ESKİMİŞ KOLYE

316 12 4
                                    

Gözlerimi açtığımda gene ışığın yoğun olmadığı bir yerdeydik.Beynim olanları idrak etmeye çalışıyordu.

Işık ne kadar fazla olmasa da gözlerimi aldığı için açamıyordum.Bir odanın içindeydik.Olduğum yer kapıya bakıyordu ve birinin girdiğini gördüm.Işık gözlerimi çok yorduğu için kapatmak zorunda kaldım.

Boynumda bir el hissettim.İçeri kim girdiyse ne yapmaya çalışıyordu anlam veremedim.Elleri kolyeme gittiğinde vurulmayan kolumla onu tuttum.O kolyeye kimse dokunamazdı.Gözlerim hafif aralanmaya başlıyordu.Daha sonrasından kendime geldiğimde tamamen gözlerimi açabilmiştim.Başımda bekleyen tanıdık bir yüzdü.Bu komutandı...

Gördüğüm yüzle kafamda açıklayamayacağım bir sürü soru oluşmaya başladı.Komutan neden buradaydı?Biz gördüğüm kadarıyla sağlık çadırımızda değildik,peki ya neredeydik?Çiçek ve Simay neredeydi?Yoksa onları kurtaramamışlar mıydı?ve en önemlisi komutan kolyemden ne istiyordu?

Ağzımdan çıkan ilk cümle "Nerdeyim ben"olmuştu.Konuşmakta zorlanıyordum.Kalkmaya çalıştım fakat kolum buna izin vermedi.

Bu durumu komutan fark etmişti ki  bana doğrulamamda yardım etti.

"Güvenli yerdesin merak etme,seni kaldığımız istasyona getirdik."dediğinde neden asker istasyonunda olduğumu sorgulamadım değildi.

Tam konuşacakken içeriye birkaç asker daha girdi ama bunlar daha kalıplı ve korumalı kişilerdi.

"Aras yüzbaşı ve operasyon ekibi emrinizdedir buyrun efendim"diye düz bir sesle karşısındaki adama selam verdi.

Bu sesler,bu ışık bana çok fazla gelmişti.Biraz daha uyumak istiyordum.Olanları halen aklım almıyordu.

İri cüsseli adam yanıma doğru yanaştı ve üzerime eğilerek "İyi oldun mu?"diye sordu.Sesinde şevkat vardı fakat bana acıyor mu yoksa cidden merak mı ediyor anlayamamıştım.

"Kimsin sen"diye sorduğumda suratına ışık yüzünden bakamıyordum.

"Ben binbaşı Levent sende hemşire Irmak olmalısın".

Adımı nereden biliyordu.Belki bize özel hazırlanmış dosyalardan felan okumuştu.

Dilim damağım çok kurumuştu.Ağzımdan tek "Su"kelimesi çıkmıştı.Ne zamandan beri burdaydım diye düşünürken askerlerden biri bana su uzattı.Başımı teşekkürler babında eğdim ve suyu kabul ettim.

Yavaş yavaş kendime gelmeye başlamıştım ve artık ne olduğunu sorgulama vakti gelmişti.

"Sen de artık biz-"

"Arkadaşlarım nerede"diye sözünü keserek bir soru yönelttim.İnsanların sözünü kesmeyi sevmezdim ama şuan bunun cevabına ihtiyacım vardı.

Adam sanki nefesini uzun zamandır tutuyormuş gibi verdi."Merak etme arkadaşların güvende şuanda hayati tehlikeleri olacak bir yaraları yok"dediğinde içim rahatlamıştı.Onların iyi olduğunu bilmek az da olsa kendimi güzel hissetmeme neden olmuştu.

Adam kestiğim sözüne tekrar devam etti."Sen ve arkadaşların artık operasyonumuza dahilsiniz"

Ne demek operasyona dahildik.Neden biz yani anlam veremiyordum.Bizi operasyona almalarının nedeni neydi.

"Neden"diye bir soru yönelttiğimde sinirli olmasam da ister istemez kaşlarım çatılmıştı.

Komutan binbaşını daha fazla yormamak için kendi anlatmayı tercih etti.

"Çünkü sen teröristler tarafından kaçırıldın ve en son konuştuğu kişi sen ve arkadaşların yani onların örgütlerinin devamını bulmak için sen ile arkadaşlarının yardımına ihtiyacımız var."

Gönlüm Sana YakınDär berättelser lever. Upptäck nu