bölüm 17

24.9K 598 613
                                    

İyi okumalar
...

"İnsanların cinsellik olmadan da anlaşabilirler ada." Bu cümle çok tanıdık geldi. Sanki daha önce Kıraç hocamdan duymuşum gibi ama bundan daha ağır gelen şeyse hocamın kollarında kendimi rezil etmemdi. Bir anlık belkiydi işe belki öperdi beni bir ihtimal ve Sevil'le anlaşmayı kazanırdım.

Her şey anlaşma için yani

Bir gram hareket etmiyorduk. Sadece birbirimizin gözlerinde derince bakıyorduk. Kahveleri koyulaşmamıştı. Tutku o muydu? Tutku gözünü kör eder miydi? Neden bende şu an olmadığı anlaşıldı.

Napsam dershaneyi mi bıraksam. Bu rezaletten sonra. "Hayır hayır hayır. Pişman olma. Sana her şeyi öğretebilirim. Güzel kızım." Yanağımdaki eliyle yanağımı okşamaya başladı.

"Ben-ben Özür dilerim." Salak ada. Geber emi. İkimizinde hareket etmemesi kıyafetimin üzerindeki elinin sıcaklığının git gide artmasına neden oluyordu. Kalp atışlarım gram yavaşlamamıştı. Terlettiniz hocam. Şu kadarcık dokunması ile terliyordum.

"Dileme. Sadece neden istediğini bilmek isterim." Ellerimle hafiften onu ittirmeye çalıştım. Yerinden gram oynamadı. Ne demişler geldik fasulyenin faydalarına. Ne dicem ben bu adama.

"Bence istememelisiniz." Kelimeleri düşünmeden söylemem duyduktan sonra şaşırmamı sağladı. Bu adamın yanına insan mantıklı düşünemiyordu. Hocam diye demiyorum ama çok yakışıklı.

"Söyledikten sonra buna ben karar veririm." Anın büyüsüne kapılıp dudaklarına yapışmamak için kendimi tutmaya başladım. Saniyelik bakışlarım dudaklarına kaymıştı ve hocamla yüzlerimiz yakın olduğundan bunu fark etmişti.

Dudaklarına yapışsana

"Ama söyemeyeceksin kızım, değil mi?" Başımı olumlu anlamda salladım. Dudağının kenarı kıvrıldı. Beni belimden tutup kucağına çekti. Bir gün arayla yine kucağındaydım. İki eli de belimi kavradı. Bacaklarım iki yanında duruyordu. Ellerim omuzlarına tutunmuştu.

"Ne yapıyorsunuz hocam?" Gözlerini kıstı. Bir elini boynuma çıkarıp orayı okşamaya başladı. Çok yukarda durduğum için biraz ona doğru eğildim.

"Hocam mı? Seni ismime alıştırmam zor olacak." Beni neden ismine alıştırmak istiyordu. Kafam daha da karıştı. Öpüşmeyeceksek neden kucağına oturtmuştu beni. Ah be hocam?!

"Beni isteyen öğrencimin bunu neden istediğini merak ediyorum?" Aklıma bir şey geldi. Bence gayet makul sebeplerdi. Değil mi?

"İyi birisiniz. Beni koruyorsunuz. Bir erkekte arayabileceğim bütün özelliklerin birleşimi gibi bir şeysiniz. Yeri gelince çok merhametlisiniz." Beni sırıtarak izliyordu. Omuzlarımdaki ellerimi saçlarına çıkardım. Siyah pürüsüz saçlarını ellerimle taramaya başladım. Önüne gelen saçları geriye doğru taradım.

"Merhametli." 'Hah' ladı. "Yatakta çok da merhametli sayılmam." boynumdaki elini saçıma çıkarıp bir tutam saçımı kulağımı arkasına kıstırdı.

"Canını yakmak istemiyorum." Alt tarafım yavaştan sıcaklaşmaya başlıyordu. Doğru tahmin baskın olmayı ve üstte olmayı seviyordu. Şey var ya Edward bir sahneden vampir olduğunu söyleyip bellaya zarar verebileceğini söylüyordu. Bella da 'hayır bunu yapmazsın' gibi bir cümle kuruyordu.

"Sorun olmaz." Diyecek hiç bir şey aklıma gelmemişti. Başımı boyun girintisine koydum. Elleri belimde sıkılaştı. Gelip gelip adamın kucağında ona sarılıyorum. Buna bir son vermek gerekiyordu.

Bence istemiyorsun

"Çok küçüksün." Başımı aynı geçen gece yaptığı gibi okşamaya başladı. Aynı pozisyon farklı yer. Bir dakika bana küçük mü demişti?

AH BE HOCAM!?+18Where stories live. Discover now