8.BÖLÜM "AYNADAKİ YENİLGİ"

141 15 4
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR💐

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

KEYİFLİ OKUMALAR💐

"Kalkabilmek için düştüğünü kabul etmelisin çocuk."

            Kırmızı ince çizgiler. Hafif aralık duran yorgun gözlerim üst kolumun iç tarafından başlayıp şimşek çizgisi gibi yukarı doğru hareket eden kırmızı çizgileri takip etmeye devam ettiğinde nefes alışverişim hızlanmıştı.

            "Hıh!" Korkarak gözlerimi yumduğumda devam edecek cesaretim yoktu. Çatlakların hemen üzerinde bıraktığım parmaklarımı sıktığımda gözlerimi de yummaya devam ediyordum, sıkıca.

            Göğsüm hızla inip kalkıyorken bakmayı bugün ertelersem yarına, yarını ertelersem öbür güne kalacağını biliyordum. Damaklarım sızlayacak şekilde dişlerimi sıkarak gözlerimi açtığımda yağlı, eski kalınlığının en az iki buçuk katı genişliğinde olan koluma bakmayı sürdürdüğümde dudak kenarlarım aşağıya doğru kıvrılmıştı.

            Burnumu çektim. İfadem stabil kalsa da dudaklarım titredi ve birkaç damla yanaklarımdan aktı. Ardından tişörtümü yavaşça çıkartarak yabancısı olduğum bedenime baktığımda daha saniyesinde yenilgiye uğrayarak dizlerimin üzerine düştüm ve omuzlarım titreyerek ağlamaya devam ettim.

            "Nasıl? Nasıl kendimi bu kadar kaybedebilirim?" Ellerimle suratımı kapatıp sallanarak ağlamamı sürdürdüğümde vakit geçtikçe ciğerlerimden bir şeyler kopup gidiyordu sanki... Bu iş iyice sakız gibi uzamaya başlamıştı. Gözlerimi güçlükle aralayıp kendimi izlemeye devam ettiğimde geçen her bir saniye kahrolarak aynadaki net yenilgiye bakmaya devam ediyordum.

            Evet, her anlamda bir yenilgi...

            Yeni görüntüm o kadar yabancıydı ki asla alışamıyordum. Alışmak bir yana zihnimde bu görüntüyü uzun süredir ısrarla kabul etmediğimi fark ettim. Bu her kimse bendim ancak çok yabancı ve güzellik anlayışıma tersti bu yüzden onu istemiyordum.

            Kafamı onaylamaz anlamda sallayarak boğuk hıçkırıklarımın arasından tıslayarak dizime vurdum. "Seni böyle sevmiyorum!"

            Kafamı tekrardan onaylamaz anlamda sallayıp omzuma vurdum "seni böyle istemiyorum!"

            Ardından birbiri ardına hıçkırıklarım kopmaya devam ediyorken öne doğru bükülmüştüm. "İstemiyorum, sevmiyorum, senden nefret ediyorum..."

            "Her şeyi mahvettin! Her şeyin içine sıçtın! Senin yüzünden oldu bir boku beceremedin! Her şeyi kaybettin!" Yanık sesim içimi gıdıklıyorken yanaklarım kenarlara doğru uzun süre bükülü kaldığı için ağrımaya başlamıştı ve sanırım kramp girmişti.

            İşkence çekiyormuş gibi can havliyle ağzımdan hızlı ve güçlü bir soluk aldım "sen bunu bana nasıl yaparsın! Nasıl kendini bu kadar bırakıp kaybedersin? Nasıl? Nasıl yaparsın bunu bana?"

Peçete ve Bekçi KöpeğiWhere stories live. Discover now