Bu soru kafamı ne kadar kurcalasa da boşvermek istedim.
"Kızım konumuz ben miyim ya tabi sen gördüğün her erkek sineğe bile yavşadığın için neyse,burada bekle ben komutana pansuman yapıp geleceğim,sonra hesaplaşcaz senle"dediğimde işaret parmağımı tehditkar bir şekilde ona sallayıp arkamı dönüp komutanın yanına ilerlemeye başladım.
"Düzeltmek isterim canım her erkek sineğe değil, her erkek asker sineğe neyse sen de git Aman bekletme komutancığını sen "dediğinde Allah'tan çok uzaklaşmamıştım ve bağırmak zorunda kalmamıştı.
Arkamı dönüp 'sen bittin' işareti yaptıktan sonra önüme döndüm ve komutanın yanına gittim.
"İzin verirseniz komutanınıza pansuman yapmam gerekiyor"dediğimde askerler geçmem için kenara çekildi bende ilk yardım çantamı alıp malzemelerini çıkardım.
"Neyse Yüzbaşım anlaşılan sizin önemli işleriniz var biz çıkalım hadi arkadaşlar"bunu imalı bir şekilde diyen Matkap olmuştu.
Komutan ona ölümcül bir bakış attıktan sonra"Soner benim yerime Matkap'ı dövermisin!"dediğinde birkaç saniye sonra çat diye bir ses geldiğinde bunun atılan tokata ait olduğunu anlamıştım.
"Benim için büyük bir zevkti komutanım"diyenin Soner olduğunu anlamıştım.
Kısa bir süre sonra hepsi dışarı çıktığında ikimiz de yalnız kalmıştık.
Dikişin birkaçının çıkmış olduğunu görünce sinirlenmemek elde değildi.Ben onlar için ne kadar uğraşmıştım ya.
"Nasıl yatıyorsun sen böyle ya, dikişlerin sökülmüş.Oysa kaç saat uğraşmıştım ben bunun için"ağlamaklı bir sesle.
"Kızım ben ne yaptım,düzgün yapmadıysan benim hatam mı?"dediğinde kaşlarım iyice çatılmıştı.Sen kimsin ki oğlum benim attığım dikişe kötü dersin.
"He kusura bakma ben hayvan gibi yattım o yüzden bozuldu demiyorda benim dikişlerime hatalı diyorsun öyle mi"dediğimde sinirim biraz daha artmıştı.Ha ben kötü yapmıştım öyle mi.Bin hemşire bir araya gelse benim yaptığım gibi yapamaz bir kerem.Evet bu dediğim biraz abartı olmuş olabilir ama neyse yani.
"He sorun bende yani"dediğinde 'he yok sorun senin hayvan cüsssende'demeyi çok isterdim ama işte Türk askeri ağzını açamıyorsun.
"Yok bir de bende olacak,yat da düzeltiyim şunu"dediğimde tişörtünü sıyırdım ve tekrardan dikmeye başladım.Tamam hemşire olabilirdim ama acemi de değildim.
Yarasını dikerken yaranın etrafında kan olduğu için görmemi engelliyordu.Bende yarayı biraz yaklaşarak dikmek zorunda kaldım.
"Genelde herkesle bu kadar yakından mı ilgilenirsin"dediğinde dudağının yukarı doğru kıvrıdığını maskesi olsa da görmüştüm.
Gerçekten de dikiş yapıcam diye adamın dibine girmiştim.Bunu o söyleyince fark etmiştim ve kendimi hemen geri çektim.
"Yaradan kan çıkınca göremedim o yüzden yani yoksa ne yakından ilgileneceğim be ben seninle"dediğimde kaşlarım çatılmıştı.
"Ne bileyim belki bu güzel vücuduma yakından bakmak istemişsindir"dediğinde alayla güldüm.
"Daha iyilerini görmüştüm,emin ol"dediğimde yüzünün düştüğünü ona bakmadan bile anlamıştım.
Kısa bir an gene sessizlik oldu sonra işim bitince eşyalarımı toparlamaya koyuldum.
"Artık taburcu olabilirsin,ama gene de çok hareket etmemeye ya da eğilmeye dikkat et"dediğimde yüzünde çok şükür der gibi bir ifade vardı.
YOU ARE READING
Gönlüm Sana Yakın
General FictionGönüllü olarak İran savaş bölgesine gelen hemşire,bir gün yaralı bir Türk askeriyle karşılaşır
