İLK KURŞUN

162 12 1
                                    

Her insan sevdiğini öldürür
ama
Ben kendimin katiliydim...

---1 AY SONRA

Sigara ve alkol o kadar canımı yaksa da beni tek sakinleştiren bunlardı.Ha bir de doktorlar tarafından vücuduma enjekte edilen sakinleşticiler dışında beni ayakta tutacak hiçbir şey yoktu.Hayat kurtarma gerekirken birinin hayatına maâl hemşireliğime bir yıl ara vermek istemiştim.Düşününsenize onca yıl okuyor, uyumuyorsunuz.Sırf insanların hayatlarını kurtarmak için ama sizin yüzünüzden biri ölüyor.

O günden sonra benim için heryer renksiz,duygusuzdu.Aynaya hiç bakmıyordum.Kendimden utanıyordum.3 aydır ne ailemle ne de Simay ve Çiçekle konuşuyordum.Onları çok özlemiştim,annemi çok özlemiştim ama ona kızın birinin özellikle hayatında gördüğü en güzel filmi yarıda bitiren,bir ananın ciğerini dağlayan bir kızın var diyemezdim.

Hiç dışarı çıkmıyordum.Piskoloğum dışında evime gelen ya da konuştuğum yoktu.Ha bir de kuryeler.Hiç dışarı çıkmadım o günden beri.Hiç perdelerimi açmadım.Hiç gerçek nefes almadım.

Önümdeki alkol şişesini kafama diktikten sonra kusmak istedim.Kendimi sevmiyordum bu yüzden hep öldürüyordum.Kalbim artık dur yapma dese de beynim bunu hak ettiğimi söylüyordu.Dünya bana sırtını dönüp küsmüştü.Ben de ona karşı gelmemiştim.

İçtiğim içkiyle yüzüm buruşsada bu duruma alışmıştım.Gözlerim evin dağınıklığından başka hiçbir şey görmüyordu.Piskoloğum hep aynı şeyleri diyordu.Hayatın boyunca böyle mi olacaksın.İşte bu yüzden o gün ölmek istedim ama Simay ile Çiçek buna engel olmuştu.

Şimdi ise kendimi öldürmek gibi bir niyetim yoktu.Çünkü ben zaten ölmüştüm,ben bir ölüydüm.Bir mezarım eksikti.

Tabi ki böyle yaşamayacaktım çünkü artık yaşamayacaktım...

---ŞİMDİKİ ZAMAN

Kolyeyi kaybedeceğimi bildiğim için boynuma takmıştım.Taktığım anda içimde garip bir his doğdu.Kolyeyi incelemek için başımı eğdim.Kolyenin ortasında kalp şeklinde bir kutu vardı.Tam açıcakken koridorun biraz ilerisinde karşı tarafta bir kapı açıldı.Çıkan Aras komutandı.Şimdi sıçmıştım.Bu beni azardan falakaya yatıracaktı.

Yok yok bu adam bence beni doğrayıp fırına atacaktı.Yuh Irmak o kadar da değil yani.Bu şimdi sinirden üzerime atlayacakmış sanarken o sadece bana bakıyordu.Kolyeye bakıyordu.

Yüzünde tebessüm hissettiğimde ne olduğuna anlam veremiyordum ama ona bakmak sanki yarım kalmış bir filme yıllar sonra başlamak gibiydi.

İkimiz de hiçbir şey demeden birbirimize bakıyorduk.Komutanın gözü mü dolmuştu.Ne oluyordu bu adama ya.
Yavaş adımlarla üstüme gelmeye başladı.

Ne yaptığına anlam veremeden tam önümde durdu.Gözlerini bana dikmişti.

Şimdi ise boynumdaki basit bir kolye için garip dsvranıyordu.Ben de boynumu eğip şaşkınlıkla kolyeye baktım.Yani basit hatta eskimiş birşeydi.

Aramızda kimse konuşmazken sessizliği bozan ben oldum.

"Rahatsız olduysan çık-"cümlemi bitirmeden sözümü kesmişti.

"Kolye sahibini bulmuş..."dediğinde dona kaldım.Hiçbir şey demeden yanımdan ayrıldı.Hiçbir şey diyemedim.Ne dediğini anlamadan arkasından bakakaldım.

Kolye sahibini bulmuş derken ne demek istemişti.Bu kolyeyi hayatımda resmen sadece onda gördüğüme yemin bile edebilirdim ama o sanki bu kolye benimmiş gibi söylemişti. Ben olayın şokunu atlatamazken arkamda canım arkadaşım Simay'ın yere düşme sesini duymuştum.

Gönlüm Sana YakınWhere stories live. Discover now