33

1.2K 104 54
                                    

  Çınar'ın odasına girdiğimiz gibi daha koltuklara oturmadan Çınar elime kağıt tutuşturup şirkette olanları yazmamı istemişti. Ben yazmakla meşgulken kendisi de görgü tanıdığı raporunu yazıp Harun'un dosyalarıyla ilgilenmeye başlamıştı.

  Yazmayı bitirip kağıdı Çınar'a doğru masada sürüklediğimde ise "Şirkete ekip gönderdim ama kırılmış telefonunu da isteyeceğim" demişti. Çınar'ı onaylayıp hırkamın cebindeki telefonumu da kağıdın üzerine koyduğumda "Sim kartı da aynı şekilde" demişti.

  Sim kartı konusunda herhangi bir korkum yoktu çünkü üstüme sistemde iki sim kartı gözüksede dört farklı sim kullanıyordum ve bu telefondaki, günlük yaşantımda kullandığım, içinde mesajlar dışında bir şey olmayan numaramdı. Sim kartımı da telefonumun yanına koyduğumda Çınar onları masadan alıp telsizine konuşmuştu. "Esat odama gelir misin?"

  Sessizce beklediğimiz birkaç saniyenin ardından kapı tıklatılmış daha sonrada tanımadığım bir polis memuru girmişti içeriye.

  "Telefonu önce tamir ettirmeye çalışın. Herhangi bir hack veya takip uygulması var mı diye kontrol edin. Sim içinde ters bir şey fark edersen hemen haber ver" aynı anda raporlarımızı ve telefonumu uzatmıştı polise.

  "Tamamdır komiserim"

  "Tamam çık hadi" Çınar'ın ikazıyla bakışlarımı polise çevirdiğimde göz göze gelmiştik ama polis hemen gözlerini kaçırıp, Çınar'a baş selamı verdikten sonra ayrılmıştı odadan.

  "Şüphelendiğin biri var mı?" Çınar'da gariplik hissetmiş olacak ki polisin ardından da kapıya bir iki saniye kaşları çatık biçimde baktıktan sonra ilgisini tekrar üzerimde toparlayıp merakla sormuştu.

  "Aklıma özellikle biri gelmiyor" Adil'in mesajından şüphelendiğimi söylemeyi başta düşünmüş olsam da üzerine biraz daha düşünüldüğünde bu tarz meajları çok alan biri olarak neden özellikle bu mesajdan şüphelendiğim sorgulanabilirdi. Bu yüzden telefonumda mesaj olurda fark edilir ve Çınar sorarsa, "talıntılı fanlardan birinin attığını düşünmüştüm" diyecektim.

  "Telefon raporun çıktığında bu konuya geri döneceğim ama tanık raporu da yazmanı isteyeceğim" önüme tekrar kağıt ve kalem uzattığında ne olduğunu bilsemde sorgular bakışlarımla Çınar'a bakmaya başlamıştım.

  "Harun Özmen ölü bulunmuş ve onunla son görüşen isimlerden birisin" sorgular bakışlarım şaşkınlığa döndüğünde Çınar'da anlını ovuşturmuş "Katilin çizgisi davası" demişti ardından.

  "Şirkette mi?"

  "Hayır, ara sokakta bulunan bir pansiyonda"

  Çınar'ı başımla onaylayıp kağıda şirkette yaşananları eksik ama doğru şekilde yazmaya başladığım sırada Çınar'da ayaklanıp bilgisayar masasının yanındaki dosya dolabına ilerlemişti. Eski davalarımı tekrar inceleyecekti sanırım...

  Tahmin ettiğim gibi olup Çınar onların bildiği sayıyla on bir dava dosyamı da ortamızdaki masaya bıraktığında değişik bir heyecan kaplamıştı içimi.

  "Aynı kişinin" biliyorum... Elini üst üste olan dosyaların en tepesine koyup bana itafen konuştuğunda kağıttaki bakışlarımı tekrar dosyalara çevirip "Çözeceğine inanıyorum" demiştim.

  Çınar'da bana cevaben ama kendi kendine de konuşur gibi "Öyle umuyorum" dedikten sonra onlar için ilk dava dosyamı alıp okumaya başlamıştı. Bende son cümlemi yazıp arkama yaslanmıştım aynı anda.

  "Berke gelecek mi?" Yoksa eve mi gideceğiz?

  "Yoldaydı en son"

  "Telefonunu alabilir miyim biraz?" Çınar sorgulamadan ve bakışlarını dosyalardan bile ayırma gereği duymadan telefonunu uzattığında duyduğu güven karşısında gerçekten şaşırmıştım. Telefonunu alıp Daven'in numarasını tuşlamaya başlamıştım daha sonrasında.

Katilin Çizgisi | bxbxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin