35

1K 85 59
                                    

  "Yalnız mısın?"

  "Evet?" Onayımla ayakkabılarını dâhi çıkarmadan evin içine adım attığında ellerim istemsizce yumruk hâline gelmişti.

  "Neden?"

  "Ayakkabılarını çıkart" yeni gelişen olaylardan dolayı dışarıda magazin kameralarının olması ihtimaldi ki Baran ile hakkımda yersiz haberlerin çıkmaması adına izin vermiştim içeriye girmesine.

  "Ah üzgünüm" alkol kokusu iki adım uzağında olan bana dâhi geliyordu ama yürüyemeyecek gibi görünmüyordu. "Uyuyor muyudun?" Ayakkabılarını çıkardıktan sonra koltuklara doğru yavaşca ilerlerken sormuştu.

  "Üzereydim" bende peşinden takip ederken cevap vermiş, onun oturduğu koltuğun çaprazındaki koltuğa oturmuştum daha sonrasında.

  "Belli oluyor. Kızarmış gözlerin"

  "Bekle, kahve getireyim" Sarhoş gibi görünmüyordu ama alkol aldığı da belli oluyordu.

  "Sadece dinle beni lütfen" cümlemden sonra ayağa kalkmama dâhi izin vermeden yanıma bana dönük şekilde, yan biçimde, oturduğunda olduğum yerde biraz geriye kaymıştım sadece. Temasta bulunmak istemiyordum.

  "Çok mu alkol kokuyorum?" Sorusuna kendi kendine gülüp tişörtünü kokladıktan sonra montunu çıkartıp koltuğun kol yaslama kısmına bırakmış daha sonrada tüm ilgisiyle vücüdumu incelemeye başlamıştı.

  "Haberlerde ki yazılar doğru mu?"

  "Doğru"

  "Senin yüzünden" çok içine konuşmuştu ama duymuştum.

  "Anlamadım?"

  "Bana gel dedim. O polislerin sana zarar vereceğini söylemiştim"

  "Bar-"

  "Beni dinle sadece" sesini yükseltmişti bu sefer. Ani ruh hâli değişimi şaşırmamı sağlamışsa da sessizliğimi korumuştum.

  "Ne kadar canımın yandığının farkında bile değilsin" bu sefer fısıltı denebilecek kadar sessizce konuşup içine derin bir nefes çekmişti. "2 yıl..." Daha çok kendine hatırlatır gibi konuştuktan sonra "Ben seni yıllarca beklerken kaybediyorum" demişti daha sonrasında bağırarak. Aynı anda da ayağa kalkıp başıma dikilmişti.

  "Kahretsin ki gör beni artık. Bakışlarımı fark et, ne kadar istediğimi gör artık. Dokunmama izin ver. Ben böyle yaşayamıyorum" Her bir cümlesinde kafayı yemişcesine belirlediği üç adımlık mesafede ileri geri yürümeye başlamış en sonunda tekrar başımda dikilmişti.

  "Ne eksik? Neyim yok?" Bu sefer de gözlerimin içine bakarak sesini yükseltmişti ama cevap beklemiyordu. Sadece sakinleşmesini bekleyecektim.

  "Para mı? O polislerden daha fazlası var. Görünüş mü? Daha önce övdüğünü hatırlıyorum. Sex hayatı mı? Fazlasıyla yaşatabilirim. Karakter mi? Aramız çok iyiydi polislerden önce. Ne eksik?" Kendi kendine gülmeye başladığında rahatsız olmuşlukla bakıyordum sadece ona.

  "Eren'in evindeki gibi uyanabilirdik her gün" Yaklaşık bir yıl önce Eren'in evinde birkaç kişi toplanıp alkol gecesi yapmıştık ve o gece aynı yatakta uyuyakalmıştık Baran'la. Daha ötesi yoktu. Benim için önemi de yoktu...

  "O kadar çok istedim ki benim olmanı. Dokunuşlarımı hissetmeni. Hâla keşkelerimle yaşıyorum..." Yanıma tekrar oturup üzgünce bakmaya başlamıştı cümle bitiminde.

 Birkaç saniyelik sessizlikten sonra "Daven yüzünden beni fark edemedin" dediğinde gözlerindeki nefrete anbean şahit olmuştum ve bu fazla rahatsız ediciydi. "Evet yatakta çok iyi hat-"

Katilin Çizgisi | bxbxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin