43

574 70 68
                                    

Berke'den,

  Doğru bir karar mı? Pişman olur muyum? Katilin çizgisinin kim olduğunu bilerek susmam, onu saklamam ihanet miydi? Kime olan ihanet? Hayır... Başta Çınar olmak üzere, kimlere olan ihanetim?

  Bora'nın güvende olmadığını bilerek, onu orada bırakıp ondan uzaklışıyor olmam doğru muydu peki? Zarar görürse ne yapacaktım?

  Yokluğum fark edilmeden yetişmek için hızla çalıların arasından ilerlemeye başlamıştım ama içim içimi yerken ne kadar kollayabilirdim Çınar'ı? Durmayacaktı, bugün gözünün hiçbir şeyi görmeyeceğini biliyordum. Onu nasıl durduracağım? Aynı anda Bora'yı nasıl koruyacağım?

  Bora'nın "Katilin Çizgisi" olduğunu hissediyor olsamda susmayı tercih etmiştim bunca zaman. İlk zamanlar açıklarını aramayı takıntı hâline getirmişsem de son zamanlarda ilgilenmemek için elimden geleni yapmıştım. Katil olduğuna dâir hissettiklerimden, sanılarımdan emin olmaktan korkmuştum belki de? Sonra ise ona kapılırken bulmuştum kendimi.

  O kadar masumdu ki yanımda uyurken, gülerken, ona gözlerimin daldığı her anında. Yakıştıramıyordum ona, bir zamanlar lanetler okuduğum katille aynı kişi olmasını. O katil nefret edilmeyi hak ederken Bora sevilmeyi hak ediyordu... Çok kızdım kendime, kalbime... Beynim ve kalbim onu koruma iç güdüsüyle dolmasaydı, aşık olmuş olmasaydı bileklerini kelepçelemek hiçte zor olmayacaktı o katilin. İkinci kere bile düşünmezdim ama şimdi hayalini bile kuramıyordum! Çınar'a ihanet ediyor gibi hissetmezdim...

  Kargaşa ortamı, silah sesleri her bir adımımda artarken Çınar'ın nerede olduğunu nasıl bulacağımı da sorguluyordum içten içe.

  "Berke!" Yanıma koşuşturarak gelen Arda hafifçe omzuma dokunup onu takip etmemi işaret ettiğinde sorgulamadan koşar adımlarla peşine takılmış yerde yatan ölü bedenlerin arasından ağaçlık alana doğru ilerlemeye başlamıştık. Arda'nın önüne baktığına emin olduğum kısa süreçte de hafif eğilip ölü bedenlerden birinin silahını alıp belime yerleştirmiştim.

  Limanı gören ağaçlardan birinin arkasında durduğumuzda ise olduğumuz yerde yere çöküp ortamı gözlemeye başlamıştık. Neredesin Çınar?

  "Berke, dikkat et!" Arda'nın gür bağrışı silah seslerine rağmen kulağıma ulaştığında arkama dönmeme kalmadan, hemen yanımda kanlar içinde yere serilen arkadaşım istemsizce geriye doğru adımlamama sebep olmuştu.

  "Yanlış isabet" Dalga barındıran sesiyle bize doğru yaklaşmaya başlayan Adil'in, silahını tekrar kaldırıp namlusunu bana doğru tutacağını fark ettiğimde bende silahıma uzanmış ona doğrultmuştum. Beklediğimden çok daha erken karşılaşmıştık...

  "Bende seni arıyordum polis"

...

Çınar'dan,

  Kafayı yiyecek gibi hissediyordum. Her şey elimde, gözümün önündeyken elde edemiyordum... Çok korkuyordum ama çokta heyecanlıydım. Kalbim ağzımda atıyormuş gibi hissediyordum her geçen bir saniyede.

  Adil, ellerim arasındaydı. Buradaydı ve suç üstü yakalanmıştı ama içimdeki bu korku neden? Neyden çekiniyorum?

  "Komiserim, Katilin Çizgisi'de burada! Arka tarafta ipleri bulundu" hemen yanı başımdan gelen ses uğultu gibi gelmeye başlamıştı o katilin ismini andığından beri. Bedenim uyuşuyordu yavaş yavaş, nefretim tüm bedenimi, damarlarımdan akan her bir kanda daha da hissettiriyordu artık kendini. Burada olduğunu söylüyordu! İkiside buradaydı bu gece! 

  "Bulun onu" Hissettiklerime rağmen buz gibi çıkmıştı sesim. Bu sefer ellerimden kaçıramazdım ikisini de!

  "Ama sanırım bizim tarafımızda komiserim" Ne diyordu bu polis!? Yüzüne çevirdiğim bakışlarım onu ürkütmüş olacak ki başta sendelemiş daha sonrada kendinden emin bir şekilde "İplerle ölü bulunan dört kişi de Adil'in adamları" demişti.

Katilin Çizgisi | bxbxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin