18. BÖLÜM

107 8 4
                                    

Onun aile üyesi olmadığım için ameliyat alanına girmeme izin verilmiyordu. İçeride geçirdiği yedinci saat dolmak üzereydi. En sonunda ameliyat hanenin kapısı açıldığında ilk çıkan doktor yanıma yaklaştı. Onun yanıma oturduğunu omzuma dokunasıya kadar fark etmedim. Gerginlikten ısırdığım parmak uçlarım artık paramparça bir şekilde kanıyordu.

"Efendim? İyi misiniz?"

Doktora dönerek büyük bir telaşla sordum.

"Neden bu kadar uzun sürdü? O yaşıyor değil mi?"

Doktor derin bir iç çektiğinde sinir ve üzüntü bir birine karıştı.

"O yaşıyor değil mi?!"

"Sakin olun lütfen, o yaşıyor."

Derin bir nefes aldığımda doktorun rahatsız bakışları üzünden tekrar gerildim.

"Bir 'ama' var değil mi?"

"Ne zaman uyanacağını kesitremiyoruz. Yarın da uyanabilir...bir daha hiç uyanmayabilirde."

Doktor başka hiç bir şey söylemeden gittiğinde dakikalarca öylece oturdum. En sonunda ayağa kalkıp onun odasına ilerledim ve içeri girip başucundaki koltuğa oturdum. Yüzü dün geceye kıyasla biraz daha renkliydi. Bu ii bir şey olmalıydı. Uyuyordu, ama en azından yaşıyordu değil mi? Saatlerce yanında öylece oturduktan sonra yanıma yaklaşan güvenlik ile başımı kaldırdım.

"Efendim, afedersiniz ama buradan gitmelisiniz."

"Ah, doğru"

Belirli bir kimliğim yoktu ve hastaneye kayıtsız girmem yasal değildi. Yani kısaca, kaçak girmiştim. Ama şimdi onun ölme ihtimali varken buradan ayrılamazdım.

İTACHİ X OKUYUCUWo Geschichten leben. Entdecke jetzt