakat karşılıklı olduğunda insanı sadece mutlu eden bir duyguya dönüşüyordu.

uzanıp dudaklarımdan bir öpücük almasına sessiz kaldım. yanımdaki bedenine sokuldum ve beni kolunun altına almasını sağlayıp sırtımı göğsüne yasladım.

"bebeğim benim, neden böyle yapıyorsun?"

minho'nun sesini duyduğumda gözlerimi onlara çevirdim.

"bu sefer ne için trip atıyor?" dedim kollarını göğsünde bağlamış çatılı kaşlarla önüne bakan hyunjin'i süzerken.

"tokyo'da ki yarış için." diye açıkladı felix saçlarımdan öperken.

minho'nun eskiden var olan, kazanmanın önemi yok tavırları hyunjin hayatına girdiğinde bittiğinden yarışlar konusunda kendini oldukça aşmıştı ve yarışların en keyifli olduğu yerde, tokyo'da, bir kez olsun yarışmak istiyordu.

tabii hyunjin de bu fikirden hoşlanmıyordu. minho'nun bu kadar umursamaz olması ve tehlikede gezmesinden hoşlanmıyordu.

"tamam minho, ne istiyorsan onu yap tamam mı?"

elimi uzatıp omzuna attım ve yavaşça kendime doğru çektim onu. "sinirlendirmesenize benim bebeğimi."  diye kızdım minho'ya. göz devirdi o da.

"tüm hevesim kaçtı zaten şunu söyledikten sonra."

hyunjin yaslandığı kucağımdan kalktı. "ya sevgilim niye öyle diyorsun şimdi. ben hevesini kırmak istemedim endişelendim sadece senin için."

gözlerimi felix'e çevirdim. o da alaylı bakışlarını bana çevirdi. bize tamamen tersti ikisi arasındaki ilişki. biz kavga edip bağırarak anlaşıyorduk fakat aynı yatağa girdiğimizde her şeyi unutup sevişiyorduk.

lifeless star, seunglixWhere stories live. Discover now