26.BÖLÜM~ÖLMEK VE GÖMÜLMEK

61 15 84
                                    


"Sorsan bana kaç kere aklıma geldiğini; bir kere derim,
Zira geldin ama hiç gitmedin..."

~Mevlana

🎵Majeste - Aşk dediğin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


🎵Majeste - Aşk dediğin

🎵Yüzyüzeyken Konuşuruz - Son Seslenişim

•°•

Canımın içiydin sen; acısı oldun...

Karanlık.

Nefret ederdim karanlıklardan. Korkmazdım, sadece sevmezdim. Öyle ki geceleri uyurken bile hep gece lambası ile yatardım.

Karanlık yüzleşmek demekti. Karanlık boşluk demekti. Karanlık yalnızlık demekti. Nefret ederdim bu yüzden. Karanlık bir ortamda her zaman mum yakan insan hep ben olurdum. Kimse muma üflesin de söndürsün istemezdim. O mum, hep yanmalıydı. Tıpkı bir umut ışığı gibi...

Oysa ki ben son iki yıldır karanlığıma mum yakmayı kesmiştim. Hiçbir ışık yoktu. İki yıldır karanlıktaydım ben. Nefret ederdim evet, ama demek ki beni karanlığa bırakan insandan daha fazla nefret ediyormuşum. Ya da belki umut etmeyi bırakmıştım. Umut acıtırdı, umutlar gerçekleşmezdi. Oysa ki gerçekleşmesi için çok can acıtırdık, neler neler yapmazdık ama yine de umut edilen bir şey gerçekleşmezdi.

Şuan anlamıştım; sevgi karanlık demekti. Sevgi, karanlığa sürüklerdi. Sevgi, tıpkı bir umut ışığı gibi bir yanar bir sönerdi. Sevgi hem yaşatır, hem öldürürdü. Sevgi, acıtırdı.

Zaten sönmüş olan bir kibriti, tekrar yakmaya çalışmak aptallıktı. O kibrit bir daha asla yanmazdı.

Başımın ağrısıyla iyice uyuşurken başımın altında ne sert ne de yumuşak bir şey hissettim. Gözlerimi hafifçe açmaya çalıştığımda tepemde Kerem' in yüzünü görmeyi beklemiyordum. Dizine mi yatmıştım ben?

Elleriyle başımdaki bir yere bakıyordu. Ben gözlerimi açmaya çalışırken gözlerim sanki beynime inat hareket ediyordu. Kapandılar yeniden.

"Altuğ, bırak artık. Ayça' yı hastaneye götürelim."

Adım seslerinin buraya yaklaştığını hissettim. "Bu gerizekalıları tuzağa düşürmek hiç de zor olmadı." Efe idi konuşan. Seçebilmiştim sesini.

Bunlar ne işler karıştırıyordu?

Kardeş. Altuğ ve Kerem kardeş miydi?

Başımın bir elin avuçlarının arasına alındığını hissettim. "Ayça, güzelim hadi uyan. Aç gözlerini."

"Gerizekalı herif! Kızın kafasına odunla mı vurulur?!" Bu kez konuşan Kerem'di.

Ağlayan ParkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin