chapter thirteen:'nephilim'

144 24 94
                                    

Selamlar, n'aber? Haftalık bildirileri yine buraya yazabiliriz^^ mesela benim vizelerim -sonunda!!- bitti ve proje dersinde sınıfça kaldığımız için okulum uzamak üzere HSAJDHAJDHASA bir de tekrar hasta oldum maalesef bu kıs hastalıktan kurtulamadım bir türlü, sizde neler var???

Bölümlerin bundan sonra cumartesi yerine pazar geleceğini tekrar hatırlatayım bu arada

Bu sefer direkt bölüme atıyorum sizi, keyifli okumalar hepinize^^

Bu sefer direkt bölüme atıyorum sizi, keyifli okumalar hepinize^^

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

Nefes al, nefes ver

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

Nefes al, nefes ver.

Birazdan bu kâbus bitecek ve kendi sıkıcı gerçekliğine tekrar kavuşacaksın. Ama bundan önce, sadece nefes al ve nefes ver Chaeyoung. Bazen nefes almayı unutuyorsun.

Herkesin gözü benim üzerimdeydi. İki yanıma dağılmış insanlar, ki onların insan olup olmadıklarından bile artık emin değildim, gözlerini bile kırpmadan bana bakarken içeriyi garip bir uğultu kapladı.

Her şeyin bir çorap söküğü gibi darmadağın olması ise saniyeler bile sürmeyecekti.

Kuzgun'un ifadesinin düzelmesi, beklediğimden daha kısa sürdü. Bir eli maskesine giderek maskeyi yüzünden çıkartıp Jungkook'a döndü.

"Bir soytarıya ne ben ne de halkım inanacak değil." Dedi büyük bir soğukkanlılıkla. Ardından salona döndü.

"Beelzebub benim! Lilith'i o kuyudan çıkarmak benim asıl görevim!"

Korku dolu gözlerle etrafıma bakındım. Onlar kendi kavgalarıyla ilgilenirken dizlerim bile tutmuyordu benim burada!

"Kim Jisoo, bundan böyle Lilith'in gücü için Melek'in varisi olacak kişi." Kara Kraliçe'ye döndü. "Ayin başlasın."

Bu, Jungkook'un gülmesini sağladı. Kara Kraliçe'nin ise gözleri direkt benim üzerimdeydi.

Onun kırmızı gözlerine bakmak, başımın ağrımasını sağladığında gözlerimi sıkıca kapatarak başımı önüme eğdim.

"Madem inanacak değilsiniz," dedi Jungkook kendinden emin bir sesle. "O halde Lilith'in Roseanne'den çaldığınız kitabını getirin ve herkesin önünde gösterelim gerçekler neymiş."

SON OF A DEVIL | RosékookWo Geschichten leben. Entdecke jetzt