21

38.3K 618 57
                                    

Kimdi bu adam!?

Bahçemdeydi. Elindeki sopasıyla hemde neydi bu adamın fikri? Dudaklarında oluşan büyük gülümsemeyle sopasını sallıyordu. Telefon elimden kayarak düştüğünde ağzımdan çıkan tiz çığlığı engellemek adına ellerimi ağzıma kapatdım.

Ellerim ağzımdan saçlarıma gitdi. Gözlerimi kapatarak sakinleşmeye başladım. Hayır gerçek değil gece sadece bir yansıma uykunu almadın ve aç olduğun için böyle saçma şeyler görüyorsun kendine gel gece.

Gözlerimi korkuyla açtım. Ama oradaydı. Yansıma değildi. Kim bu adam ne istiyor benden delircem artık. Gözlerimden yaşlar aktığında saçlarımdaki eller sıkılaştı bağırarak söylediklerim demirin yanıma gelmesine neden olmuştu.

-hayır,hayır öyle birşey yok hayır sadece yansıma hayr gece.

Kafamı hızla sallayarak saçlarımı yoluyordum. Yansımaydı. Evet yansımaydı. Herşey yolunda herşey çok güzel sakin ol. Cam pencereden dışarı baktığımda bana doğru ilerliyordu. Demir yanıma vardığında ellerimi tutarak saçlarımdan çıkarmaya çalışıyordu. Ama başarısızdı. Nerdeyse etime geçirmiştim tırnaklarımı.

-gece bırak ellerini ne oldu sakinleş.

Kendime gelemiyordum. Sakinleşemiyordum. Bu adam ne istiyordu benden.

-kendine gel lütfen ne oldu anlat. Gece.

Gözlerimin önü bunalıklaşmıştı. Göremiyordum etrafımı. Olmuyordu. Bu adamı üçüncü kez görüyordum ve gördüğüm andan beri kendime gelemiyordum.

-GECE KENDİNE GEL ARTIK!!

Demir ellerimi sonunda çekerek beni kendime getirmek adına bağırdığında gözlerimi aralayarak ona baktım. Gözlerimin kızardığına emindim.

-ne oldu anlat lütfen.

Konuşamıyordum. Ellerimi yumruk yapmış sıkıyordum. Kilitlenmiştim. Demir kollarını belime sararak beni sakinleştirmeye çalışıyordu.

-şşş sakin ol tamam geçti ben buradayım korkma.

Kafamı göğsüne yaslayarak ağlamaya başladım. Dizlerimde derman kalmamıştı artık. Düşecek gibi olduğumda demir ellerini dizlerimin altından geçirerek kucağına aldı. İkimizde koltuğa oturduk. Ben kucağındaydım tabi.

-o adamı yine gördüm biliyormusun demir. Tam şuradaydı.

Parmağımla bahçeye bakan camı gösterdim. Demir gözlerini oraya çevirerek beni koltuğa bıraktı.

-sen burda bekle tamamı ben bakıp geliyorum.

Korkuyordum ya eve girdiyse? Ya demir giderken bana birşey yaparsa? Demir kalktığında kolundan tutarak engelledim.

-hayır gitme yanımda kal.

Sözümü ikiletmeden geri yerine oturduğunda kafamı omzuna yasladım. O sırada karnımın gurultusu yükselmeye başladı. Acıkmıştım ama buradanda kalmak istemiyordum ki. Demir elimden tutarak beni kaldırdığında

-hadi yemek yiyelim.

Dedi. İkimizde mutfağa ilerlediğimizde içeri girdiğimde muazzam sofra iştahımı yeterince açmıştı. Hızla masaya yerleştim ve masadaki yemeklere baktım. Köftenin yanında olan pilav onunda tam karşısında tabağımda kasede duran mercimek çorbası. Ve chezer salatası.

-bunları senmi yaptın?

Büyüyen gözlerle ona baktım. Oda aynı benim gibi karşıma oturarak üzerine peçetesini serdi. Kafasını ağır ağır salladı. Böyle bir hamaratlığa sahip olduğunu bilmiyordum.

-sen yemek yapmayı biliyormusun?

Aşk olsun der gibi bakan gözlerle kaşığıma doldurduğum çorbayı mideme gönderdim. Saatlerdir birşey yemediğim için boş olan midem aldığı sıvıyla sesi yükseldi. Gerçekten çok acıkmıştım.

-bu çok güzel.

Damağımda yayılan bu tad yediğim en güzel mercimek çorbasıydı annemkinden sonra.

-ellerine sağlık.

Gülümseyerek bana baktığında bakışlarımı kaçırarak pilavdan biraz aldım tabağıma. Yumuşacık olan pilav mideme indiğinde sevincimden oynamak istiyordum. Yemek yerken bu kadar heycanlanacağımı ve sevineceğimi düşünmemiştim.

-afiyet olsun gülüm.

Yanaklarıma gelen sıcaklıkla kafamı yemeğime döndürdüm. Her seferinde beni utandırmayı başarıyordu.

(2 saat sonra)

Demirle birlikte yemek yemiş sofrayı toplamıştık. Hatta güzel bi filmde izlemiştik. Yorgun olan bedenim uykumu getirmişti. Koltukta uykuya dalan demire dönerek izledim onu. Kemerli burnu,dolgun kırmızı dudakları aynı benimki gibi. Keskin kirli sakallı çenesi , gözlerinden gözlerimi alamadığım irisleri. O çok yakışıklı bi adamdı. Kim bilir onu isteyen arzulayan kaç kız vardır? Ona yaklaşarak ellerimi alnına düşen saç tutamlarına uzatdım.

Parmaklarımın arasından kayıp giden yumuşacık saçları uykumu harlıyordu. Biraz daha onu izlemeye devam etdim. Ailesi kimdi? Yada bi ailesi varmıydı? Onun hakkında hiç birşey bilmiyordum ve ondan hoşlanıyordum.

Ağırlıkla kapanan gözlerimle birlikte elimden kayan kafam demirin omzuna düştü. Demir çoktan uyumuştu. Koltuğun başında olan mavi yumuşak pikeyi üzerimize örterek onun kokusunda uykuya daldım.

ABİMİN ARKADAŞI (TEXTİNG 18+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin