14.

5 2 0
                                    

Başımın ağrısıyla gözlerimi araladım. Ağlayarak uyuduğum için başım inanılmaz ağrıyordu.

Bilmediğim daha neler vardı hayatımda?

Neden geçmişimden bir türlü kurtulamıyordum ki!

Banyodan çıkan Korel'le gözlerimiz buluştu. Belinde ki havluyu umursamadan geldi ve yatağın yanına diz çöküp benimle aynı hizaya geldi.

"Nasıl hissediyorsun?"

"İyiyim." Yerimde doğrulup ayağa kalktım. Korel'in hareketinden onunda kalktığını anladım.

Geçmişimde ne olduğu hiç umrumda değil. Ne öğrenmek için çabalarım ne de başkasının söylemesine izin veririm. Öğrenince beni üzmekten başka bir şeye yaramayacağını biliyorum. Geçmiş geçmişte kalmalı ki zehrini bana bulaştırmasın.

♡♡♡

Mahkeme salonundan çıkıp odama doğru ilerledim. Bugün ki işlerimi bitirip Eda'nın yanına gidecektim. Hızla odama geçtim ardından  üstümde ki cübbeyi çıkardım ve ceketimi giyip çantam ile telefonumu aldım. Odama son kez göz gezdirip kapıyı kilitledim ve adalet binasından çıktım. Artık odamı kilitliyordum. Sadece önlem amaçlı...

Merdivenlerden aşağı inerken yukarı doğru çıkan Levent'i görünce sinirle soludum. Bu hala burada mıydı? Korel işini halleder diye düşünmüştüm. Anlaşılan iş başa düşmüştü.

Başı önüne eğik merdivenleri tek tek çıkıyordu. Merdivenin ortasına gelip öylece beklemeye başladım. Üç merdiven kala beni fark etti.

"Aaaaa! Levent? Bir selam yok mu?"

"Seninle uğraşamam çekil önümden!"

"Asıl bundan sonra göreceksin uğraşmak neymiş! Pişman olacaksın, bana bulaştığın için çok pişman olacaksın!" Dedim ve önünden çekilip elimle yolu gösterdim. Ben asla boş konuşmam ve bunu ona göstereceğim.

Hızla otoparka geçip arabama atladım ve Eda'nın bürosuna sürdüm. Araba kullanmaya küçük yaşta başladığım için artık profesyonelleşmiştim. Gerçi ben sadece araba değil birçok şeyde iyiyim. Bir insan kendini anca bu kadar överdi! Kendi düşüncelerime içten gülüp arabayı büronun önüne park ettim. Düşüncelerim arasında çoktan gelmiştim.

Büroya girdim ve Eda'nın odasına doğru adımlarken önümü biri kesti.

Hiç görmediğim adama kaşlarımı çattığımda bir adım geriledi.

"Kusura bakmayın ben Eda hanımın stajyeriyim. Eda hanım şuan müsait değil lütfen bekleme salonunda bekleyin."

"İsmin neydi?"

"Kerim."

"O Eda'ya da soracağım elbette beni sana tanıtmadığı için... Neyse stajyer çocuk geri çevrilmekten hiç hoşlanmam. Benim bir saniyem bile çok önemlidir." Adam şaşkınca bana bakıyordu. Sanırım böyle bir cevap beklememişti.

"Pardon?" Gülümsedim ve tam konuşacakken Eda'nın odasının kapısı açıldı ve önce bir kadın ardından da Eda göründü. Eda kadını uğurlayıp gülerek bana doğru geldi.

"Savcı hanım erkencisiniz?"

"İşlerim erken bitti. Geçen eline geçen bir dosyadan bahsetmiştin onu almaya geldim." Eda başını dalladığında araya giren sesle sesin sahibine döndüm.

"Savcı mı?" Kerim kocaman açtığı gözleriyle bana bakıyordu.

"Evet Kerim şimdi bize kahve söyler misin?" Kerim başını sallayıp yanımızdan uzaklaştı.

RUH-U REVANTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang