bölüm 33

10.9K 395 273
                                    

"Bilmem, anlatabiliyor muyum?
Seviyorum, seviyor musun?
Ağlıyorum, gülüyor musun?
Üzülen kim, tahmin edebiliyor musun?"

İyi okumalar
...

Kırço hoca(dershane): Bir şey yapmak zorunda değilsin. Almamı ister misin seni?

Telefonumun titremesi ile yediğim kahvaltıdan başımı kaldırdım. Kızlar da kendi aralarında sohbet ediyorlardı. Geldiğimde ne olduğunu sormuşlardı bende onlara ayrıntıya girmeden çok da başarılı bir birleşme yaşamadığımızı söylemiştim.

Kıraçın o halleri aklımı karıştırıyordu. Bana mesaj atmadan önce de onu düşünüyordum. Sınırına geldi ve kontrolünü kaybetti tamam oraya kadar anladım. Ama kafamı karıştıran kısım ağlaması ve onu bırakacağımı söylemesiydi.

Allah var ilgili biriydi. Hemde istediğimden çok. Fakat bunun deşmek istemediğim bir yarası olmasından korkuyordum. Öyleyse ve ben bu konuda ona yardım edemezsem mahvolurdum. Öte yandan bakire değildim artık ve bu uygun bir ortamda olmasa da istediğim şartlarda olmasa da istediğim kişi ile olmuştu.

Buruk bir tebessümle çatalımı bırakıp telefonumu elime aldım. Kasıklarımdaki ağrı çoktan geçmişti. Çok sorun oluşturabilecek bir detay da değildi.

Ben: hayır gerek yok. Sabah da dediğim gibi iyiyim.

Ben: abartma lütfen.

Abartma mı? Evet abartıyordu. Belki de benim yaşadıklarım çok basitti. Masadaki sohbeti dinleme kararı verdim.

"Bak bir yerden gülle bulalım. Onu karla kaplayıp savaş hocaya şaka olsun diye atalım." Dedi melek ağzına domates tıkarken. Sevil ise bu dediğine meleğin omzunu tutup gülmeye başladı.

"Bilsem bir yerden alırdık kanka." Dedi Halime. Onda bile olan küçük gülümseme ile bende gülümsedim. "Savaş hocaya değil kızlar direk almancıya bak dicen Schneeball geliyor." Haziranın dediğine kendimi tutamadım ve gülmeye başladım. Schneeball kar topu demekti. Asıl komik yanı da oydu.

Haziran gülen bana bakıp daha da gülümsedi. "Vay. Başarısız sex yaşayan eleman gülüyor. Üzülme aşkım emin ol sen istesen o adam daha iyi performans çıkarırdı." Gülerken işaret parmağımı ona doğrultup salladım.

"Sen benim sevgilime hayırdır kızım. Kim oluyorsun? Benim sevgilim matematik yapabiliyor." Bunu dedikten sonra bütün grup olağan dışı sesler çıkarıp gülmeye başladık. Haziran en son olduğumuz sınavdan zar zor geçmişti ve bunu yüzüne vururken öyle bir zevk almıştım ki. Ama bunu pek de takmadan değişik sesler çıkarıp gülmeye devam etti.

"Bu iyiydi kızım." Elini uzattığında telefonu kenara bırakıp eline çaktım. Neyiz ya biz? Pisagorculara ihanet klübü mü?

Kendimizi biraz olsun toparladıktan sonra kahvaltımın son kalan kırıntılarını bitirdim. "Akşam parti misali bir şeyler yapacaklarmış." Dedi melek ellerini çırparak. Bu kadar mutu olmasına şaşmamalı. Partileri severdi özellikle içkili olanları.

"Sen gelmeden açıklama yaptılar." Dedi halime yanımdan. O da kahvaltısını bitirmiş diğerlerini bekliyordu. "İçkili mi?" Dedim. Merakıma yenilerek.

"Hayır değil ama-" Haziran duraksayıp eline telefonunu aldı ve biraz uğraştıktan sonra bana çevirdi. Sikerler. Viski mi o? Chivas. Yanında da biralardan kalp oluşturulmuştu. Zemin bizim kaldığımız evin zeminine benziyordu.

"Şaka yapıyorsun." Dedim şokla. Gözlerim haziranda ve diğerlerinde geziniyordu. Bunu yapmış olamazlar. "Evet güzelim. Bunu çalana kadar kıçım yırtılacak sandım." Dedi haziran ve sevil ona katıldı.

AH BE HOCAM!?+18Where stories live. Discover now