37 BÖLÜM

9.7K 310 48
                                    

Hayatınızda herşey birden sarpa sarar. En önem verdiğiniz kişi hayatınızdan bir anda çıkar. O gitdikden sonra nasıl yaşayacağınızı sorguluyorsunuz. Hatta yaşamak istemiyorsunuz.

Ama alışıyorsunuz ya. Ben alıştım şahsen. Unutmadım veya acım geçmedi ama alıştım. Çünkü yıllardır o kişiyi görmediğinizde alışıyorsunuz. Ama kalbiniz alışmıyor. Beyniniz algılıyor ama kalbiniz acıyor.

Şimdide babam ölüm döşeğindeydi. Hastane görmekten yorulmuştum. Artık her gelişimde gözümde eskiler film reşidi gibi geçiyor. Kokusu bile bidemi kaldırıyordu. Sevdiğimi almıştı. Şimdide ilk kahramanımı almak için bekliyordu nöbetde.

"Gece kızım hadi biraz su iç" annemin seslenişiyle ellerimin başımın arasından kaldırdım. Kahr olmuştuk. Babamı kayb etmeye hazır değildik. Hayatımız iyi gidiyorken onu kayb edemeyiz. Annem hastaneye geldiğinde babamın kalp krizi geçirdiğini öğrendiğinde çok kötü olmuştu.

"Yok anne sen iç hem ayakta kalma otur" itiraz istemeyen bakışlarımda gezinen kahve renkli gözleriyle yanıma oturdu. Sırtımı okşadığında sanki ciyerlerime yeni yeni oksigen giriyordu. "Baban iyi olacak." Evet iyi olacak. Başka şansı yok çünkü. Bizi bırakamazdı.

"Eminim iyi olacak anne o bizi bırakmaz" gözlerimden akan yaşları silerek kalktım yerimden. "Ben bi elimi yüzümü yıkayayım sonra hava alacağım gelmek istiyormusun anne?" Belki onada iyi gelirdi hava almak. Hava daha aydınlanmamıştı. Birazdan gün doğacaktı.

"Yok kızım sen git havanı değiş ben babanı yanlız bırakmak istemiyorum" gülümseyerek "tamam anne" diyerek kolidoru bitirerek lavaboya girdim. Bileğimdeki tokayla saçlarımı arkadan toplayarak soğuk suyla yüzümü iki defa yıkadım. Peçeteylede kurutduktan sonra hastanenin bahcesine çıktım.

Üzerimdeki pijamamın üzerine geçirdiğim hırkaya biraz daha sokuldum. Hastane yüksekte olduğu için burası biraz esiyordu. Banklardan birinr oturarak ellerimi bacaklarımın arasına yerleştirdim. Hava karanlıktı. Siyah gök yüzünü beyaz bulutlar ve ay aydınlatmıştı. Saat tahminimce daha 5bile değildi.

Babamın iyleşmesini istiyorum. Onu bu hastaneden hemen alıp çıkarmak istiyorum. Burada kalmasından korkuyorum çünkü. Onuda alır götürür diye yüreyim sızlıyor. Buna dayanamazdım artık. O kadarda güçlü değildim. Bir an önce uyansında başka birşey istemiyorum zaten.

Abimse durumu öyrendiğinde hemen bilet alarak yola koyulmuştu. Ama hala daha yoktu ortalıkda. Şimdiye varması gerekti oysa. Birşey olmamıştır umarım. Telefonumda yanımda değildi. Öylece evde kalmıştı almak aklımın ucundan bile geçmedi. Abimede en son orada söyledim zar zor.

Bu saatlerde hava temiz olduğu için derin nefesler alarak ağır gelen hastane kokusunu unutdum. Kısa bir süreliğine. Aklımda dönen sadece bir soru var. Babam durduk yere kalp krizi neden geçirsin ki? Garipti yani. Annemle kavgamı etmişlerdi? Bunu anneme sormalıydım. Doğruyu söylerdi zaten.

Bu kadar hava azda olsa iyi gelmişti. Geçmişi iki dakikalık unutmak için. Yerimden kalkarak oturduğum yerden uzaklaştım. Arkama baktığımda oturduğum yerde bir adam oturdu. Kalktığım saniyeler olmuştu. Beni mi bekliyordu kalkmam için? Dalgımlıktan fark etmemişim bile.

Annemin yanına döndüğümde hemşireyle konuşuyordu. Yanlarına giderek "anne bir sorunmu var?" Çünkü hemşire sanki birşeyler için acele ediyordu. "Yok kızım. Hemşire hanımdan abini aradım şimdiye gelmesi gerekti" hemşire yanımızdann ayrıldığında bizde yerimize oturduk.

"Neredeymiş peki?" Endişeli gözlerle baktığında birşey olduğuna emindim artık. "Anne neredeymiş?" Yutkunarak baş parmağıyla elinin üzerine bastırdı. Böyle yapınca kendini sakinleştiriyordu. Uzun zamandır biliyordum bu alışkanlığını. "Abin gelirken yolda karşısına bir arkadaşı çıkmış. Eski bir arkadaşmış onunla gelmişler. Ama uçağa bindiklerinde uçak kalkmamış"

ABİMİN ARKADAŞI (TEXTİNG 18+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin