17. Bölüm:Çıkmaz Sokaklar

21 6 1
                                    

Ortam da bir ölüm sessizliği hakimdi yine. Bu aralar çok duyulan bu sessizlik, herkesin en büyük gürültüsüydü. Junkyu'nun verdiği bilgilerle herkes susmuştu, çünkü kimse bu olaylara mantıklı bir açıklama bulamıyordu. Herkes susuyordu, çünkü bilen konuşuyordu ve onlar, hiçbir şey bilmiyorlardı. Bu okul sandıklarından da gizemli çıkmıştı. Kimse bir tahmin dahi yürütemiyordu ve zaten tahmin veya "acaba"lara ihtiyaçları yoktu. Onlar kesin bir açıklama bulmak istiyordu, herkes kendine lazım olanı isterdi. Neticede ellerinde sadece sorular vardı.

"Sandığımızdan da kötü çıktı." Dedi Jaehyuk bozuntuya uğramış bir şekilde. Junkyu ile o, tüm gün kapı kapı gezmiş, üstüne bir de birkaç polisle konuşmuş, ses kayıtları ve notlar almışlardı. Junkyu da bunların hepsini bir araya getirerek konuşmuştu.

"Neticede elimizde sadece sonu belli olmayan soru kalıpları var." Dedi Junghwan ise. Bu karışık işten bazıları bıkmıştı, ama anca beraber, kanca beraber idi.

O sırada Junkyu sözünü bitirdiğinden beri ölüm sessizliğinin gürültüsünü takmayıp araştırma yapan Asahi söze girdi. "Galiba buldum bir şeyler."

O sırada bilgisayardan araştırma yapan Jihoon ve Mashiho ikilisi Asahi'ye baktı. Mashiho sabırsızlıkla, "Evet?" diyerek onu konuşturdu.

"Burada 666 sayısından Kitab-ı Mukaddes'de "canavarın sayısı" olarak bahsedildiği söyleniyor. Ayrıca orjinal metinde bu sayının İbranice yazılmış olduğu görünüyor. İbranice'de 666 sayısı "Neron Kesar" diye telaffuz edilmektedir. Yani Roma'yı yakan Nero Caesar'ın İbranicesi. 666'nın şeytanın sayısı olduğu inancı buradan gelmektedir."

Herkes birbirine bakmaya başladı, bu işlerin oldukça kötü yerlere gittiği apaçıktı.

"Ne şeytanı be?" Dedi bir anda Haruto.

"Yani okulun şeytanla, hatta belki de illüminati ile bağlantısı var." Dedi Mashiho. Yedam devamını getirdi.

"Diyelim müdürleri illuminatiye inanıyor, bu lanet nereden geliyor?"

"Belki de illüminati de lanetli bir şeydir? Sonuçta herkes bilir, şeytan Tanrı'ya karşı gelmiş, Tanrı'da onu lanetlemiştir. Ona uyan herkes de lanetlenecektir. İllüminati ve 666 sayısı şeytanla ilgili. Şimdilik onların illüminati ile bir ilişkileri olduğunu biliyoruz. Bu da belki büyüye, lanete kadar gidiyordur?"

"Din kültürü dersin iyi." Dedi Yedam ise. Mashiho güldü.

"Hatırlarsan annem bir din hocası."

Yedam, Mashiho'nun ailesini hatırlayınca suratını astı. Mashiho'nun ailesi Yedam'ı hiç sevmiyordu, ailesini de. Ayrıca çok baskıcılardı. Ailesi, kasabadaki tek müslüman aileydi. Pek sevilmezlerdi, çünkü bayağı bir baskıcılardı ve etrafındakilere de "kâfir" diye söylenip dururlardı. Mashiho'da genellikle ailesinin yanında daha farklı, ailesinin yanında daha da farklıydı.

Derin bir nefes aldı Jihoon.

"Birkaç bilgi var elimde, ses kaydı var daha doğrusu ama korkar mısınız bilmiyorum."

"Dinlet, bir şey olmaz. Dinlemekten korkacak olan burada olmazdı." Dedi Asahi. Yoshi başını salladı. Junghwan ile sarılarak oturuyorlardı, Junkyu'nun tabirine göre oturma şekilleri, sarmaş dolaş oturmaktı.

Jihoon telefonunu çıkarıp ses kaydını açtı ve sonuna kadar dinletti. Burası artık daha da korkunçlaşmaya başlamıştı. Sanki ölülerin yattığı yer gibi soğuk, sessiz ve korkunçtu şu an burası. Pek de bir fark yoktu açıkçası.

"Anladığıma göre bunlar birilerini öldürüyorlar?" Dedi Mashiho sessizlik ile geçen birkaç saniye sonra. Çocuk bile ortamdaki gerginlik seviyesinin havayı bile soğuttuğunu anlamış, kollarını sıvazlıyordu. Jihoon ona karşılık başını salladı durgun bir şekilde.

"Aynen öyle."

"Peki neden polise girmiyoruz?" Diye sordu Junghwan. Herkes ona bakınca Jihoon konuştu.

"Polise gitmiyoruz çünkü sizin de başınızı derde sokmak istemiyorum. Bu olay başımıza dert olur. Biraz araştırıp kapatırlar dosyayı da. Boşuna karakola gidip yorulmayalım. Ayrıca onlar bize ne inansınlar? Elimizde bir ses kaydı var sadece. Hangi polis lanet gibi şeyler ile uğraşır ki? Bir de bu yönden bakın."

"Tamam." Dedi Junghwan başını sallayarak. Anlamıştı. Küçük çocuk, Yoshi'ye sarılmaya devam etti. Asahi konuştu bir anda.

"Elimizde onca şey var. Detay, bilgi... Ama bunlardan yeni bir tane bulunca bile bizi aynı çıkmaza götürüyor. Bir ipucu olmalı. Diğerlerinden farklı bir ipucu... Bizi aynı çıkmaza götürmeyecek. Doğrudan olaya götürecek. Soru sormamıza gerek kalmayacak. Böyle bir ipucu lazım bize. Herkesin bildiklerini bir araya getirerek veya gizli kapaklı işlerden iki dakika dinleyerek değil. Daha farklı bir ipucu. Mesela bütün bildiklerimizi bir birleştirelim, deneyelim..."

"Galiba buldum!"













(610 Kelime)

Ormanın Ardındaki Siyah Ev SerisiOn viuen les histories. Descobreix ara