14| The end of everything.

1K 123 87
                                    



14| The end of everything.

Taehyung yirmi dört senelik uzun sayılabilecek hayatında, her zaman mutlu olmanın yollarını aramıştı; ihtişamlı, görkemli ve herkesin ulaşmak için can atacağı türden bir hayata sahip olan bu genç adamın, ihtiyacı olan şeyler zenginlik, popülarite ve kariyer değildi. O her zaman âşık olmak istemişti; bunun için fazla çapkındı, bunu da biliyordu. Yalnızca yirmili yaşlarında, âşık olamayacağının bilincinde her zaman tek gecelik ilişkilere yönelmişti. Çevresinde bu kritere uygun olan birini bulamamış ve pes etmişti. Bu aşamada, Jungkook'un içten içe kıskançlık beslemesinin sebebi olan Changwook, Kim Taehyung'un hayatında yeni bir devirdi.

Taehyung'u tüm içtenliğiyle sevmiş ve sonsuz aşkını, sevdiği adamla paylaşmaktan hiç çekinmemişti. Anne sevgisi görmeyen genç adamı annesiyle tanıştırmış, sık sık aile ortamına sokmuş ve evlenmek istediğini açıkça belli etmişti. Taehyung, Changwook ile mutluydu; buna rağmen içindeki âşık olma hissini bastıramıyordu. Çünkü Changwook'a aşık değildi. O, aradığı adam değildi. Taehyung'un hayallerini süslemiyordu. Taehyung bunun için sık sık vicdan azabı çekse de Changwook'u hiçbir zaman tam anlamıyla sevememişti. İlişkileri yakın bir dostluğu andırıyordu.

Jeon Jungkook ise Kim Taehyung'un devrimiydi.

Bir anda ortaya çıkmış, Taehyung'un tüm hayatını altüst etmiş ve kısa sürede kalıcı ve nitelikli, geniş hasarlar bırakmıştı. Taehyung en çok Jungkook'la olan ilişkisinde üzülmüş, kırılmış, kendisini değersiz hissetmiş ve aşktan vazgeçecek kadar, pes edecek noktaya gelmişti. Tüm bunları kabul ediyor ve yaşadığı her olayın sonunda Jungkook'u bırakması gerektiğini biliyordu. Biraz da kendisi istemişti; Jungkook'u bırakmamış, reddedildiği halde üstelemiş, kırıldığı halde, kalp kırıklarının üzerine basıp geçmiş ve bir kez daha hevesle Jungkook'a ulaşmanın yollarını denemişti.

Bunu neden yaptığını o zamanlar kendisi de anlayamıyordu. Neden Jungkook'tu? Jungkook yakışıklıydı, onun kriterlerine uygundu fakat Taehyung'un çevresinde Jungkook gibi onlarcası vardı. Jungkook'u özel kılan şey neydi? Taehyung, uzun zamandır bunu düşünüyor ve bir cevap arıyordu.

Aslında cevap apaçık ortadaydı; Jungkook'un fiziksel özellikleri, Taehyung'un çevresinde bulunan onlarcasıyla eşdeğerdi fakat, kırgın, içine kapanık, kimsesiz ve çekingen ruhu herkesten çok daha farklıydı. Bir nevi Taehyung ve Jungkook birbirine benziyordu. İkisi de aile sevgisinden mahrum büyümüş; yetişkin olsalar bile içlerindeki kırgın çocuğu bu yaşlarına kadar, en güzel şekilde beslemiş ve beraberinde büyütmüşlerdi. Bu aşamada Taehyung, patronu ve yakın arkadaşları sayesinde hislerinden biraz olsun sıyrılırken, Jungkook çevresi sayesinde yalnızca daha da kötü hale gelmişti.

Taehyung, sevgilisine baktığında kendi yansımasını görüyordu.

"Neden bana öyle bakıyorsun?" diye sordu Jungkook; Taehyung dakikalardır durgun bakışlarını, sevgilisinin yüzünde gezdiriyordu. Jungkook bu bakışların sebebini merak etti. "Bir şey mi yaptım?"

Taehyung başını iki yana salladı. "Yok hayır." Dedi ve durumu düzeltmek adına, oturduğu yerde dikleşti. Jungkook çaprazındaki koltukta uzanıyor ve televizyon seyrediyordu. Taehyung ise bağdaş kurmuş bir vaziyette otururken yalnızca Jungkook'u izliyordu. Jungkook bir misafirdi ve Taehyung bakışlarıyla onu gücendirdiğini düşündü. Aniden aklına gelen fikri ortaya attı:

"Canlı yayın başlatmayı düşünüyordum da dalmışım."

Canlı yayın meselesi açıldığında Jungkook direkt olarak geçmişte yaşadıkları anısını anımsadı ve dudaklarının kıvrılmasına mâni olamadı. Bu çapkın, biraz da kinayeli bakışlar Taehyung'un gözünden kaçmamıştı. "Yine başladın sapıklık yapmaya..." diye sızlandı.

Love Me Harder | TaekookWhere stories live. Discover now