2

1.6K 114 40
                                    

İyi okumalar

Son ders zili çaldığında, Arif hızla masasından kalktı ve eşyalarını toplamaya başladı. Kitaplarını, defterlerini, kalemlerini dikkatle çantasına yerleştirip sınıfta çıkacakken, Ayşegül yanına geldi ve çantasını ona uzattı "Ben tuvalete gidiyorum, sen çık bahçede beni bekle, hemen dönerim," dedi.

Arif, kendi yükü yetmezmiş gibi bir de Ayşegül'ün çantasını taşıyordu ve gözlerini onun çantasına dikti. "Demir mi koydun bunun içine amk? Neden bu kadar ağır bu çanta ?" diye kendi kendine söylendi.

Ayşegül, gülmekten kendini alamadı Arif'in omuzuna vurarak "Hadi yine iyisin benim sayemde biraz egzersi yapacaksın " dedi ve hızla tuvalete doğru ilerledi.

Arif, çantalarla bahçeye çıktı ve az ilerde basketbol oynayan üst sınıf öğrencilerini gördü. Emre, Atakan, Ömer Cenan ve birkaç kişi daha ,heyecanlı bir maç oynuyorlardı. okulun birçok öğrencisi orada toplayıp onları izliyordu Arif, sessizce bir ağaca yaslandı ve Cenan'ı izlemeye başladı. Yarın hafta sonuydu ve iki gün boyunca onu görmeyecekti, bu düşünce onu hüzünlendirdi.

Cenan, sahanın ortasında topu kontrol ederken, hızla koşarak rakiplerinden sıyrılmaya çalışıyordu. Arif, her hamlesini dikkatle izliyor ve onun yeteneklerine hayranlıkla bakıyordu. Arif, o kadar dalmıştı ki, yanında duran Ayşegül'ü fark etmedi bile.

Ayşegül, sabırsızlıkla boğulmuştu ve sonunda bağırdı, "Arif, oğlum, bıraksana çantamı! Ne diye dalıyorsun öyle?" Arif, birden irkildi ve Ayşegül'ün çantasını ona uzattı. "Pardon, dalmışım," dedi utangaç bir şekilde.

Ayşegül, gülerek başını salladı ve Arif'ten  çantasını aldı. Arif, Cenan'ı izlemeye devam ederken, kendi hayallerini kurmaya başladı

Ayşegül, ayağını yere vura vura dik dik Arif'e bakmaya başladı. "Eee ne yapıyoruz? Sabaha kadar burada bekleyip maç mı izleyeceğiz? Oğlum, geç kalıyoruz, annem yine ağzıma sıçar, niye geç geliyorsun diye" dedi.

Arif, hafif bir iç çekti ve "Off" diye inledi. "Tamam be, sevdiğimizi rahat rahat izletirmedin" dedi

Ayşegül, Arif'in kolundan tutup onu dışarıya sürüklerken, tebessüm etti. "Başlayacağım şimdi sevdiğinden"

Arif, hüzünle başını öne eğdi, "Sen ne anlarsın ki aşktan sevgiden," diye mırıldandı.

Ayşegül yüzünü buruşturup, "Aşk bu senin yaşadığın şeyse, hiç anlamak istemiyorum valla," dedi ve yolda eve yürümeye başladılar.

Arif, Ayşegül'a dönüp "Bak, yarın akşam bize geliyorsun, mektubu birlikte yazalım. Ben tek başıma yazamam, saçmalarım."dedi

Ayşegül, gülümseyerek onayladı, "Tamam, gelirim," dedi ve evlerine doğru yürümeye devam ettiler 

Ayşegül ve Arif, aynı mahallede yaşıyorlardı ,birlikte büyüdüler, okula birlikte gidip geliyorlardı. Ayşegül, dışa dönük ve canlı bir kişiliğe sahipti, birçok arkadaşı vardı ama onun için gerçekten güvendiği ve her şeyi paylaşabildiği tek kişi Arif'ti.

Ayşegül Arif'in en iyi arkadaşıydı ve onun için bir sığınak gibiydi. Birlikte vakit geçirmeyi çok seviyorlardi İkisi birlikte birçok şey yaşamıştı, birbirlerine destek olmuş ve birçok güzel anı biriktirmişlerdi.

Arif'in sakin ve düşünceli kişiliği, Ayşegül'ün enerjik ve neşeli tavırlarıyla mükemmel bir denge oluşturuyorlardi. Ve ikisi, birbirlerinin en iyi yanlarını ortaya çıkarıyor ve her zorluğun üstesinden birlikte gelmeyi başarıyorlardı.

Ayşegül ve Arif, mahalleye girdiklerinde, yaşlı bir teyze birdenbire onları durdurup, "Okuldan mı geliyorsunuz?" diye sordu.

Ayşegül, sinirle gözlerini devirip cevap verdi, "Yok  Zehra teyze, pavyondan geliyoruz, Allah aşkına, bu kılıkla başka nerden geleceğiz?" diye cevap verdi

Arif başını eğmiş içten içe kıkırdıyordu. Ayşegül, onun gülüşünü fark edince, dirseğiyle Arif'in koluna vurarak "Ben eve gidiyorum, yarın görüşürüz."dedi

Arif de gülerek, "Görüşürüz" deyip oda  kendi evinin yolunu tuttu

Eve vardığın da kapıyı çaldı sonra beklemeye başladı ve çok geçmeden annesi kapıyı açtı. Oğlunu görünce gülümseyerek, "Hoşgeldin,  oğlum," dedi. Arif, eve girdi ve annesi ona yaklaşarak, "Git üstünü değiştir gel, seninle önemli bir şey konuşacağım" dedi.

Arif, annesinin bu ciddi sözleriyle dolu bakışlarına karşı hissettiği endişeyle odasına gitti. Üstünü değiştirirken, kalbinin hızlı atıyordu ve aklından annesinin söylemek istediği şeyi tahmin etmeye çalıştı

Nihayet işini bitirdi ve annesinin yanına döndü. Mutfak masasında otururken, annesi de karşı tarafına oturdu

Arif, merakla sordu, "Ne konuşacaktın benimle, anne?"

Annesi sessizce nefes aldı ve nasıl açıklayacağını düşünmeye başladı. Arif, merakla beklemeye devam etti, annesinin gözlerine bakarak.

Sonunda annesi, içini çekti ve konuşmaya başladı. Arif, annesinin gözlerindeki yaşları gördü ve bu konunun ne kadar zor olduğunu anladı. Annesi, "Babanla ayrılmaya karar verdik," dedi. Arif'in Gözleri büyüdü ve bir anlığına şaşkınlıkla annesine baktı.

Şok olmuştu. Nasıl olurdu bu? Anne ve babası her zaman çok iyi anlaşıyordu, bir kere bile seslerini yükseltirken görmemişti. "Neden?" diye sordu, annesine bakarak.

Annesi daha fazla kendini tutamadı ve gözyaşlarını serbest bıraktı "Babanın hayatında başka bir kadın var" dedi.  bu acı haber Arif'in dünyasını başına yıkılmıştı

Selam nasılsınız?

Umarım beğenmişsinizdir ❤️❤️

Yazım hatası varsa da görmezden gelen 😉

 Saklı Hisler /ArCen Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin