Bölüm 20

238 61 3
                                    

İsra arabadan inip hemen yanında duran babasının koluna girerek ağır adımlarla kırmızı halının üstünde ilerledi. Etraflarındaki gazetecilerin kameralarındaki flaşlar patladı. Aziz Kandemir, uzun zaman sonra bir bağış etkinliğine katılıyor ve ilk defa üvey kızını gözler önüne çıkartıyordu.

Gazeteciler, babasına bir yığın soru sormaya çalışırken İsra hafifçe gülümsüyor, Aziz Bey'in usta bir şekilde söyledikleriyle medyayı yönlendirmesini izliyordu. Gazeteciler, emekliliğe ayrıldığından beri etkinliğe katılmazken o akşam ki bağış etkinliğine neden katıldığını sorduklarında Aziz Bey gülümseyerek İsra'ya bakıp "Bu akşam kızım için buradayım" demiş ve İsra'yı da şaşırtmıştı.

Bütün gözler İsra'ya döndüğünde genç kadın hafifçe gülümsedi ancak bir şey söylemedi çünkü Aziz Bey devam etti. "Kızımın adını belki son zamanlarda duymuşsunuzdur. Kendisi geçe haftaki meşhur operasyonun baş komiseriydi. Ne diyordunuz o operasyona?" diyerek düşünür gibi yapmış ve gazeteciler onun yerine "Oteller zinciri operasyonu" diye cevaplamıştı.

Babası "Hah evet" diyerek parmağını onlara doğru sallayıp gülümseyerek "İşte o operasyonu kızım yönetti. Kendisiyle gurur duyuyorum ve bu tip birçok suçu açığa çıkartacağına eminim" dediğinde gazeteciler İsra'ya dönerek sorular sormaya başlamıştı.

"O operasyonda Yağız Ateş'i suçsuz yere tutukladığınız doğru mu?" diye sorduklarında İsra gülümseyerek "Kimse suçsuz yere tutuklanmaz arkadaşlar" dedi.

"Yani suçsuzluğu ispatlanmasına rağmen Yağız Bey'in suçlu olduğunu mu düşünüyorsunuz?" diye sorulduğunda ise İsra burnundan derin bir nefes alıp "Dediğiniz gibi suçsuzluğu ispatlandı. Bu konuda daha fazla konuşulacak bir şey yok" dedi.

Başka biri "Yağız Ateş'in de bu geceki etkinliğe katılacağı söyleniyor. İçeride onunla karşılaşmaktan korkmuyor musunuz?" diye sorduğunda İsra gülerek "Ben görevini yapan bir devlet memuruyum arkadaşlar, korkmak için bir sebep mi var?" diye karşılık verdi.

Daha fazla soru gelmeye başladığında üvey babası "Bu kadar yeter arkadaşlar, etkinliğe geç kalıyoruz" diyerek İsra'yı diğer tarafa çevirerek ilerletmişti.

Babası diğer elindeki bastonundan destek alarak ilerlediği için yavaş yürüyorlardı. İsra onun kolundaki elini tutup bakışlarını yaşlı adama kaldırırken "Bu da neydi? Neden böyle bir şey yaptın?" dedi.

Gülümseyen yüzünü hiç bozmayan Aziz Bey "Ne yapmışım?" dediğinde İsra "Beni neden öne attın baba?" diye sordu.

"Seni öne atmadım sadece gündemi değiştirdim. Ayrıca Yağız'ın üstüne gitmeye devam edeceğini söyleyen sen değil miydin? Medyanın aklında acaba suçlu mu sorusu kalsın istemez misin?"

"Baba bu konunun peşini bırakmam gerektiği konusunda ciddi bir uyarı aldım. Az önceki sözlerimle görevimi tehlikeye atmış olabilirim"

"O zaman söylediklerine dikkat edecektin kızım."

İsra babasının söylediklerine karşılık şaşkınca yaşlı adamın yüzüne bakıp kaldı. Aziz Bey'in kurnaz olduğunu biliyordu. Bu yaptığının bir sebebi vardı ancak İsra ne olduğunu çözemiyordu.

Yağız arabasından tek başına indi ve onu bekleyen gazetecilere doğru gülümseyerek ilerledi. Gazeteciler heyecanlı bir şekilde onu karşılarken biri "İlk defa bir etkinliğe tek başınıza katılıyorsunuz Yağız Bey. Bu durumun sebebi aşık olduğunuz kadın mı?" diye sordu.

"Evet, artık yanıma ondan başkasını yakıştıramıyorum" cevabını verdikten sonra bir diğeri "Az önce Aziz Kandemir kızıyla birlikte etkinliğe katıldı. İsra Kandemir sizi tutuklayan baş komisermiş. İsra Hanım'ın Aziz Bey'in kızı olduğunu biliyor musunuz?" diye sorduktan sonra alayla devam etti. "İçeride kendisiyle karşılaştığınızda tekrar tutuklanmaktan korkuyor musunuz?"

Gökkuşağındaki KaranlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin