19. BÖLÜM

124 10 9
                                    

Yukinin bakış açısı

Uyandığımda ile gördüğüm şey serumumu değiştiren tatlı bir hemşireydi. Konuşmak içim ağzımı açtığımda boğazımın kuruluğu yüzünden öksürdüm.

"Amanın! Uyandınız!"

Kadın acele ile oturmama yardım etti ve bir bardak su verdi. Suyu içtikten sonra bir süre nefeslendim.

"İyi misin tatlım?"

"E-Evet, teşekkür ederim"

Camdan dışarı baktığımda havanın hala karanlık olduğunu gördüm. Rahat bir nefes verdim, uzun süre geçmemiş olmalıydı.

"Afedersiniz, saat kaç?"

Hemşire telefonundan saate baktı.

"Sabahın altısı"

Rahat bir nefes verdim.

"Oh, tanrıya şükür. Fazla zaman geçmemiş, eğer uzun zaman olsaydı İtachi ne apardı bilemiyorum?"

Hemşirenin bana olan garip nakışlarını gördüğümde şaşkınca sordum.

"Bir sorun mu var?"

"Aslında...biraz zaman geçti. Yani siz buraya yattığınızdan beri"

"Hm? Ne kadar"

Kadın telefonundan tarihe baktı.

"Yaklaşık üç ay"

Gözlerim şaşkınlıkla açılırken elimdeki bardak yere düştü.

"Üç...ay?"

Duraklamadan sordum.

"S-Siyah uzun saçlı bir adam buraya geldi mi! Kırmızı gözlü, uzun boylu biri."

Bir süre düşündükten sonra bana döndü.

"Ah evet, ilk gece buradaydı. Ama daha sonra kimliksiz olduğu için kovuldu"

Üzgünce başımı eğdiğimde hemşire beni neşelendirmek için gülümsedi.

"Ama o günden beri sadık bir ziyaretçin var"

Anlam veremeyerek ona baktım. Beni düzenli ziyarete gelecek kimse yoktu. Kadın diğer taraftaki koltuğu işaret ettiğinde o tarafa döndüm. Gördüğüm görütü ile rahat bir nefes aldım.

"O siyah yılan bir gün bile buradan çıkmadı. Bir çok kez onu atmayı denediler ama her defasında agresif bir şekilde karşı çıktı."

Sessizce kıkırdadım.

"Kalkmama yardım eder misiniz?"

Hemşirenin yardımı ile uyuyan yılana yaklaştım.

"Ona dokunmamalısınız, size de saldıracaktır"

"Sorun değil, yapmaz"

İşaret parmağım ile onun kafasını dürttüğümde hızla uyandı. Isırmak için ağzını açmışken birden durdu ve ağzını geri kapattı. Ona hafifçe gülümsedim.

"Günaydın, bitanem"

İtachi hızla önce koluma, ardından boynuma dolandı. Kıkırdadım ve başını okşadım. Hemşire şaşkınca bize bakıyordu.

"Bu...biraz ilginç."

Ona gülümsedim.

"Acaba ne zaman taburcu olabilirim?"

Hemşire hızla silkelendi.

"Evet, doğru. Kontollerini yapalım ve ardından çıkış formunu getireyim"

Yarım saat içinde tüm işlerimi bitirmiş, hastaneden çıkmıştım. İtachi hala boynumdaydı çünkü tekrar insana dönemeyeceği kadar kalabalık bir yerdeydik. Kısa bir yürüyüşün ardından evime geldik. O gece kapı kırıldığı için tam kapanmıyordu. İçeri girdim ve kapının arkasına ufak bir masa yaslayarak kapattım. Kapı kapandığı an boynumdaki ağırlık gitti. Yerine, arkamdan sıkıca sarılan kollar ve omzuma koyulan bir baş geldi.

"Çok özledim..."

Hafifçe güldüm ve arkamı dönmeden elimi onun saçlarına attım.

"Bende seni özledim"

Bir süre öylece durduktan sonra ona döndüm. Başı hala eğik duruyordu. Ellerimi onun yanaklarına koydum ve başını kaldırdım. Gözyaşları onun yanaklarını ve benim ellerimi ıslatıyordu.

"Bunu bir daha asla yapmayın, lütfen"

Ona sarılırken mırıldandım.

"Evet, üzgünüm"

Daha sonraki saatlerimizi mutfaktaki kanlardan ve kırık tabaklardan başlayarak tüm evi temizlemekle geçirdik. Tüm işler bittiğinde ev rutubetten kurtulmuş ve eski haline dönmüştü. Ben salonda meyve suyu içerken İtachi içeriden elinde bir tepsi yemekle geldi. Tepsiyi önüme bıraktıktan sonra yanıma oturdu. Gergince elleriyle oynuyordu. Getirdiği kahvaltıyı yerken sordum.

"Bir sorun mu var?"

"Hm? Hayır...şey dyecektim..."

"Evet? nedir"

"O gece son bir şey söylemiştiniz ya hani, acaba bir kez daha..."

Bir süre hatırlamaya çalıştım. Hatırladığımda ise onun çekinme sebebini anladım. Yine de salağa yatmak istedim. Ona masumca baktım.

"Hatırlamıyorum? Ne demiştim ki?"

İtachi bakışlarını kaçırdı.

"Hatırlamaya çalışın lütfen..."

"Hmm, hayır. Hayırlamıyorum. Sen söyle, ne demiştim"

Başını iki yana salladı.

"Olmaz...sizin hatırlamanız lazım"

"Eh, o zaman yapacak bir şey yok. Demek ki asla bu konuyu konuşmayacağız."

Tam yerimden kalkmış gidecekken İtaci tişçrtümün arkasını tuttu.

"Seni seviyorum...öyle dediniz"

Ona döndüm ve hafifçe güldüm

"Demek öyle dedim. Pekala, seni sevdiğimi biliorsun. Şimdi?"

Ona biraz daha yaklaştım. O hala oturduğu için benden aşağı kalıyordu.

"Karşılığında demen gereken bir şey yok mu? Yoksa yalnızca benim sana verdiğim zevki mi istiyorsun?"

"H-Hayır! Yani evet! Onu da istiyorum ama..."

"Ama?"

Onun eğik başını kaldırdım.

"Ne istiyorsun benden İtachi? Ne istersen vereceğim? Sonuçta ben senin efendinim değil mi? Sana iyi bakamazsam neden buradayım ki?"

İtachi sertçe yutkundu.

"T-Tamamen benim olun istiyorum. Her anlamda. Beni sevin, bana bakın, yalnızca beni hissedin. Size her anlamda sahip olmama izin verin, lütfen hanımefendi"

Sessizce kıkırdadım.

"Eğer istediğin buysa, tabi ki. İstediğini al."

İtachinin elleri belimi kavradı.

"H-Hemen şimdi alabilir miyim? Şu an?"

"Evet. Hemen şu an alabilirsin"

"Tanrım..."

Kendimi İtachinin kucağında bulduğumda yutkundum. Az önce büyük bir özgüvenle konuşmuştum ama şimdi fark ediyordumda...bu utanç vericiydi

İTACHİ X OKUYUCUWhere stories live. Discover now