25. Bölüm: Ev Arkadaşı

39K 2.2K 351
                                    

"Beni hiçbir şeyi fark etmeyen bir salak mı sandın?"

Yüzüme şirin bir gülümseme yerleştirmeye çalıştım. Sadece çalıştım. Hadi ama? Bu kadar şaşırdığınız ve tırstığınız bir anda siz ne yapardınız ki?

" Ya ben öyle içmeye gelmiştim." dedim çaktırmadan yutkunup.

" Evine en uzak barda? İçmeyi sevmemene rağmen?"

" Evet, gayet de öyle." dedim kollarımı birleştirip. Yarım bir şekilde gülümsedi.

" Yanımdaki kızın üstüne bira döktün." dedi tek kaşını kaldırıp. Belki cidden yanlışlıkla olmuştu, gerçi olmamıştı ama olsun. Ben stresliyken hep saçmalarım gerçi, ya da siz saçmaladığımı düşünürsünüz bilemem.

" Eee viski falan mı içtin sen de ne yaptın?" dedim çocuk gibi bir parmağımın ucuna çıkıp bir topuğuma inerek sallanmaya başladım.

" Konuyu değiştirme, o piçle beraber beni mi takip ettin?" dedi gülüp "Şimdi de benden sahildeki sözünün gerçek olmadığına inanmamı mı istiyorsun?" sadece parmaklarıma baktım sonra başımı kaldırdım.

" Batı..." tam bir şey söyleyecekken yüzündeki ifade beni çok sarstı. Kırılmış mıydı? Bugün söylediklerime cidden kırılmış mıydı? Batı zekiydi. Söylediklerimin hepsinin bir oyun olduğunu anlaması gerekirdi. Küvetteyken söylediklerimden hiç birini ima etmemiştim.

" Çağla, sadece beni rahat bırak." hep erkekler mi kolumuzu tutacak? Kızların mükemmeliği adına!
Batı'nın kolunu tutup onu kendime çevirdim.

" Ya belki ben rahatsızım? Belki rahat bırakmak istemiyorum?" dedim ve kaşlarımı çattım.

" Yani?" söylediklerimin gerçek olduğunu söylesem mi? Söylemesem mi?

" Yani..." dedim ve yutkundum "Yani Batı tek sefer söyleyeceğim benden sadece bir kere duyarsın, iyi dinle." dedim streslenerek dudağımı ısırdım "Sen sinirle banyodan çıkıp gittiğinde sanki içimde bir sarhoş şişe kırmış gibi hissettim." mükemmel bir benzetme Çağla'dan çok PİS Batı'ya gelsin.

" Çağla anlamıyorum." dedi Batı tek kaşını kaldırıp.

" Batı ben..." kahretsin dilimin ucuna gelmiyordu " Unut gitsin." dedim ve elimle alnımı ovuşturmaya başladım. Başım ağrımıştı şurada derdimi anlatacağım diye. Hoşlandığımı anlatmaya çalışıyorum! Anla işte!

" Can'ı gönder." başımı kaldırıp Batı'ya baktım.

" Anlayamadım?"

" Can'ı gönder, beni takip etmenin bir bedeli var biliyorsun değil mi?" Batı'nın bunu demesiyle biraz tırssam da ilk başta bir gözlerine baktım. Sonra yakasından kendime çektim. Şaşırdı. Önce gözlerine sonra dudaklarına baktım. Sonra da tekrar gözlerine bakıp konuştum.

" Hohla."

" Anlamadım?" dedi Batı gülüp.

" Hohla işte."

" Neden?"

" Batı, nefesin içki kokuyor mu diye bakacağım." dedim kaşlarımı çatıp.
Göz devirdi ve ciddi ciddi hohladı. Sadece manolya kokusu.

" Sanırım manolya yiyorsun." dedim ve yakasını bıraktım. Sadece güldü.

" Hadi gönder şu çocuğu." karşı gelmek istemiyordum. Zaten bana sinirliydi. Bir de üstüne gidemezdim.

" Lanet olsun." dedim ve barın yine boğucu havasının içine girdim ve gülümseyeren Can'ın yanına gittim.

" Temizledim birayı."

Bıyık Where stories live. Discover now