4.5 - (m)

11.4K 947 3.7K
                                    

[Bölümün tamamı yetişkin içerik, rahatsız olacaklar okumasın.]

"Durma."

Chan'ın bakışları bıçak gibi keskin bir şekilde bana döndüğünde, ondan başka her yere kaçırmıştım gözlerimi. Kalkmasını engellemek için koluna sardığım titreyen elimi güçlükle çektim.

"Ne dedin sen?"

İnanamıyormuş gibi sorduğunda yutkundum ancak ona bir cevap veremedim. Bir kez söylerken bile öbür tarafa birkaç tur atıp dönmüştüm, bir daha söyleyebileceğimi sanmıyordum. Tek bir kelimeydi belki ama benim için şu ana kadar ona hislerimi anlatmam dışında en cesaret isteyen kelimelerden biriydi.

Chan üzerimden kalkmaktan vazgeçerek tekrar kollarını ve dizlerini yatakta iki tarafıma bastırmıştı. Tekrar söylemeyeceğimi anlamış olacak ki sorusunu değiştirerek tekrarladı.

"Durmamı istemiyor musun?"

Evet, mantıklı bir tekrarlama olmuştu çünkü başka türlü ona cevap verebileceğimi sanmıyordum. Bakışlarım güçlükle onu bulduğunda, gözünü bile kırpmadan yüzümde gezinen gözlerini görmüştüm. Titrek bir nefesi içime çekerken yavaşça başımı salladım. Chan'ın kaşları çatıldı bunu yapmamla, ardından ellerinden biri yanağıma çıkarak ona bakmamı sağladığındaysa sordu.

"Seungmin eğer hazır değilsen, bunu anlarım. Kendini benim yüzümden zorlamanı istemiyorum."

Oldukça ciddi çıkan sesi ve söyledikleri içimi hoş ederken ne diyeceğimi bilemedim, hazır olup olmadığımı bilmiyordum. Tek bildiğim, istediğim ve o benim için böyle çabalarken benim de onun için çabalamam gerektiğiydi. Bu yüzden gözlerimi kaçırırken ağzımın içinde sessizce geveledim.

"Ben... istiyorum Chan."

Ağzımın içinde söylenmeme rağmen Chan ne dediğimi anlamış olacak ki, gözleri hafifçe irileşti. Ardından yanağımdaki eli başımı tamamen ona çevirerek bakmamı sağlarken sanki duyduğuna emin olmak ister gibi tekrar sordu.

"Sen? İstiyorsun?"

Başımı hafifçe salladım, az önce göğüslerimde dudaklarının gezindiğini ve benim buna rağmen ayakta olduğumu düşünerek kendimi motive ediyordum yalnızca. Chan yanağımdaki elini, onu güçlükle onaylamamla tenimde sürükleyerek yavaşça boynuma getirdi. Bakışlarım onu bulduğundaysa gözleri sanki tepkimi ve ciddiyetimi ölçmek ister gibi gözlerimdeydi. Göz temasımızı hiç bozmazken elinin tersini sürükleyerek iki göğsümün arasından karnıma doğru ilerlettiğinde belim gerildi ama ekstrem bir tepki vermemek için çabaladım. Ardından eli karnıma geldiğindeyse içime ufak bir telaş yerleşse de bunu belli etmedim, oysa içime oturan telaşın haksız bir telaş olmadığını göstermişti bana.

Elinin tersini sürükleyerek altımdaki şortun lastiğine kadar getirdi. Buradan aşağıya sürüklemeye devam etmemesi gerekliydi çünkü tek sertleşen o değildi ve bunu bilecek olması düşüncesi bile beni deli gibi utandırıyordu. Eğer devam edersek daha fazla utanmam gereken şey yaşanacaktı ama bunu şu an değil, aklım daha çok başımdayken düşünmek istiyordum.

Eli şortumun lastiğinin üstünde duraksadığında gözleriyle oraya bir bakış attı, ardından bakışlarını hızla gözlerime çevirdi. Hâlâ kötü bir tepki vermemem ona ciddiyetimi göstermişti diye umuyordum ama Chan'ın son derece ciddi olduğuma emin olması için bunlar yetmemişti. Şortumun lastiğinden içeri giren parmaklarıyla bunu anlamıştım.

Birkaç parmağını şortun lastiğinin içinden içeri yolladığında, parmakları fazla aşağıda olmamasına ve parmaklarıyla tenim arasında boxerım olmasına rağmen midem kasıldı. Gözleri hâlâ gözlerimden hiç ayrılmazken elini hafifçe kaydırarak şortumun içinde biraz daha derine ulaşmasını sağladığındaysa gözlerimi sıkı sıkıya kapatmamak için kendimi zor tuttum. Lanet boxerın varlığı beni rahatlatmalıydı belki de ama sanki elleri tenimdeymişçesine net bir şekilde elini hissediyordum ve bu beni delirtiyordu. Uzun parmaklarından birisi hafifçe hareket ederek kasıklarımın üzerine denk geldiğinde bu sefer kendimi tutamadım. Dudaklarımın arasından güçlükle nefes alır gibi ufak bir inilti kaçtı.

sleep with me | chanmin ✓Donde viven las historias. Descúbrelo ahora