BÖLÜM:26 GÜVENSİZLİK PROBLEMİ

16.7K 779 203
                                    

Naber

Sınavlarım bitti o kadar MUTLUYUM Kİİİİİİ

HAYDE İYİ OKUMALARR

Karşımdaki adama şaşkınlıkla bakıyordum. Kendimi savunacak bir cümlem yoktu. Kolumdan tutup beni odasına soktu.

Arslan bana baktı.

"Açıkla Defne." Güzelim nerede? Defne kim be.

"Şey... Bak-" konuşamıyordum.

"Bana haber vermeden Onur'u tehdit etmeye kalkışıyorsun."

"Ne yapsaydım?" Dedim ve devam ettim.

"Senin uyarıların yetmemiş Arslan. Beni tehdit etmeye devam ediyordu. Ben de sorunu kökünden çözdüm."

"Ne çözmesi, bir şey mi çözdün sanıyorsun?"

"Evet!" Dedim sert bir şekilde.

"Ne yapacaksın videoları polise mi vereceksin?" Onu video ile tehdit ettiğimi biliyordu.

"Evet."

"Defne bu çocuğun ailesi ne kadar üzerine titriyor biliyorsun, sen versen polise bu çocuk boş mu duracak!" Sinirliydi boynundaki damar belirginleşmişti.

"Ne yapalım Arslan hadi bir çözüm yolu bul." Dedim kollarımı birbirine sararak.

"Bana söyle Defne. Beni ciddiye almadıysa bir dahakine alırdı. Kendini boktan durumun içine sokuyorsun!" Dedi. Sinirle ona baktım.

"Bir şey olmadı." Dedim sanki canımı ortaya koymuşum gibi davranıyordu.

"Bu kadar aptal olma."

"Ne demek istiyorsun?"

"Defne bu çocuk madde alıyor. Sence birine zarar sikinde olur mu? Ben orada yokken sana zarar verse ne olacaktı?" Dedi.

"O kadar abarttığın kadar almıyor-"

"Alıyor, yüksek dozda alıyor." Alsa Fark ederdim. Değil mi?

"İşin içine girmeseydin zaten bu akşam halledilecekti." Dedi ama Onur halledemediğini söylemişti.

"Ama Onur dedi ki-"

"Bir itin sözüne mi kanıyorsun?"

"Fotoğraflar hala ondaydı." Dedim sinirle.

"O çocukla gizli saklı, karanlık yerlerde buluşmasaydın bu akşam halledecektim." Dedi. O da haklıydı empati kurunca Arslan tehlikeli biri ile savunmasız bir şekilde buluşsa ben de sinirlenirdim. Ama benim suçum yok.

Allah'ım bu kıza akıl ver. Kendi doğruyu söylüyor haklıyım diyor bir de.

"Bana güvenmiyor musun?" Dedi sesi kısık çıkmıştı ağzımı açıp konuşacakken beni susturdu.

"Güvensen kendi kendine işlere kalkışmazsın bana anlatırsın." Dedi.

"Zaten bana bir şey anlattığın yok." Daha çok kendi ile konuşur gibiydi.

Herşeyin bir zamanı vardı.

Gözlerini bana çevirdi. Üzülmüştü, ona güvenmediğimi düşünüyordu. Beni şaşırtan bir şey yaptı. Kapının yanına gitti ve açtı. Beni kovacak sandım ama ceketini aldı ve bana son bir bakış atıp odadan çıktı.

MİHRİMAH/ Yarı Texting [+18]Where stories live. Discover now