27

259 46 52
                                    

"Ya Lixie şirkete gitmesen olmaz mı?" Hyunjin eşini yormak istemiyordu. Bu dönemde ona karşı hassasiyeti daha da artmıştı ama Felix'in birikmiş birçok işi vardı.

"Aşkım uzun zamandır uğramıyorum. Çok işim birikti." Hyunjin dudaklarını büzdü.

"Büzme o dudaklarını öpesim geliyor."

Felix'ten önce davranarak eşinin dudaklarına bastırdı kendi dudaklarını Hyunjin.

"Moral öpücüğünüde aldığına göre gitme vaktim geldi." Minjun hala uyurken, Hyunjin eşini şirkete bırakıp gelmişti.

"Sizde ne meraklıymışsınız işe ya!" Chan isyan eder bir şekilde konuştu.

"Hyung ne yapayım ama evde canım sıkılıyor."

"Evet hyung ya çok sıkıcı. Hele Changbin beni o kadar darlıyor ki!" Jeongin lafını bitirir bitirmez odanın kapısı açıldı, Changbin telaşla içeriye girdi.

"Hayatım bak bir yerin ağrıyor mu? Bak öyleyse hemen eve gidebiliriz. Senin bu zamanlarda dinlenmem lazım sen neden çalışmaya bu kadar isteklisin ki anlamıyorum ben-"

"Ay Changbin sus artık ya, ben gayet iyiyim!" Jeongin kaşlarını çatarak konuştu. Ellerini beline koyarak devam etti.

"Darlama artık beni ya, rahat bırak!" odadan ayrıldı.

"Kankacığım bak seni de anlıyorum ama bu kadar sıkmasan mı acaba?" sordu Chan.

"Tamam da ben iyiliği için söylüyorum."

"Merak etme tontiş bir şey olmaz."

"Hyung merak etme eğer zorlanırsa falan ben hemen yardım ederim. Çok büyük bir şey olursa da seni ararım." Felix güler yüzüyle konuştu.

"Sağol Yongbok."

.

"Jun, babacığım hadi uyan." Minjun bilmem kaçıncı rüyasını görürken Hyunjin oğlunu uyandırmaya çalışıyordu.

"Junnie, hadi oğlum." Minjun mızmızlanarak yan tarafa döndü ve anlaşılmayacak şekilde bir şeyler mırıldandı.

"Junnieee!" Minjun tek gözü açık tek gözü kapalı halde yattığı yerden doğruldu.

"Uyku konusunda bana çekmen çok sıkıntılı." diye mırıldandı.

"Baba benim çok uykum var ama ya." esnedi. Oğlunun esnemesi ile Hyunjin de esnedi.

"Benimde uykum geldi."

"O zaman biraz daha uyusak?"

"Uyuyalım da buraya birlikte sığamayız ki. Gel bizim yatağa gidelim." Minjun babasına doğru kollarını uzattı. Hyunjin oğlunu kucağına alaraka yatak odasına geçti birlikte orda sarılarak uyudular.

Saat ikiye geliyordu. Hyunjin uyandı, telefonu kontrol ettiğinde Felix'ten bir sürü bildirim vardı. İki uykucuyu birlikte bırakırsan olacağı buydu! Hyunjin eşinin mesajlarına cevap verdikten sonra Minjun uykusunu almış olacak ki uyandı.

"Günaydın uykucu şirin."

"Günaydın şirin baba." oğlunun yanağını öptükten sonra birlikte aşağıya indiler.

"Ha unutuyordum az kalsın, bugün kursa kayıt yaptırmaya gideceğiz." Minjun'un gözleri parlamıştı resmen.

"Boks kursu için mi?" heyecanlı sorusuna Hyunjin kafasını salladı.

"Yaşasınn!" her ne kadar dış görünüşü Hyunjin'e çekse de, Felix'in kırılganlığını taşıyordu. Alıngandı fakat dövüşmeyi içten içe istiyordu.

Gone/Hyunlix Donde viven las historias. Descúbrelo ahora