40

838 73 35
                                    

Çınar'dan,

  Çalan telefonum istemeden de olsa gözlerimi aralamamı sağlarken evdekileri de daha fazla rahatsız etmemek adına önce sessize almış daha sonrada gecenin bir yarısında arayan Adil'e karşı sinirle yerimde dikelmiştim.

  "Ne var?" Olabildiğince sesimi alçatarak konuşmuştum.

  "Uyandırdım mı?" Benim aksime yüksek sesle ve ses tonundan dahi belli olan neşesiyle sormuştu.

  "Saatin kaç olduğunun farkında mısın?"

  "Hâlini hatrını sormak için aramak istedim. Hata mı ettim?"

  "Kapatıyorum" telefonu kulağımdan çektiğim sırada gülerek "Sen bilirsin" demesi kaşlarımın çatılmasına sebep olmuşsa da yine de kapatmıştım telefonu. Saçmalıklarına tahammül edebilecek bir sabırda değildim şuan.

  Telefonumu tekrar komodine bırakıp başımı yastığa yasladığım gibi aklıma gelen merakımla tekrar yatakta dikelmiş telefonumu elime alıp mesaj uygulamasına girmiştim. Ne Berke'den bir geri dönüş vardı ne de Bora'dan... İçim sıkılmış gibi hissediyordum Adil'in de aramasıyla. Yanlarına gitsem çok mu saçmalamış olurdum?

  İçim içimi yemeye başlarken geri de uyuyamayacağımı bildiğimden mesaj uygulamasından çıkıp kararsızlıkla rehberime girmiştim ama hâla büyük ikilemdeydim. Uyandırmakta istemiyordum ama çokta merak ediyordum. Parmağım Berke ve Bora'nın isminde gidip gelirken içime kocaman bir nefes çekmeden edememiştim. Ani kararımla da konferans araması başlatırken bulmuştum kendimi...

  Beklediğim saniyeler ardından iki taraftan da cevaplanmayan çağrım endişelenmemi sağlarken tekrar arama başlatmış aynı anda da yataktan çıkıp üzerimi değiştirmek için ayaklanmıştım.

...

  Evden ayrılıp arabama bindiğimde yönümü Berke'nin evine doğru almıştım. Bora'nın yanında koruması varken onu evinden alıp Berke'nin evine götürmemin çeşitli riskleri olabilirdi... Artı olarak ailemin evi Berke'nin evine uzak kalsada Bora'nın evine daha uzak kalıyordu...

  Radyodan dinlediğim kısık sesli müziklerin eşliğinde Berke'nin evinin önüne arabamı park edip indiğimde karanlık havaya rağmen etrafı incelemeden edememiştim. İçimdeki rahatsız eden hissiyat geçmek bilmiyordu...

  Berke'nin evinin anahtarı bende de bulunduğundan kapıyı çalmaya gerek duymayıp anahtarla kapıyı açtığımda burnuma gelen gardenya çiçeklerinin kokusu her seferinde olduğu gibi yine gülümsememi sağlamıştı. Ona aldığım ilk çiçekti ve bakımının üzerine gerçekten düşüyordu...

  Kapıyı ardımdan kapatıp üst kattaki odasına doğru sessizce ilerlemeye başlamış, kapısının önüne geldiğimde ise yarım açık kapısından hafif başımı uzatıp uyuduğunu görmüştüm. Uyandıracak olmak canımı sıkıyor olsada bu gece beraber olmalıyız hissiyatı geçmek bilmiyordu...

  Küçük adımlarla yatağın boşta kalan tarafına ilerleyip oturduğumda Berke'de hafif yerinde kıpırdanmıştı. Yorgun olmasa çoktan uyanmış olurdu... Çok hafif bir uykuya sahipti.

  Görüntüye kıyamamış olup bende yorganın altına girdikten sonra arkadan ona sarılmış kokusunu içime çekmiştim. En azından birkaç dakika daha uyumasına izin verecektim...

  "Çınar?"

  "Devam et uyumaya" onun gibi kısık sesle konuşmuştum. Kollarım arasında minik kalan bedeniyle fazla sevimli görünüyordu ve bu görüntüyü bir saniye dahi daha fazla izleyebilmek için birçok şeyi feda edebilirdim... Bu yüzdendi ona karşı dalmış olan gözlerim.

Katilin Çizgisi | bxbxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin