Umut

173 152 7
                                    

Poyrazdan ;

Geldiğim günden beri kendimi belli etmemeye çalışıyorum bunu laraya söylediğimde beni kalpsizlikle suçlamıştı oysa bilmiyordu ki başından beri ona yardım ediyorum.  Daha 4. Evreye geçmeden önce yanında durup bir askerle konuşuyormuş gibi yapıp 4. Evreyle alakalı bilgiler vermiş ve toplamda kaç evre olduğunu söylemiştimTabi karşımda ki asker tamamiyle bilinçsiz olduğu için söylediklerime tepki bile vermiyorduAmacım larayi bilgilendirip biraz olsun rahatlatmaktı.  Beni dinlediğini biliyordum .  Açıkçası ona yardım ettiğimi anladığını düşünmüştüm ama anlamamış  ikimizde biliyorduk ki  burdaki askerler onlara verilen emir dışında kendi iradeleriyle konuşamazlar.

Laradan ;

Sonunda  büyük gün gelmişti.
Poyraz'ın anlattıkları ile beraber aklımda daha çok soru oluşmaya başladı Ama eninde sonunda her şeyi öğrenecektim bugün bana planını anlatacaktı Aynen dediği gibi Vücut geliştirmek amaçlı bir yere götürüldüm Aslında bu düşüncemi doğru çıkartıyordu beynimize verilen sinyalle vücudumuzdaki kasları aktifleştirmek amaçlı hareketler yapıyorduk kendimizi savunmamız için gerekli hareketleri gösteriyorlardı aylardır duygularımızı ve ruhlarımızı kaybetmemiz için oturduğumuz yerden işkence gördüğümüz için kaslarımız fazlasıyla hamlamıştı.

Demek ki gerçekten düşündüğüm gibi birileriyle savaşacaktık ama Anlamadığım şey şu tamamiyle bilinçsizleştirdikleri halde ve vücudumuzu geliştirdikleri halde hala nasıl bir aşama olabilirdi ki bizden istedikleri ne vardı insanlığımızı ve düşüncemizi ruhumuzu zaten elde etmişlerdi daha onlara Neyimizi vermemiz gerekiyordu 5. evre beni gerçekten korkutmaya başlamıştı.

Aslında bakarsanız kaslarımızın bu kadar hamlamış olmasının ardından harekete geçmek Bir nevi işkence'den farksızdı Gerçekten canım acıyordu benim gibi birçok insanın acı çektiğini görebiliyordum

Işin tuhafı her ne kadar yorulursak yorulalım ya da ne kadar acı çekersek çekelim bize verilen emiri  yerine getirebilmek için durmadan bize gösterilen hareketleri yerine getirmeye çalışıyorduk sanırım istediklerini almışlardı sorgusuz sualsiz durumumuz Her ne olursa olsun istedikleri şeyi yerine getirmek için var gücümüzle harekete geçtik.

Durumumuz her ne kadar acınası olsa da Umudumu kaybetmemeye çalışıyordum duygularımı içimde yaşamaya çalışmak  fazla Düşünmemeye çalışmak ve robotmuş gibi davranmak zaten bana işkence gibi geliyordu bu işkenceye son verebilmemin tek yolu Poyraz'ı beklemekti.

Marketten babasının çikolata ile dönmesini bekleyen 5 yaşındaki çocuk misali Poyraz'ı Hücremde beklemeye başladım heyecanlıydım İçim içime sığmıyordu ama bunu asla dışa vuramazdım sadece duygularımı Beynimin içinde tutmaya çalışıyordum kalp atışımın hızlanmaması gerekiyordu Elbette çok çalıştığım ya da hızlı hareket ettiğim için kalp atışımın hızlanması sinyalimin ötmesine sebebiyet vermiyordu

Bize taktıkları cihaz hareket yüzünden hızlanan kalp atış ritmi ile Duygu yüzünden hızlanan kalp atış ritminin farkını anlayabilecek teknolojideydi.

