1.1

9.2K 1K 873
                                    

Odaya girdiğimde çoktan yatağa yerleşmiş olan Chan'ın bakışları bana döndü. Göz göze gelmemizle ne yapacağımı bilemeyerek bakışlarımı kaçırdım ve bavuluma ilerledim.

Aptaldım belki de ve ona kırılacak statüde değildim ancak kırılmıştım. Bavulumdan çıkarttığım kıyafetlerle beraber banyoya ilerledim hızla, bu saatte duş almam onu rahatsız eder miydi bilemeyerek duraksadım banyonun kapısında ve yutkunarak ona doğru döndüm. Konuşmam gerekiyordu ancak döndüğüm gibi göz göze gelmemizle açtığım ağzımı kapattım, bakışları bendeydi.

"Duş alacağım da, ses rahatsız eder mi?"

Güçlükle konuşabildiğimde sesimin ne kadar sabit çıktığına ben bile şaşırdım, hâlâ dün bana kızdığı andaydım sanırım. Chan başını olumsuz anlamda salladı ağır ağır. Ben odada değilken duş almış olmalıydı çünkü saçları hâlâ nemliydi, üzerindeyse yine sadece beyaz bir şort vardı. Canıma kastı vardı kesinlikle ancak kırılmış hissettiğim için biraz daha az aşık olmuştum ona iki gündür.

"Hayır, etmez." Kısaca cevaplamasının ardından banyoya girmek için hamle yapmıştım ki tekrar konuşmasıyla duraksadım. "Seungmin bir problem mi var?"

Evet, ben tanıyıp tanıyabileceğin en hassas insanlardan biriyim ve sen benim kalbimi kırdın bilmesen de.

"Hayır," sessizce iç çektim. "hayır bir sorun yok."

Chan'ın kaşları havalandı, ardından oturur pozisyona geldi yattığı yerde. "Yüz ifaden hiç öyle demiyor ama?"

Sorusuyla dudaklarımı öne doğru büzerken omuz silktim. Onu suçlu bulmuyordum, kendimi ağlamaya yer aradığım için suçluyordum yalnızca. O an göz göze geldiğimizde fark etmiş miydi acaba gözlerimin dolduğunu? Bir yandan utanıyordum ancak diğer yandan aptalca olduğunu bilsem de ona kırılmıştım.

"Öyle." diyerek üstünkörü geçiştirmeye çalıştım ancak Chan yerinden ayaklanıp bana doğru yürümeye başladığında bunda başarısız olduğumu anlamıştım. Tam karşımda durarak aramızda birkaç adımlık mesafe bırakmıştı, elimle arkamdaki kapının kulbunu kavrarken derin bir nefes aldım. Aynı yatakta yattığımızda da aramızda bu kadar bir mesafe oluyordu.

Chan o yakınıma geldiği an hızlanan kalbimi duydu mu bilmiyorum ama anlamak ister gibi sordu. "Dün sana kızdığım için mi böylesin?"

Hızla itiraz ettim. "Normalde nasılsam öyleyim."

Chan tıslar gibi bir ses çıkararak alayla güldü. Ardından çatılı kaşlarıyla kafasını olumsuz anlamda salladı. "Kafana takılan, seni rahatsız eden ne olursa olsun söylemelisin Seungmin."

Söyleyebileceğime inanıyor muydu gerçekten? Üstelik farkındaydı işte neyden rahatsız olduğumun, neden uzatıyordu ki? Duşa girmeliydim ve aramızdaki bu en azından benim için gerici olan konuşma bir an önce bitmeliydi.

"Ben duşa girmek istiyorum..." diye mırıldanarak bakışlarımı kaçırdım. Girmek için banyonun kapı kulbunu tuttuğum sıradaysa benimle aynı anda kapıya uzanıp kulbu elimin üzerinden tutmasıyla gözlerim şokla açıldı. Benim açmak için arkaya doğru itmeme bile fırsat vermeden elimin üzerinden kavradığı kulpla kapıyı çekerek kapattı.

Elimin üzerine sardığı eli... Kalbimi deli gibi attırmıştı bu bile, anında bakışlarım ona döndüğünde kapıyı kapatmak için uzanmasından kaynaklı fazla yakın olduğumuzu görerek daha da gerildim. Chan'sa benim yaşadığım gerginliğin birazını bile yaşamıyor gibiydi, o kadar umrunda değildi ki o anki yakınlığımız.

"Dolu gözlerini gördüm Seungmin," Aramızdaki azıcık mesafeyi bile açmadan mırıldandığında yutkunarak elimle tuttuğum kapının kulbundan destek aldım. "neden açık açık konuşmak yerine kaçmaya çalışıyorsun?"

sleep with me | chanmin ✓Where stories live. Discover now