AH BE HOCAM!?+18

bölüm 21

Bölüm çok kısa haberiniz olsun⚠️

Diğer bölüm koyduğum sınıra gelince en azından yazdığım kadarını atayım dedim.

İyi okumalar
...

"Ne zamandır benim bilmediğim bebeğimizi taşıyorsun karıcım."

İnanın ne ara böyle bir bağlantı kurdular da benim hamile olabileceğimi tahmin ettiler anlamış değilim. Her şey o aşerme dedikten sonra başladı. Sadece küçük bir oyun istemiştim. Oysa Aleyna ve Akif çok tatlı insanlardı. Yalan söylemek istemezdim. Kıraç hocamın da durumu bozmaması eğlenceli gelmişti.

Hocam bir adım atıp ona bakmam için çenemi eliyle destekledi. Yanaklarıma anında kan hücum ederken kahve gözlerine bakmaya zorladım kendimi.

"Be-ben sadece sarelle istemiştim ve şimdi almaya gidiyorum." Elinden kurtulup sarellemi kucaklayıp kasaya doğru ilerlemeye başladım.

İlerlerken birden elimdeki sarelle çekilince dehşetle çeken kişiye baktım.

"Çocuğumuz istediyse alırım yavrum." Omzuna vurdum.

"Çocuklaşma. Onların yanında öyle demek geldi içimden ve ben alırım çocuğuma." Elinden çekmeye çalışırken belime sardı bir elini. Adama hem çocuklaşma diyordum hem de çocuğumuza alıyorum diyordum. Tek bişeyden emindim ayarlarım fena bozulmuştu.

Kahkaha attı. Saçları alnına düşse de çok umursamadan başını yana atıp onları kısa sürelik önünden çekti. "Bana diyene bak."

Kasaya geldiğimizde ben alıyım desem de beni sert bir şekilde uyarıp kenara çekilmemi sağlamıştı. Kasadan geçen sarellemi kucakladım. Oy annesine gelsin bebeği. Yerüm ulan seni.

Hocam çıkardığı kart ile ödeme yaparken çekiciliği karşısında dilim tutuldu. Bir insan ödeme yaparken de bu kadar çekici ve sexy olabilir miydi? Bide bana bak. Elimde sarelleye sarılıyordum.

İdeal ilişki

Fişi kasada bırakıp beni belimden tutup arabaya yönlendirdi. Bende kucağımda sarelle ile tıpış tıpış ilerledim.

Arabaya yerleşince sordum. "Onları nerden tanıyorsun ve evleri nerede?" Kemerimi takmak için üzerime eğildi. Bu ani yaklaşımı karşısında nefesimi tuttum. Kemerimi başımın üstünden alıp dikkatlice koltuğun yanındaki yerine götürdü. Bu süre boyunca gözlerini gözlerimden ayırmamıştı. Klik sesi gelmesiyle birlikte benden ayrıldı ve kendi kemerini taktı.

"Onlar benim lise arkadaşımın arkadaşları. Burada bir evleri var. Genelde bu zamanlarda burada çocuklarıyla birlikte tatil yapmaya gelirler. Şans eseri denk geldik ve beni de evli sandılar. Biraz evlilik takıntıları vardır. Sende aşerme diyince bağlantı kurmaları kolay oldu." Anladığımı belirtmek için başımı salladım. Elimdeki sarelleye bakıp gülmeye başladı. Sonrasında arabayı çalıştırdı.

"Ne ya! Sen hiç hayatında sarelle için ölüp biten kız görmedin mi? Sanki ilk defa görüyormuş gibi tepkiler veriyorsun kıraç korkuyorum." Cırlamam karşısında daha fazla güldü. Arabayı çalıştırdı. Valla hormonlarım tavan yaptı. Geliyorlar bana.

"Kızma güzelim ama ilk defa görüyorum." Sonra aklına bir fikir gelmiş gibi hevesle bana döndü. "Karı koca gibi davranalım. Madem senin hayatından bazı şeyleri çıkaramıyorum. O zaman kabul ederiz ve bu hafta sonu böyle davranırız. Alışılmışın dışında. Eğer istersen zorlamıyorum?"

