İLK KARŞILAŞMA

193 12 0
                                    

Kolye boynundaydı...

Tıpkı eskisi gibiydi.Bir insan hiç mi değişmezdi...

21 EKİM 2017

IRMAK HEMŞİREDEN

Bu gün benim ilk gönüllü işimdi.Çok heyecanlıydım.Doğu Afrika bölgesine gidicektik.Bir gün önceden izinli olduğumuz için aileme veda edip gelmiştim.Bu görevin ilk görevimiz olduğu için kolay olacağını söylemişlerdi fakat yine de her hangi bir saldırıya karşı   eğitimimizi almıştık.

Ne yalan söyleyeyim korkmuyor değildim.Eğer bir çatışma olursa ne yapacağımızı biliyordum ama gene de insan her türlü ihtimale karşı kendini hazırlıklı hissetmiyordu.Bu işi zorluklarını göre göre seçtiğim için şikayet etme hakkını kendimde bulamıyordum.

Ben kara kara düşüncelere dalarken odaya da canım arkadaşım Simay yanıma geldi.Onu gönüllü olmadan itibaren tanıyordum ve hayatımda bu süre boyunca bana hep yardımcı olmuş ailemin yokluğunu aratmamıştı.Tabi ki bende ona ailesinin yokluğunu aratmıyordum.Burada herkes birbirine destek oluyordu.

Simay yanıma sinsi sinsi yaklaşırken derdini anlamamak zor değildi.Tabi ki 'yakışıklı askerler'bu her zaman Simay'ın zaafı olmuştu.Kız resmen asker diyip ölecekti yani.

Geldiğinde otuz iki dişinin görünmesini umursamadan ne diyeceğini bıkkınlıkla beklemeye başladım.Yanıma oturunca sessizliği bozdu.

"Ayy acaba yakışıklı askerler var mıdır?"şu kızı evlendiricem artık ya.Nedir bu yakışıklı asker sevdası.

"Oraya seninle fingirdemeye gitmiyorlar Simay"diye dişlerimi sıkarak konuştum.Neden mi çünkü canım arkadaşım sabahtan beri 'yakışıklı asker'diye vır vır konuşuyordu.

"Öff ne kadar kötüsün ne malum bulurum bir kurt bakışlı"hay o kurtu diye mırıldanmak istesem de onu kırmak istemiyordum.

"Bence sen onu kulaklarıma söylemen lazım çünkü sabahtan beri hiç bıkmadan aynı şeyleri söyleyip duruyorsun.Bak ben oraya gidince elimle seçicem sana yakışıklı askerleri ama nolur sus"diyerek bıkkınlığımı belli ettim.

"Tamam tamam sustum hadi gel uçağı kaçıracağız valla"dedi Simay.Hemen dediğiyle beraber duvardaki saate baktım.Cidden birazdan uçak kalkıcaktı.

"Doğru hadi koş".İkimizde ayaklandıktan sonra havaalanı koridorunda koşmaya başladık.Zaten valizlerimizi yerleştirdiğimiz için koşmakta zorlanmadık fakat Simay millete elit görünmek için giydiği sivri topuk ayakkabı onun koşmasını zorlaştırıyordu.Valizi uçakta olduğu için oradan rahat bir ayakkabı çıkaramıyordu.

Canım arkadaşımın hayatını kurtarmak için kendimi feda ederek ayakkabılarımı çıkarıp ona doğru uzattım.Almak için tereddüt etti fakat bunu yapmaktan başka çaresi yoktu.Ayakkabılarımızı değistirdikten sonra hayatımda hiç topuklu ayakkabı gitmediğim geldi aklıma.Bunla nasıl ayakta duracaktım şimdi.

Ahh Simay Ah beni soktuğun hallere bak.Mecburen ayakkabıları ayağımdan çıkarıp elime aldım.Çorap giydiğim için hem topuklu ayakkabı komik dururdu hem de ben sülük gibi herkesin içinde yere yapışırdım.Elimde topuklu ayakkabı ayağımda pembe sünger Boblu çorabım ile ne kadar komik göründüğüm umrumda olmadan ilerlemeye başladım.Evet utsngaç biriydim ama aynı zamanda Simay'ın kahramanı gibi hissediyordum.O yüzden pek takmadım.

Tam biz dışarıya doğru ilerleyen koridorda yürürken güvenlik tarafından önümüz kesildi ve önümüze kırmızı bir şerit çekildi.Ne olduğunu anlamaz bir şekilde Simay'a bakarken onun da bana aynı ifadeyle baktığını gördüm.

Gönlüm Sana YakınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin