7

1.2K 105 59
                                    

❤️‍🩹...

"Hocam, tuvalete gidebilir miyim?"

Leyla öğretmen yanıma geldiğinde, yorgun bir şekilde sordum. O anki sessizlik, içimdeki sıkıntıyı daha da arttırdı. Leyla öğretmen düşündü bir süre ve beni sürdükten sonra"Git, ama çabuk dön" dedi.

Ayağa kalkıp sınıftan çıktım. Koridor boyunca adımlarım hızlıydı, kaçmak istiyordum. Sadece derslerde tuvalete çıkabiliyordum, insanların alaylı bakışları ve söyledikleri , içimi kemiriyordu.

O günden sonra bir hafta geçmişti
Teneffüslerde bile dışarı çıkmaktan kaçınıyordum. Yemekleri bile Ayşegül bana getiriyordu, sanki dışarı çıkmam gereken bir dünya yokmuş gibi hissediyorum. Hepsi Cenan yüzündendi. o mektubu sessizce okusaydın ölür muydun piç. Bu durumdan kurtulmanın bir yolunu bulmalıydım, ancak nasıl olacaktı onu bilmiyorum.

Her geçen gün benim için daha da zorlaşıyordu , Böyle devam etmek beni nereye kadar götürecek, onu da bilmiyorum

Tuvalete gittiğimde,işimi bitirip biraz soluklanma umuduyla ellerimi hızla yıkamaya başladım. Zihnim, sınıftaki insanların sözlerinden ve bakışlarından arınmak istiyordu Ellerimi kuruladıktan sonra aynaya baktım, yorgunluğum yüzüme yansımıştı.

Kapının kapanma sesiyle birlikte içeri birinin girdiğini fark ettim, ancak dönüp bakamadım bile. Adımların yaklaştığını hissediyordum. Arkamda durduğunda aynada  Cenan'ın  belirdiğini gördüm, yüz ifadesi sinsi bir sırıtma barındırıyordu. hızla arkamı döndüm borun boruna gelmiştik arkamda lavubu olduğu için geriye gidemiyordum ama Cenan aramızdaki olmayan mesafeyi kapatmaya çalışıyordu,
Kalbim, hem heyecan hem de korku dolu atışlarla çarpıyordu. Cenan'ın beni köşeye sıkıştırdığı bu an, içimde biriken stresin doruk noktasına gelmiştim

Cenan'ın yüzüme yaklaşmasıyla, yorgunluğumun ve korkumun yüzüme yansıdığını görebiliyordu. Sessizce, "Bu yalanı daha ne kadar devam ettireceksin, Arif?" dedi. Şaşkınlık içinde, ona bakmaya devam ettim ,Başımı sallayarak, "Ne yalanı?" diye sordum. Ancak Cenan, yüz ifadesinde inanmamış gibi bir hali vardı. Şaşırmıştım, nasıl anlamıştı, belki de sadece ağzımızdan bir şeyler duymak istiyor

"Arif, beni aptal mı sanıyorsun? Kendi gözlerimle seni gördüm. O mektubu çantama koydun ve çantanın bana ait olduğunu biliyordun," dedi. Ne yapacaktım şimdi Hayır onun duymak istediği hiçbir şeyi anlatamayacağım
"Anlamadım, neyden bahsediyorsun?" diye sordum.

"Baksana yüzüme sence bu söylediklerini inanmış gibi bir halim mi var?" dedi. Gözlerim şok içinde ona bakıyordum nasıl öğrenmişti ki Allah kahretmesin ne yapacağım şimdi hemen buradan çıkmalıyım "Neyden bahsettiğini anlamıyorum " yandan çıkıp gidecekken Kolumdan tutup beni engellemişti"şşş nereye daha konuşmamız bitmedi" dedi

Kolumu bırakıp gitmeye çalıştığımda tekrar tuttu. İki elini de lavaboya koyup beni kendi ve lavabonun arasında sıkıştırmıştı. Titrek bir sesle ona, "Derse gitmek gerek" dedim.

"Tamam, gidersin. Önce bana cevap ver, sonra cehenneme kadar yolun var," dedi. Bu sözler canımı yakmıştı, bi an  ona baka kaldım ama gözlerimden kaçamayan bir damla yaş düştü. Hayır, sakın ağlamam gerek şimdi, olmaz. Neden bu kadar kırıcı olmak zorunda ki bu adam? Zorla kendimi tuttum, bedenimdeki titremeyle başa çıkmak için ellerim yumruk yapıp sıktım

"Tamam, sor, hadi. Ne soracaksın?" dediğimde, Cenan gülümseyip dudaklarını ıslattı. Sonra eğilip yüzünü bana yaklaştırdı. Soluğu yüzümde hissedebiliyordum, ve bu durum birden fazla duyguyu hissetmeme sağlıyordu hem kızgın hem nefret hem korku hem pişmanlık ama hiçbir şu anda karşımda duran adam aşık olduğum adam olduğu gerçeği değiştirmiyor du ve ona duyduğum aşk bütün diğer duyguları yok ediyordu

