SAVAŞ HAZIRLIĞI

186 160 8
                                    

"Çünkü eğer  biz olursak ben var olabilirim ve eğer ben var olursam  ancak ozaman biz olabiliriz anlıyor musunuz ? "

Bu söz günlerdir aklımda yankılanıyor ,  bunu söyleyenin bir simülasyon olmasına mı yoksa bu söylenen sözün haklılık payı olduğuna mı şaşırmalıyım bilemiyorum  .

3. Evrede herhangi boşlukta birileriyle konuşma umudum yerlebir olmuştu . Ya herkes bir simülasyonsa hiçbir şey gerçek değilse.  Belki bende gerçek değilimdir.
Ahh kafayı yemek üzereyim sanırım amaçları da bu zaten .

Askerden duyduğum kadarıyla toplamda 5 evre bulunuyor ve ben 4. Evredeyim gittikçe zorlaşıyor . Üzüntü,  mutluluk , aşk , ümit,  şaşırma gibi duyguların kaybolabilecegini ama korkunun kaybolmayan bir his olduğunu söylüyorlardı aralarında. 
İnsanın güvende korunaklı bir konfor alanında olması insanlık hiyarşinin ilk basamaklarında.  Bu duyguyu kaybettiremedikleri için krizi fırsata çevirmek adına bu duyguyu bize karşı kullanıyorlar ve bedenlerimizi savaşa hazırlıyorlardı.

Anlamadığım şey bütün insanlık bu işkencedeyse dışarıda savaşacağımız hangi tür canlı vardı da bu hazırlık bu denli sıkıydı.

Boş bir alanda bileklerimiz kalın uzun zincirlere bağlıydı.  Çok büyük bir alan ve herkesin  rahatça hareket edebileceği kendi alanı vardı. 

Sinyal yoluyla beynimizde yenemediğimiz tüm korkuları peşimizden geldiği gösteriliyor ve bu onunla savaşmamiza yada kaçmamıza neden oluyordu . Bu kimi için bir köpek bir örümcek kimine göre de susmayan vıcnadıydı . Diğerlerini bilmem ama korkumla savaşacak kadar cesaretli değildim sürekli kaçıyordum.  Zincirin uzunluğunu geçecek kadar gitmeye çalıştığım için bileklerim kana bulanmıştı.

Savaşmak yada kaçmak gibi verilen tepkiye göre konumumuz listeleniyor . Ne görev yapacağımız kişiliğimiz analize edilerek belli oluyordu . Hala neyle savaşacağımız konusu muammaydı .

Bazıları askerken diğerleri neden işkence alanındaydı neye göre bizi kategorize etmişlerdi anlamıyordum .

Poyraz keşke beni tanısaydın , yardımcı olamazdın evet ama en azından kendimi okyanustaki karınca gibi hissetmezdim.
Evet biliyorum karınca orda ölür .

Ama ona kızmıyordum burda milyonlarca insan var illaki biri tanıdığı biriyle denk düşmüştür.  Birbirini tanımayan tek ikili biz değiliz bu aşikar .

Bunca çığlık sesi beynimize verilen sinyalin gücünü bastırmış olacak ki sesi daha da güçlendirdiler bu sefer tek bir korku değil tüm korkularımız peşimizden geliyordu  bir yanımda bana nefretle eli kelepçeli bakan abim diğer yandan azgın kuduz bir köpek  ve diğer yandan vahşi hayvanlar öte yandan ise üzerime gelen zifiri karanlık ve onun içinden bana doğru hızla gelen büyük fare ve örümcekler   ben ise ortalarında küçük toz tanesi gibi titriyordum b-bben napıcam şimdi nolur bir mucize olsun.

Ellerim titriyordu niye bilmiyorum dizlerimin bağı çözüldü oysaki burdan uzaklaşana dek kaçmam gerek ve yere düştüm.  Kaçamıyordum bagıramıyordum.
Hepsi ayni anda üstüme üstüme geliyor abim ona yaptığımı bağıra çağıra yüzüme vuruyor elinde ki kelepçelere yüzüme tokat atıyordu  arkamı dönüp kaçmak istedim . Arkamı döndüğümde ağzından beyaz salyalar akarak hırlayan sivri dişli köpek ağzını açarak boynuma atlamak içim hamle yaptığında tek kaçışın zifiri karanlık olduğunu anladım. Bana doğru gelen örümceklere  ve farele bakmamam gerekirdi en azından beden olarak benden küçüklerdi ama lanet olsun ki kulağıma ve sırtımın içine girdiklerini hissedebiliyorum.  Her yerim kaşınıyor .

Koşarak karanlığa girdiğimde.
-b..bbu olamaz hayir kurtulmak istiyorum 
-Çıkarın beni , çıkarın diyorum !!  İmdattt!!
Karanlığa girdiğim halde hala üstüme geliyorlardı.  Şimdi hem karanlıkta hemde korkularım tarafından sıkıştırılmış bir çıkmazdaydım .
Sanki içi toprak dolu bir tabutun içine girmiş gibi nefes almak hareket etmek konuşmak imkansız hale gelmişti. İçim bunaldı napıcam ben gitmek istiyorum burdan.

Artık tüm korkularımla burun burunaydım .
Gökyüzüne bakıp derin bir nefes aldım.  Annem okuldan dayak yiyerek geldiğimde hep derdi ki kaçmak sadece meseleyi uzatmaktır.  Kurtulmak mı istiyorsan o halde savaş . Kaçmak acizliktir.
-Artik yeter !
Sizden korkmuyorum .
Hışımla ayağa kalkarak köpeği ellerimle kaldırmak için eğildiğimde toz bulutu gibi dağıldı.  Aynı şeyi sırasıyla tüm korkularıma yaptım ; örümcekler , fareler , vahşi hayvanlar . Bunları gözlerinin içine bakarak yaptım sıra abime gelince bu okadarda kolay olmadı.  Korkumu vicdanımın beslediğini bilmiyordum . Gözlerinin içine bakarak elimi yanağına koydum

- Özür dilerim
- Yazıklar olsun. Dedi son sözü buydu . Ve haklıydı tüm bunlar bana müstahaktı.

İnsanlar zekalarinin %100 nü kullanamazlar kullandıklarında ise delirmekten başka çare kalmaz. Her şeyi anlamak düşündüğümüz kadar basit yada aleyhimize olacak bir durum değildirAynı şekilde zeka gibi gücümüzünde %100 nü kullanamayiz . Gerçek gücümüzü kullanabileceğimiz tek bir an vardır  o da ölüm korkusuyla burun buruna geldiğimiz an.  Yaptıklarımızdan yada kendimizden nekadar nefret etsek bile yaşamayı kendimize fazla bulsak bile ölüm yakınımızda olduğunda güdüsel olan ilkel semptomlarımız ortaya çıkar ve gerçek potansiyelimizin farkına ancak ozaman varabiliriz.

  Artik beynimdeki sinyaller susmuştu bir asker gelip  bileğime kırmızı barkod yapıştırdı. 
Gözümde ki gözlüğü çıkarıp üst rütbesine telsizle
- 249  4. Evre tamam . Dedi .
Beni zincirlerimden çıkardıktan sonra 3. Evresini yeni bitirmiş olan birini zincilediler . Gözleri gece dalganan okanus gibi derindi bukadar geç bitirmesinin sebebi beyninin bizimkinden daha karmaşık olmasıdır belkide.

Sanırım artık 5. Evreye geçiyordum.
Yeni bir işkence beklerken küçük bir hücreye kitlendim . İçimden çıkarın beni diye haykırmak geliyordu ama bilincimin yerinde olduğunu belli etmemeliydim.  Gerçek mi değil mi anlamadığım o gün ki esmer kız öyle söylemişti bu belkide tuzaktı ama.daha mantıklı bir planım yoktu .
Şimdi tek yapmam gereken   bu pislik iğrenç lanet odada delirmeden durabilmekti.

Off. Başım ağrıyor.

Belkide biraz dinlemem için buraya kitlediler . Beni kitlediklerine göre hala bilincimin yerinde olduklarından şüpheleniyor olmalılar.

Neyse artık düşünmek istemiyorum diyip kafamı karşı duvara çevirdiğim de  bunun dinlenme yeri değil 5. Evre olduğu farkettim . Salak gibi dinleneceğimi düşünmüştüm birde. Kapıyı bilincim yerinde olduğu için değil kaçmamam için kitlemişlerdi demek . Zincirin yerine kilit .

Bari 1 dk olsa nefes alabilseydim.  Tamam kendime kızgınım ama bu çok zalimceydi . Bana bile zalimce...

SON SAVAŞ +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin