bugün de hastaneye düşüldü mü

57 10 60
                                    

Uyandığımda birisi telefonda başka biri ile konuşuyordu, sesinden anladım, Minho'ydu bu.

Gözlerimi araladım, sanıyorum ki hastanedeydim. Her yerin bembeyaz olmasından ve sürekli tekrarlayan bip seslerinden bu düşüncemi doğruladım.

Hatırladığım son şey o ağzına sıçtığımın tavasının enseme gelmesiydi, sonrası karanlık. Muhtemelen bayılmıştım.

Elinin ayarına sıçayım Minho.

Tamamen ayılıp yataktan doğrulduğumda Minho sanki aşırı önemli bir ameliyattan sağ çıkmışım gibi telefonunu konuştuğu kişinin yüzüne kapatıp "Yaşıyor!" diye bağırdı. Kulak zarlarım bugün sınırları zorluyor anlaşılan.

Kulaklarımı sağır ettiği için "Bağırma amına koyayım," dedim, sesim istemeden biraz sinirli çıktı.

Güldü, birkaç defa özür dileyip "İyi misin?" diyerek ayağa kalktı. Şaşırdım. Ne zamandır bana karşı bu kadar iyisin Minho?

"İyiyim de, diğerleri nerede? Öldüm mü?"

"Sen ölmüş olsan ben de ölmüş olurdum, aptal. Saate bak, neden diğerleri yok anlarsın."

Kendiminkini bulamadığım için Minho'nun telefonundan saate baktım, gece iki idi. Ciddi ciddi beni mi beklemiş? Geri zekâlı. Bu arada, Minho'nun telefonundan saate baktıktan hemen sonra kendi telefonumu buldum. Kaybetmediğime sevindim, çok para.

"Lan, niye bekledin oğlum bu kadar?"

Öldürmemesi iyi olmuş, diyecek başka bir şeyim yok. Kim bilir, orada baygın bir şekilde yatarken beni boğabilirdi ancak görünüşe göre öldürmedi. Yaşıyorum millet.

"Chan dedi, kalmam yoksa." dedi, biraz duraksadı ve devam etti: "Ha, şey, bayıldığını görünce mal gibi ambulans çağırdık. Anan baban bile geldi, sonra gittiler. Saat geç oluyordu, uyanana kadar beklemem için Chan söyledi. Öyle yani, bekliyorum saatlerdir."

Piçe bak, Chan demese öyle mal gibi bırakacak beni. Doğuştan şerefsiz. Ben de bana aşık falan zannettim. Yüzüne tükürdüğümün oğlu.

Minho'nun gözlerinin içine bakarak "Minho, elini götüne bir sokarım var ya, yaşamının devamında tek kollu dilenci gibi gezmek zorunda kalırsın," dedim, biraz da sen kork canım.

"Kanka, ensene geleceğini nereden bileyim oğlum ben? Hem bir söz vardır, bilir misin? Bugün cuma, enseni kapa."

Benim lafımı bana karşı mı kullanıyor? İdam!

"Minho, kâbusunda seni korkunç bir kundura kostümünde seni kovalamamı istemiyorsan, sus." dediğim gibi sustu. Aptal.

Minho ile biraz daha sohbet ettikten sonra odadan çıktı, geri geldiğinde beni de aldı ve dışarı çıktık. Ne o ağzını açıp bir şey söylüyordu, ne de ben. Sessiz sessiz yürüyorduk. Bu arada, çantamı şerefsiz Minho almamış, sanırım Jisung aldı. Lütfen almış ol Jisung, bir de kayıp bir çantayla uğraşmak istemiyorum.

Bu arada, Minho'dan hiç beklemezdim ancak beni eve kadar bıraktı.

Yürüyerek.

Gerçi, arabası olmadığı için kabul edilebilir bir durum gibi görünüyor ancak eğer bir dahakine de arabası olmazsa, kendisini arabaya dönüştürüp eve kadar onu kullanırım, beni ilgilendirmez.

Yarak-ı Sevkiye, HyunhoWhere stories live. Discover now