"Sen... bana aşık mısın?" diye sordu, dudaklarından çıkan her harf beynimde yankılanıyordu. Bu durumdan o kadar keyif alıyordu ki yüzünden anlaşılıyordu. Ama hayır, istediği cevabı almayacaktı, Cenan gibi bende aynı onun gibi gülümseyerek ona bakmaya devam ettim. "Evet dememi çok istiyorsun, değil mi? Ama üzgünüm, sana aşık değilim ve senin gibi şerefsiz birine aşık olmayı hiç istemiyorum"Allahım lütfen affet beni bu söylediklerim gerçek değil onu hala çok aşığım zil çalmıştı şimdi burası dolacakti ,Cenan'ın yüzü sinirle kızarmıştı, kaşlarını çattı. Tüm gücümle onu itip, koşarak oradan çıktım..

Tuvaletten çıktıktan sonra sınıfa gitmek üzere koridorda ilerlerken, Atakan'ı gördüm. Gizemle birlikte kızlar tuvaletinden çıkıyorlardı . Beni fark edince Atakan durdu ama gizem oradan uzaklaştı, Atakan hala orada durmuş bana bakıyordu. Yanına yürüdüm ve tam ağzını açacakken, ona bir tokat attım "Arif, dinle beni, açıklayabilirim" dedi, ama onu dinlemeden döndüm  ve gidecekken, Cenan'ı gördüm. Duvara yaslanmış, sırıtarak bana bakıyordu. Hızlı adımlarla oradan uzaklaştım ve sınıfa girdim. Aşağılık herif, bir haftadır bana söylemediği yalan kalmamıştı. Ben de salak gibi inanmıştım. Şerefsiz insan nasıl değişebilir ki?Onu sevmiyordum ama kimse beni aptal yerine koyup benimle oynayamaz

Cenan'ın her şeyi gördüğünü biliyordum, ve eğer şimdi daha fazla sıkıştırırsa ne yapacaktım. Kafamı kaldırıp etrafı gözden geçirirken, Ayşegül'ü sınıfta bulamadım. "Nerde bu kız yine?" diye mırıldandım. Sırama oturup kalemi alıp defterimi karalamaya başladım.

Sakinleşmeye çalışırken, her halinden heyecanlı olduğu belli olna canım arkadaşım  sınıfa girmişti Ayşegül'ün elleri titriyordu, gözlerinde bir gerginlik vardı. "Lan, ne oldu? İyi misin?" diye sordum. Ayşegül, elindeki küçük bir kağıtla sıraya oturdu. Kağıdı sıraya koyduktan sonra bana dönüp ellerimi tuttu. "Arif," dedi. Ben de şaşkınca ona baktım. "Ne?" dedim.

"Ömer yanıma gelip bana bu kağıdı verdi," dedi. Hemen ellerimi çekip kağıdı aldım. Kağıtta, "Teneffüste arka bahçeye gel, önemli bir şey konuşacağım seninle," yazıyordu.Ayşegül'ün heyecanlı olmasının sebebi , Ömer'den hoşlanmasaydı ,inşallah kötü birşey olmaz

Ayşegül'ü sakinleştirmeye çalıştım, "Merak etme, kötü bir şey olmayacak. Sakin ol," dedim. Onu biraz sakinleştirdikten sonra bana "Neden geç kaldın?" diye sordu.

Sıralı bir şekilde, Cenan'la tuvalete  neler konuştuğumuzu anlatmaya başladım. Ayşegül'ün yüzündeki şaşkınlık ve endişe beni rahatsız etti, ama gerçeği öğrenmesi gerekiyordu. Cenan'ın bana yaptıklarını ve Atakan'a attığım tokadı detaylarıyla anlattım. Ayşegül'ün gözleri büyüdü ve duydukları karşısında ağzı açık bana bakıyordu

"Oğlum, sen her önüne geleni tokat mı alacaksın böyle?" diyerek bana sitem etti  Gülümseyip "Çok iyi geliyor valla, terapi gibi. Bak, Ömer, sana kötü bir şey söylerse çağır beni, onu da bir tane atarım." Ayşegül sinirlenip omuzuma vurdu, "Hayır, ona dokunma. Gerekirse ben atarım, ama Ömer, Atakan ve Cenan gibi şerefsiz değil, bir kere" diye ekledi. Haklıydı gerçekten de, Ömer çok iyi biriydi. Onu Cenan ve Atakan'la karşılaştırmam ona hakaret sayılırdı

Selam arkadaşlar Bölüm geç geldi biliyorum ama psikolojik sorunlarım vardı özür dilerim umarım beğenirsinizdir bölümü

 Saklı Hisler /ArCen Where stories live. Discover now