Komutan Değil YÜZBAŞI

419 13 0
                                    

Olamaz hayır hayır hayır.

Çok yaralıydı.Gözüm neden sadece ona takılmıştı ki neyse.

Ben yanına doğru koşarken çoktan sedyeden bir yatağa inidirilmişti.Başında zaten bir hemşire geliyordu ama ondan önce davrandığım için başka askerin yanına gitti.

Karnına buraya kadar çok kan kaybetmemesi için bir bez konulmuştu fakat hepsi kan içindeydi.

"Lanet olsun"diye sesli söylendim.İşimi yaparken genelde ciddi olurdum.Zaten ceketi çıkarılmıştı ama tişörtü yarasını görmemi engelliyordu."Tişörtünü çıkarman lazım"

"Sence bunu yapabilecek gibi miyim?"diye alayla sorduğunda ona baktım.Yani evet bu biraz saçma olmuştu.

Kaşlarım nedensizce çatılıyordu ve bu benim genelde hoşuma gitmezdi.Hemen ilk yardım çantamdan pansuman ve dikiş takımını çıkarmıştım.Yarası çok derindi ve derisini yarmıştı.Hafiften kendim tişörtünü yukarı sıyırırken çok dikkatli olmalıydım çünkü elimde eldiven yoktu ve enfeksiyon kapabilirdi.

Eldivenimi taktım ve yarayı temizliyordum fakat kurşun yemişti ve bilinci kapanmaya başlamıştı.Onu ayakta tutmam gerekiyordu."Kaç yıldır askersin".

"Bilincimi açık tutmak için daha farklı sorular sorabilirsin"diyince anlam verememiş gibi baktım.Sonra gözleri çok tanıdık geldi.Sanki içinde kaybolmuştun da yeni kendime gelmiş gibiydim.Bana bakıyordu ama yüzünde maske olduğu için onun yüzünü net inceleyemiyordum.

Sonra kalbim farklı çarpmaya başladı.Hiç böyle olmamıştı ama o kadar yabancı bir duygu da değildi...

"Ekip arkadaşların dışarıda sanırım komutan."

"Onlar benim ekip arkadaşım değil"dediğinde kaşları çatılmıştı."Onlar benim görev timim ayrıca komutan değil Yüzbaşıyım."dediğinde kaşları çatma sırası bendeydi.

Böyle ciddilikleri sevmezdim ve bu adam sürekli ciddiydi.Yani tamam ben de ciddiyim ama işimi yaparken bu adam her seferinde böyleydi.

"Senin için kapıdalar sanırım."

"Sanmam"dediğinde her seferinde kısa ve öz konuşması dikkatimi çekmişti.Onu böyle ayakta tutamazdım.

"Biraz açık konuşsan daha iyi olacak,burada seni ayakta tutmaya çalışıyorum."Ciddiyetini hiç bozmamıştım.

"Dayanıklıyımdır ben"

"Şimdi dikiş atmam lazım,sakin ol biraz canını acıtabilir."dediğimde hiç konuşmadı ve bekledi.İğneyi yaparken kendini öyle bir sıkıyordu ki sanki bağırmamak için içinde fırtınalar koparıyordu.

Gözüm eline takıldı.Yatağı o kadar çok sıkıyordu ki her an parçalayabilirdi.Dikiş bittiğinde ben bile onun kadar rahatlamıştım.Pansuman yapmak için karın kas-ay şey işte karnına yönelmiştim.Bu adamında maşallahı varmış.Off banane be

Önüme düşen saçları belimin arkasına hızlıca attım ve pansuman yapmaya koyuldum.Soğuk elim her tenine değdiğinde ürperdiğini görebiliyordum.

"Ahh...kızım yavaş olsana"dediğinde ona anlamadım der gibi bir bakış attım.

"Pansumanı nasıl yapmamı bekliyorsun acaba?"diye hem alaylı hem de kızgın bir soru yönlendirdim. 

Yarası karnından biraz daha aşağı inince kemerini bir kıt aşağı indirmek zorunda kaldığımda irkildi.

"Hop hop yara karnımda"dediğinde hafif tebessümün ettim.

"Kan aşağı akmış onu silicem sadece merak etme,ayrıca tıpta utanma yoktur."

"Ben silerim kendi kanımı"dediğinde sinirlenmiştim.Bu adama iyilik de yaramıyordu he.

Gönlüm Sana YakınWo Geschichten leben. Entdecke jetzt