21. Bölüm: Süpriz misafir

45.9K 2.3K 748
                                    

" Batı farkındaysan kollarımı kırmadım." dedim elimle kaşığı iterken.

" Abin seni bana emanet etti." dedi ve tekrar kaşığı yaklaştırmaya başladı. Nedensizce bir gün boyunca hastanede kalacak akşam çıkacaktım ve Batı bana zorla çorba içirmeye çalışıyordu.

" O zaman bari kaşığı ver kendim içeyim." hayır anlamında başını sallayınca ben de ağzımı sıkı sıkı kapattım " Ne yani taktiğin bu mu?" dedi. Ne? Zorla açacak değil ya!

" Zorla açmama izin mi vereceksin yoksa ağzını açacak mısın?" deyip yüzümün dibine girdi " Zekisin, zorla derken neyi kastettiğimi anladın." beni öpmeyi kastetmişti pislik. Ağzımı açtım ve domates çorbasını yuttum.

" Nasıl bu kadar PİS olmayı başarıyorsun?" diye kendi kendime söylendim. Ona PİS dediğimi ve açılımını öğrense sen ilkokul çocuğu musun der dalga geçerdi.

" PİS mi?" dedi tek kaşını kaldırarak. Ya sen gel, sözlerimi normalde adam gibi dinleme sonra bunu duy. Kirli anlamında da kullanamazdım maşallah manolya kokusundan geçilmiyordu.

" Yani pislik demek istemiştim." dedim çorbadan bir kaşık daha içerken.
Batı buraya geldiğinde ona bir sürü kez teşekkür etmiş ve sarılmıştım. O ise sadece geçiştirmişti. Yaptığı büyük bir iyiliğin ön plana çıkmasını sevmiyordu sanırım.
Biten çorba kasesini bir kenara bıraktı ve sonra bana tip tip baktı.

" Yorgunum." dedi.

" O zaman otur Bay Çok Zeki." dememi dinlemeden beni belimden tutup kaldırdı ve sırt üstü uzanıp beni de üstüne yüz üstü uzandırdı.

" Batı beni bırak ve aynı zamanda kalk şuradan." dedim hayvan gibi kollarının, arasından çıkmaya çalışırken.

" Ben böyle rahatım."

" Ben değilim!" dedim çırpınırken.

" Ne yani ben mi senin üstüne çıkayım?" dedi Batı gülerken. Sadece göz devirmekle yetindim.
Burada yatmak istemememin sebebi rahatsız olmam değildi. Kalbimin hızlı atışı ve bundan dolayı yüzümün sıcaklamasıydı. Batı'ya olan duygularımı çözmek zordu ama ona karşı bir şey hissetmiyorum demek sanırım dünyanın en büyük yalanı olurdu. Yani en azından Batı beni öpmekle ilgili şakalar yapınca iğrendiğimden değil, bundan hoşlanabileceğim düşüncesiyle utancımdan dolayı Batı'ya kızıyordum. Kız olmak karmaşık değil de ne şimdi.
Batı yine rahat edemeyip oturur pozisyona geçti ve beni kucağına çekti. Sırtımı Batı'nın göğsüne yasladım ve kafamı da boyun girintisine.

" Vücudun rahatmış Batı." dedim gülüp.
O sadece sırıttı. Hem de hayvan gibi sırıttı. Pislik. Her şeyi yanlış yöne çekmekte üstüne yok bu çocuğun resmen. " Sapığın önde gidenisin." dedim ve göz devirdim.

" Benim gibi bir sapığın olduğu için sevinmelisin."

" Hah! Neden sevinecek mişim?"

" Benim gibi yakışıklısı başka nerede bulunur?" dedi beni ona doğru döndürüp.

" Egoist sapık." dedim ve sadece göz devirdim. Ay çok susadım.

" Batı bana su getir."

" Niye ateşimle seni yakıyo muyum?" ya Batı. Sen ne dedin. Kıro musun Batı? Bu ne Batı?

" Ahahahsdjkshah..." diye gülmeye başladım. Sonra gülmem bitince susadığımdan dolayı kuru olan dudağımı yaladım. " Kıro musun Batı?" dedim gülerek. O ise sadece.. Ya!

" Ağzına çarparım Batı sen kimin bacağına bakıyorsun ya! deyip üstümü çekiştirmeye başladım.

" Bir erkeğin bunu kaçıracağını mı sanıyorsun?" dedi gülüp. Sadece sinirle nefesimi verip göz devirdim.

Bıyık Where stories live. Discover now