Aslında mantıklıydı. Onun karısı gibi davranmak eğlenceli ve güzel olabilirdi. Gülümsedim. "Tamam anlaştık. Ama benim çocuğum var ona göre davranmalısın." Ah bana vah bana hocamla böyle bir an yaşayacaksın deseler götümle gülerdim.

Ellerimi karnıma koydum. Madem arkadaşının ailesine bir yalan söylemiştim en azından gerçekten öyleymiş gibi davranabilirdik.

Başını salladı. "Yeni öğrendiğim küçük prensesim." Bir elini direksiyondan ayırıp elimin üzerine koydu. Karnımda olan elimin üzerine. Dedim ben hamileyim.

"Alınıyor öyle deme. Hem belki erkek olcak." Olmayan çocuk hakkında atışmayan da ne bileyim.

"Tabi erkek olma ihtimali de var. Ona nasıl centilmen olacağını ve diğer bütün her şeyi öğretmekten büyük zevk alırım." Gülümsedim. Şaka gibi böyle davranmak geride kalan her şeyi unutturmuştu bana. Eli elimin üzerini okşayıp tekrar direksiyona gitti. Çalışan arabayı hareket ettirdi ve yola çıktık.

Bu adam çocuğu olursa cidden çok severdi. İçimde tarif edilemez bir duygu peydah oldu.

"Nereye gidiyoruz?" Sabırsızlıkla şu sarelleyi gömmeyi bekliyorum.

"Az kaldı karıcım." Ay kızardım. Vallahi kızardım. Görmesin diye başımı cama çevirdim. Camdaki yansımadan ona bakmaya başladım. Hoca-öğrenci ilişkisinden karı-koca ilişkisine level atlamıştık. Bu adamla her şey daha katlanılabilirdi. Aklıma gelen şeyle kıraç hocama döndüm.

"Annemler yarına kadar yok. Eğer beni akşam bırakmak zor gelecekse kalabiliriz." Pardon da nerede kalacaktık? Kıraç hocama güvenim gözlerimi yaşartıyor. Bunu anlamış olacak ki hocam pardon kocam cevap verdi. Ay hocamdı kocam oldu klasiği var ya gerçek oldu. En azından iki günlük.

"Eve gitmesen farketmezler değil mi? Başının belaya girmesini istemiyorum ada." Başımı iki yana salladım. Beni düşünmesi bir yandan hoşuma giderken diğer yandan da onun yan profili hoşuma gidiyordu.

"Öyle düşünüyorum. Ama nerde kalacağız onu bilemedim. Hem-"

Başını bana çevirince gözlerindeki mutluluk parıltısı içimdeki bir şeyler kıpır kıpır yaptı. "Süprizimi bozmaya yemin ettin sanırım."

Gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Elimdeki sarelleye daha da sarıldım. "Kalacağımız bir yere mi gidiyoruz?" Kalacaksak elbet benim uykum gelecekti ve benim ne yüz yıkama jellerim ne kıyafetlerim ne de kalmalık bir hazırlığım vardı.

"Dolaylı yoldan evet güzelim." Dudağının kenarı yukarı doğru kıvrıldı. Ah biz karı koca gibi davranacaktık.

"Kocamın süprizlerde dolu olduğunu söylemiş miydim?"

Dudakları daha fazla yukarı çıkıp gülümsemeye dönüştü. Burnuma gelen orman kokusu kendini yeni hissettiriyordu. Derin bir nefes alıp kokusuna bulanmış bir banyoda yıkanma hayalinin ne kadar rahatlatıcı olacağını düşündüm.

Elime uzanıp dudaklarına götürdü. Elimin üzerine küçük bir öpücük bırakırken gözler gözlerimden bir an bile ayrılamadı. Dümdüz ağaçların ortasındaki yolda trafik yoktu. Olsa bile o refleksleri tetikte görünüyordu.

Söylediği şeyle içimdeki kıpırtı büyürken öptüğü elim alev aldı. Bu adam kesinlikle kocam olmalıydı.

"Kadınıma her zaman süprizlerle doluyum."

...

En az bir diyodum 5 güne anca yorumlar ve oylar sınıra ulaşır ama bazı çakallar aynı yorumu beş yüz kere atınca ve bende bunu belirtmediğimden sıkıntı yaşadım. 

Bir daha sınır koymayacağım ve istediğim zaman atacağım. (Sinirlerim bozuldu.)

Seviyorum sizi.

Görüşürüz.