Otuz yedi

2.7K 332 43
                                    

"Sınav kağıtları mı onlar?"

Sesimi duyunca irkildi, oturduğu yerden kafasını arkaya doğru çevirip bana baktı. "Uyumamış mıydın sen?"

Kafamı sağ sola salladım. "Dalmışım bir ara ama uyuyamadım geri. İlaç fayda etti sanırım, daha iyi hissediyorum."

"İyi madem, yorgunluğunun üzerine gece daha iyi uyursun bir şey olmaz." Gözlüklerini düzeltip geri döndü önüne. "Ben şunları bitirene kadar otur biraz, sonra birlikte güzel bir akşam yemeği yiyelim, acıkmışsındır."

Midem hala kötüydü aslında ama yine de reddetmedim teklifini.

Yemek masasına kurulmuş, öğrencilerinin sınav kağıtlarını okuyordu. Yavaşça yanına doğru ilerlerken, "Ben yokken sınav mı yaptın bizim sınıfa?" diye sordum merakla.

Yapmış olması muhtemeldi, seviyordu böyle sürprizleri.

Elindeki kalemle kağıtların üzerine bir şeyler yazarken cıkladı. "İki hafta öncekiler bunlar. Bakmaya bir türlü fırsatım olmamıştı, şimdi vakit bulmuşken bunları halledeyim dedim."

İki hafta önceki sınavınsa benimki de olması gerekiyordu aralarında.

Birden tuhaf bir heyecan kapladı içimi, son yaptığı sınav baya iyi geçmişti benim için diye hatırlıyordum.

Arkasında dikilirken, eğilip omzunun üzerinden kafamı soktum. "Benimkini bitirdin mi?"

Neden bilmiyorum ama aldığım yoğun parfüm kokusuyla tahrik olmuştum. Kafasını yana doğru çevirdiğinde, ve üstüne burunlarımız birbirine sürttüğünde sandalyenin başlığından tutunma ihtiyacı hissettim.

Tek kaşı havadaydı. Bakışları gözlerimden tek bir saniye bile ayrılmazken, "Senin ismini görmedim henüz," diye fısıldadı dudaklarıma doğru.

İstemsizce yutkunurken bakışlarım bacaklarına doğru kaydı.

O bir öğretmendi, ben ise onun öğrencisi. Ben onun kucağına kurulsam mesela, birlikte incelesek benim sınav kağıdımı..

Bu sahneyi yaşamadan ölürsem gözümün açık gideceğini hissettim.

"Biraz geriye gitsene," dedim şirince gülümseyerek. Kucağına oturmak istediğimi anlamış mıydı bilmiyordum ama dediğimi yaparak geriye kaydırdı sandalyesini.

Açtığı yere girerek kucağına oturdum yan bir şekilde. "Ağır mıyım?"

Kısık bir gülüşle cevap verdi bu soruma. Halinden şikayetçiymiş gibi durmuyordu, sanki ben yokmuşum gibi kağıtları incelemeye devam etti arada sırada bir şeyler yazarak.

Sıra benim sınav kağıdıma gelene kadar sessizce onu izliyordum ama diğerlerinin yazdıklarını okurken sıkılarak ofladım. Sürekli aynı şeyleri okuya okuya sıkılmıyor muydu o? Ben ikincide bunalmıştım hemen.

Dikkatimi başka şeye vermek isteyerek Emrah'ı izledim biraz. Kirli sakallarını, özenle şekillendirilmiş saçlarını ve lensleri olmadığı için taktığı gözlüğü izlerken istemsizce iç çektim.

"Gözlük takınca çok seksi oluyorsun."

"Ne?" Kafasını kaldırıp sırıtır bir ifadeyle baktı bana, bu iltifatımı beklemediği için afallamış gibiydi.

"Öyle ama," diye direttim. "Gözlük sana ayrı bir hava katıyor. Ben çok beğeniyorum."

Hoşuna gitmiş gibi gülümsedi şaşkınca. "Ben yakıştıramıyorum bir türlü kendime. Okul dışında lens takıyorum sürekli. "

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 11, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

FRUITZ -BXBWhere stories live. Discover now