Otuz beş

2K 245 24
                                    

"Midem.."
Feride'yi güçsüz bir hareketle geriye doğru ittirdikten sonra sendeleyerek çimenlik alana doğru ilerledi.

Feride, Güven'in kendisini bile isteye öptüğünü düşünerek derinleştirmişti kazara başlayan öpücüğü. Güven'nin yanaklarını sıkıca kavramış, ondan herhangi bir karşılık bile alamadığını fark etmeden uzun uzun öpmüştü çocuğu.

Olayın şokuyla hareket bile edememişti başta Güven, ta ki midesinin ağzına geldiğini hissedene kadar.

Feride'nin şaşkın bakışları altında öğürerek kusuyordu şu an.

"Güven.." Yanına gidip gitmeme konusunda tereddüt ediyordu Feride. Suratı asılmış ve tüm morali bozulmuş gibiydi.

"Midem kötüydü zaten," diye yalan söylerken yaşayan bir ölüyü andırıyordu sanki, bitik haldeydi. Kendi derdine düştüğünden Feride'yi umursayamadı pek. "Islanma daha çok, evine dön yarın konuşalım."

"Ama.."

Güven bir daha öğürmeye başlayınca kızın lafı yarım kalmıştı mecburen. Derin nefesler alarak kendine geldikten sonra yutkunup, "Lütfen Feride, sırası değil," dedi itiraz kabul edecek gücü olmadığını açıkça belirterek.

Feride düşürdüğü omuzlarıyla el mahkum onayladı onu ve tek bir kelime bile etmeden arkasını dönüp sokağına girdi. Bir daha arkasını dönüp bakmamıştı bile çocuğa.

Feride'nin evine girdiğini görene kadar bekledi orada Güven, en azından bunu yapayım diye düşünmüştü.

Kız görüş alanından çıktığı ilk an, "Ben senin aklını sikeyim Güven," diye tısladı kendi kendine. "Ben senin yapacağın işi, hatta direkt seni sikeyim."

Her şeyi kendi kendine mahvettiğini daha yeni yeni algılıyordu Güven ve kendini dünyadaki en büyük gerizekalı gibi hissediyordu. Akılsız birisi bile yapmazdı onun yaptığı bu hatayı, ne düşünmüştü ki zaten?

Sadece iki arkadaş gibi buluşup konuşacaklar ve her şey düzelecek mi?

Kıza yarın ne gibi bir açıklama yapacağını bilmiyordu çünkü öpüşme sonrası kusmanın açıklayacak çok da bir tarafı yoktu, ama şu an bunları düşünecek hali olmadığından şimdilik unutmayı tercih etti.

Sanki bütün gücü birden çekilmiş gibi hissediyordu Güven. Kolunu kaldıracak gücü dahi olmadığından, vücudunun ağırlığı bacaklarına çok gelmişti ve bu sebepten kaldırım kenarına oturdu biraz kendini toparlayabilmek için.

Midesi kötü olduğu yetmiyormuş gibi şimdi bir de migreni tutmuştu. Sabahki duyduklarından beri ara sıra ağrılar saplanıyordu zaten başına ama artık ağrısı iyice şiddetlenmiş, dayanılmaz bir hale gelmişti.

Normal bir hayat yaşamak isteyerek çok mu şey istiyordu acaba Güven?

Belki de Güven mutlu olmayı hakketmiyordu, belki de bu yüzden hayat ona hiç gülmüyordu?

Yüzünü dizlerinin arasına gömüp biraz sakinleşmeyi bekledi o yağmurun altında. Ne kadar süre orada öylece oturdu bilmiyordu, ama ancak hapşırmaya başladığında ne halde olduğunu fark ederek kalkmayı akıl etmişti.

Tüm gücünü kullanarak kalktı ayağa. Vücudu o kadar donmuştu ki, farkına varana kadar soğuktan titrediğini bile hissetmişti hiç.

"Lütfen gebereyim de rahatlayayım."

Kıyafetleriyle duş almış gibi sırılsıklamdı ama umursamadan bindi arabaya. İlk başından beri gitmesi gereken yere, Emrah'ın evine doğru sürdü.

O kadar yolu nasıl yaptı, direksiyonu bile o halde nasıl çevirdi kendisi de bilmiyordu ama bir şekilde varmıştı işte son durağa.

Arabayı rastgele bir yere park edip arabadan inerken aynı sarhoş gibi, bayıldı bayılacak bir haldeydi.

"Vaay.." Emrah'ın muzip sesini duyunca zorlukla kaldırdı kafasını ve açık kapıya yaslanmış kendisini bekleyen adama baktı baygın bakışlarla. Daha yeni bahçeden giriyordu, zile basmadan açtığına göre camdan görmüş olmalıydı geldiğini. "Arabanı görünce şaşırdım, mesajıma cevap vermeyince gelmeyeceksin sandım."

Güven'in adımları yaklaştıkça, Emrah'ın kaşlar gitgide daha çok çatıldı. "Ne oldu sana?"

Kapının önüne kadar varabilmişti ancak.
Emrah'a yaklaştığını görür görmez ona güvenerek indirdi yelkenleri ve elini ona doğru uzatarak bıraktı kendini.

Neyse ki adam anında yakalamıştı onun kolunu da, düşmeye vakti olmamıştı çocuğun.

"Güven," diye seslendi ona endişeyle.

"Aç gözlerini, Güven."

**

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


**

Bölümün çok kısa olduğunun ben de farkındayım, bu yüzden diğer bölümü de yazdım hazırda bekliyor yarın atacağım(inşallah)

FRUITZ -BXBWhere stories live. Discover now