Bıyık

15. Bölüm: Olayların piremsesi

Tereddüt etmeden dudaklarımı Batı'nın dudaklarıyla buluşturdum. Batı zarar görmemeliydi...

Elimin biri Batı'nın yakasında diğeri ise ensesindeydi. Batı'yı öpmek zaten hızlı olan kalp atışlarımı daha da hızlandırıyordu. Sanki kalp krizi geçirecekmişim gibi. Şu andan iğrenmiyordum, ya da tiksinmiyordum. Hatta... Evet lanet olsun binlerce kez lanet olsun ki hoşuma bile gitmişti. 

Zaten bugün olanları unutmak zorunda kalacaktım.

Batı öylece kalmıştı, ben olsam eminim ki ben de şaşırırdım. Öylece kalmıştı. Benim gözlerim kapalıydı. Batı biraz daha öyle kaldıktan sonra ellerini belime koydu ve o da bana karşılık vermeye başladı. Şu an resmen uçuyormuş gibi hissediyordum. Şu an sokağın ortasında öpüşen iki gerizekalıydık. Batı'nın bana karşılık vermesine şaşırmıştım ve bu kalbim sanki daha da hızlanabilirmiş gibi daha da hızlandırmıştı. Dudaklarından bile manolya kokusu geliyordu Batı'nın. Ne kadar böylece öpüştük bilmiyorum ama sonunda durduk ve alınlarımızı birbirine yaslayıp öylece soluklandık. Öylece Batı'nın gözlerinin içine baktım. Bu sapığı öptüğüme ve vücudumdaki, beynimdeki bu hislere inanamıyordum ama Batı'nın zarar görmesini istememiştim.

" Biz az önce ne yaptık?" dedi Batı yarım sırıtırken. Şu anki yaşadıklarım Mahmut Tuncer'in halay çekmeyi bırakması düşüncesi kadar garipti.

" Bilmiyorum." dedim yine baştan aşağı kızarırken. 

Tanrım! Az önce Batı'yı azgın bir kız gibi yakasından çekip öpmüştüm.

Çocuk kim bilir ne düşünecekti! Batı'dan şu an ölümüne utanıyordum ama şu anki pozisyonumuzdan da ayrılmak gelmiyordu içimden. Öylece sırıtarak bana bakıyordu.

" Ben tam anlayamadım bir daha mı denesek?" deyip tekrar dudaklarımızı birleştirdi, bu sefer şaşırma sırası bendeydi. Beni yakınımızda olan duvara yasladı. Elleri hala belimdeydi. Benim ise bir elim hala yakasında bir elim de ensesindeydi. Ben de onu öpmüştüm ve o da beni öptüğünden onu itemiyorum ya da tokat atamıyordum ve... Batı ne kadar sapığın gıcığın ve salağın önde gideni de olsa beni öpmesi... Lanet. 

Dudaklarımdan ayrıldı ve ben orada bir boşluk hissettim.

" Demek ki bunu yapmışız." dedi Batı sırıtmaya devam ederken. Ben ise öylece kalakalmıştım. İçimden Batı'yı kurtarmak için yaptığım cesaretten dolayı kendimi alkışlıyordum ve bir yandan Batı'nın bana karşılık vermesine şaşırıyordum. Aslında pek şaşılmamalıydı. Bu Batıydı ve ben de bir kızdım. Ona göre muhtemelen sıradan bir olaydı şu anda yaşadıkları.Zevk içindi. Sonra Batı alnını alnımdan çekti ve beni belimden tutarak iyice kendine çekti ve gözlerime baktı.

" Pekala, şimdi neden bunu yaptığının gerçek sebebine gelelim, biliyorsun ki gerizekalı değilim." dedi Batı ve ben öylece kahverengi gözlerine baktım. Zeki çocuk.

" Sebepsiz." dedim yine aklıma onu öptüğüm gelince ve onun beni öptüğü... Kıpkırmızı oldum. Tek kaşını kaldırdı. Ona burada telefonu gösteremezdim. O yüzden kulağına yaklaştım ve mesajın tamamını ona ilettim. Sonra geri çekildim.

" Yani zarar görmemi istemedin?" dedi Batı yine bir açığı yakalarken.

" Karşımdaki herhangi bir insan olsa da onun zarar görmesini istemezdim." dedim Batı'nın gözlerinin içine meydan okurcasına bakarken. O da meydan okumama karşılık verdi.

" Beni öperkenki kalp atışlarını hissetmesem sana göre bir çöpten farksız olduğumu düşüneceğim." dedi sırıtmasını genişletirken ve ellerini belimden çekip sırıtmaya ve arabaya yürümeye başladı. Öyle orada dikiliyordum. Sonra koşup yetiştim.