Içinde bulunduğum küçücük kümesten Pardon hücreden dolayı ne saatten ne gün doğumundan ne de günün hangi aşamasında olduğundan bir haberdim dinlenme için hücreme beni getirdikleri andan itibaren ne kadar zaman geçti bilemiyorum

Hücrenin önünden geçtikçe ayak sesleri kulağımda yankılanıyor ben her ayak sesinde Poyraz'ın geleceği umuduyla kapıya bakıyordum

Belki sabahtı akşam oldu ya da geceydi sabah oldu bilemiyorum ama çok uzun süredir beklediğimden eminim Belki de 5. evre şu an bulunduğum şeydir Poyraz'ın bir şekilde simülasyon olmadığına Dün ikna olmuştum çok inandırıcı konuşmuştu çünkü önceki hayatında Benim Neler yaptığımı biliyordu Ah ne kadar aptalım bu insanlar sinyalle Çocukluğumda bile neler yaptığımı  bana göstermişlerdi önceki hayatımda neler yaptığımı mı bilemeyeceklerdi simülasyondu işte yanılmamıştım Poyraz gerçek falan değildi beni delirtmeye elimden Umudumu çalmaya çalışıyorlardı.

Eğer öyle olmasaydı eminim ki gelirdi bir planın olduğunu söyleyip beni umutlandırdı şimdi ise alay edercesine ortalarda yok aslında benimle alay eden Poyraz değil Poyraz'ın simülasyonunu göstererek Umudumu çalmaya çalışan ve bizim insanlığımızı almaya çalışan baştaki her kim ise oydu.

Içimdeki sinir kin öfke bütün insani duygular kabarmaya başladı kalbimin üzerinde duran sinyal mavi işaret vermeye başladı yakalandığımı anlamıştım daha aradan Belki 5 saniye bile geçmedi hücremin kilidi açıldı askerler geldi beni götürdükleri yer ise 1. evrede işkence gördüğüm yerdi sinirden titrememek mümkün değildi aklımla Alay ediyor beni delirtmeye çalışıyorlardı Keşke diğerleri gibi insanlığımı bu kadar kolay satabilseydim o zaman her şey daha kolay ve daha Acısız olurdu.

Her şeye bütün işkencelere  en baştan geçmek zorundaydım ve bu sefer kendime Yemin ettim her ne olursa olsun asla hiçbir şeye inanmayacak ve duygularımı köreltecektim aslında bu yapılan işkenceyi bir mükafat olarak görüyordum duygularımı köreltecek ve beni Duygusuz biri olarak yeniden dünyaya getirecekti Şu an tek yaşama sebebim Bunun sorumlusu her kimse onu yok etmekti sonunda istediklerini aldılar artık ben de insanlıktan çıkmıştım.

Gözümün içindeki kırmızı damarlar daha da belirginleşti ama dışarıdan baktığında fark edilmezdi bile Çünkü gözün içindeki damarlar ile birlikte içi de tamamı ile kan kırmızısına bürünmüştü.

Kan çanağı gözlerimle bana nefretle bakan abime ve beni öldürmek niyetindeymiş gibi üstüme gelen anneme bakıyordum.

Yaşıyorken Cehennemi tatmıştım Yanıp Kül olmuş birini ne korkutabilirdi ki. Her şeyin düzelecek olması umuduyla çıktığım yolda tepetaklak olmuştum.

1 hafta sonra

Neyseki bu işkence düşündüğüm gibi aylarca sürmemişti .  Hem duygusal işkenceye maruz kalıyor hemde bedensel işlevlerimi güçlendirmek için bir simülasyonsa giriyordum bu sefer karşı koymak yoktu . Duygulardan kurtulmayı bende istiyordum . İnsani duygular zayıflıktan başka bir şey değil. 

Geçen zamanı bir amacım olmadan geçirsem heralde delirirdim.  Düşünüyorumda belkide delirimişimdir çok çalışmaktan kafayı yemiş ve tüm bu olanları hayal gücümle uydurmuşdur . Neden olmasın ?

Hala 5. Evrenin ne olduğunu çözmeye çalışıyordum .  Geçirdiğim evreler diğerleriyle aynı değildi daha da şiddetlenmişti ve benim verdiğim tepkiler eskilerine oranla daha azdı . İstesem de istemesemde artık karşı koyamaz durumdayım.

Aradan günler geçtikten sonra havanın karanlık olduğu bir vakitte bende dahil barakamızın dışında ki mavi yeşil renklerde olan kuleye girdik görünüşüne kıyasla epey büyüktü.  Bulunduğumuz bölgenin uzağında bir orman gözüküyordu. 

Buraya geldiğimiz ilk gün ki gibi sıra haline geçtik.  Sırası gelene koyu yeşil bir ilaç enjekte edildi.

Sanırım artık savaş vakti gelmişti. 

SON SAVAŞ +18 Where stories live. Discover now