1. Bölüm: Bıyıksal

187K 6.6K 3K
                                    

Herkes tatlı kuş cıvıltıları ve açık renk güneş ışıklarıyla uyanmak ister değil mi? En kötü durum da alarmdır. Şükredin. Abinizin duşta 'Sebastian' söylemesiyle uyanmıyorsunuz.
Duştan çıktıktan sonra ben de yarı uykulu halimle duşa girdim ve ben de şarkı söylemeye başladım.

" Haydi gel, haydi gel içelim-" ve her şeyi ciddiye alan annem...

" Ne içmesi kızım bak içme demiyorum ama su iç, meyve suyu iç öyle arkadaşlarının her dediğini yapacak mısın güzel yavrum? Hem saçma sapan şeyler yapma gebertirim alırım seni terliğimin altına ha! Bir içki kokusu gelsin bana var ya saçını başını yolarım tamam mı yavrum? Hadi güzel güzel duşunu al." benim için normal bir gün başlangıcı. Bunlara sürekli tanık olacaksınız. Sonra yok efendim Çağla sen bize birinci bölümde bunu söylemedin, yok şöyle demeyin. Ailemle genelde bunları yaşarız.
Şarkı söylemeyi kesip duştan çıktım ve odama gidip üstümü giyindim. Okul formasını seven bir öğrenci düşünün. Düşünemediniz değil mi? Zaten sevmiyorum.
Saçımı kurutup düzgün bi hale getirmek için odamdan çıktığım sırada abim ve onun sakallarıyla burun buruna geldik. Dikkatlice yüzüme bakmaya başladı.

"Bıyıkların mı çıkmış senin?"

"Ne diyorsun sen ya!"

" Şşş tamam sakin, olur ergenlikte öyle şeyler, traş takımımı birlikte kullanırız."

"Bak Abi elimden bir kaza çıkmadan çekil önümden." nedir bu abimden çektiğim? Pislik pislik sırıtarak kahvaltı için mutfağa indi ve ben de arkasından indim. Annem bize tost hazırlayıp evden çıkmıştı. Masadaki tostun yarısını yedikten sonra diğer yarısını buzdolabına koydum ve abimin benim beş ısırıkta yediğim tostun yarısını bir ısırıkta bitirdiği anı izleyip ondan tekrar soğudum. Ahşap renkli evin çıkış kapısına dalmışken servisin sesiyle kendime geldim ve abim de son lokmasını ağzına atıp geldi. İkimiz de ayakkabılarımızı giyip evden çıktık. Servise girince Ali Abi gülerek sitem etti.

" Bir gün kapının önünde hazır olsanız rahat öleceğim vallahi."

" Ne yapalım Ali Abi biliyorsun abimi iki saat onu bekliyorum." yalan. Ama abimin duymaması işime gelmişti. Serviste arkalarda bir yere oturup kulaklıkarımı taktım ve kulaklarımdan tüm vücuduma akan müzik beni mayıştırdı, her zaman olduğu gibi okul yolunu uyuyarak geçirmeye karar verdim.

^.^ ^.^ ^.^

"Hadi uyan Çağla." diye kulaklıklarımı çeken ismini bilmediğim ve ismimi bilmesine şaşırdığım insana sinirle baktıktan sonra telefonumu ve kulaklığımı çantama atıp servisten indim.
Hani okulda bir popüler grubu olur, bir sporcu grup olur bir başarılılar grubu olur ve bir de eğlenceye ve maceraya hep varım diyen eğlenen normal notlara sahip öğrenciler olur ki Defne'nin söylediğine göre bu grup biziz. Ben de madem bu grup biziz buna bir isim bulmak lazım diyip bu grubun ismini 'Müthişler' -ama mütüşler diyoruz- koydum.
Sınıfa girip çantamı sırama koyduktan sonra oturdum ve bu sırada sınıfa girmekte olan Defne yanıma, Oğuzla Görker de ön sıraya çantalarını koydular ve oturduk.

" Çağla ne olmuş biliyor musun?" bakınız; en nefret ettiğim soru. Bilmediğim bir şeyi neden bana anlatmak için biliyor musun cümlesiyle başlarsın ki?

" Biliyorum." ve Defne'nin yaklaşık üç dakika bugda kalışından sonra bana bakıp göz devirmesi.

" Haha... Neyse, Bu sene Ayşen Hoca yerine edebiyata Emir diye bir hoca gelecekmiş, hocayı bir görsen..." deyip hülyalı gözlerle hayallere daldı. Kısaca size Defneyi şöyle açıklayayım; Sorsanız tüm erkek modelleri bilir, telefonunda 'tipini yediklerim' adlı bir arşivi bulunur ve eğlenceye bayılır.

Bıyık Where stories live. Discover now