11

19 2 8
                                    

26 Kasım 1976

  Büyük salonda akşam yemeği yiyorduk. Herkes zaferimizi konuşuyordu.

  "Yıldız oyuncularım, kupayı kendileri kazandılar!" dedi James. Fazla neşeliydi, onun neşeli olduğunu görmek moralimizi de yükseltiyordu.

  Gryffindor masasında herkes hala tezahürat yapıyordu, Ravenclawlar ve Hufflepufflar bile bizi destekliyordu. Tam tersi Slytherin masasında herkes suskundu ve fısıldaşmalar vardı. Elenor White masada değildi. Regulus ise arada bir Gryffindor masasına bakıyor somurtkan bir şekilde yemeğini yiyordu.

  Herkes kupa ile Gryffindor kulesine dönerken Sirius ve ben biraz geride kalmıştık boş bir koridorda Reguluz ikimizi yakaladı.

  "Bunu nasıl yaparsınız! İkinizinde bunu planladığını biliyorum! Orada sakatlansaydı kupanızı alıp parti mi verecektiniz!" diye yüksek sesle çıkıştı Regulus.

  "Bludger'ı atmasaydım ne olacaktı Reg? Onunla beraber sen mi kupayı alıp binanda safkan balosu düzenleyecektin? Bize karşı hiç şansı yoktu zaten!" dedi Sirius.

  "Ona bu şekilde davranamazsınız!" dedi Regulus.

  "Ne oldu Reg yeni kız kardeşin için bizim zaferimizi mi berbat etmeye geldin? Kaybetmek ağırınıza gitti sanırım." dedim.

  "Hayır ona karşı davranışınız ağırıma gitti çünkü o benim kız kardeşim gibi!" dedi Reg, ve neredeyse cümlesini bitiremeden ona bağırdım.

  "O ZAMAN KIZ KARDEŞİNE ASIL BENİM SENİN KIZ KARDEŞİN OLDUĞUMU SÖYLE VE ORADA BLUDGER ÇARPTIĞI İÇİN ONU TESELLİ ETMEYİP BENİMLE BAŞARIMI KUTLA ÇÜNKÜ BU GECE O KUPAYI KAZANAN BENDİM KUTLAMAN GEREKEN KİŞİ DE, SABAH MORALİNİ YÜKSELTMEN GEREKEN KİŞİ DE! Aaa tabi dur biraz o morali bozan da SENDİN ÇÜNKÜ NEDEN YENİ TANIŞTIĞIN TATLI ABLANA KÖTÜ DAVRANDIK!"

  Sirius kolumdan tutup bizi oradan uzaklaştırdı. Regulus da olduğu yerde bir süre durduktan sonra gitti.

  Portre deliğinin önündeydik, içeriden son ses müzik geliyordu. "Bir partiyi daha kaldıracak durumda değilim." dedi Sirius.

  "Birde bana sor." dedim. Remus çıktı ve yanımıza geldi, "İçeri girsenize siz partinin yıldızlarısınız!" dedi.

  Sirius ona az önce Regulus'a nasıl bağırdığımı tamamen anlattı. "Onu boşverin, siz bugün bunu kendiniz kazandınız." dedi Remus.

  "Katılıyorum, Remus içkiler hala duruyor mu?" dedi Sirius.

  "Biraz ateşviskim olabilir, neden?" dedi Remus.

  "Hadi gidip biraz sarhoş olalım o zaman." dedi Sirius ve içeri girdi.

  Remus ile olduğumuz yerde kalmıştık ve gülümseyerek içeri girmiştik. Parti alevlenmişti, yine herkes fazla sarhoştu. Sirius ile beraber omuz omuza çıkıp kupayı kaldırdık. Herkes alkış tutuyordu. Aklımıza ne Regulus ne de Elenor geliyordu. Gece bitmeyecek gibiydi.

2 Aralık 1976

  Sabah Sirius ile bir mektup aldık. Annem ve babamdandı. Maçı duymuş olacaklar ki bizi uzunca tebrik etmişler ve White'a karşı kazandığımız için fazlaca gururlanmışlar.

  Bu akşam Slug kulübü toplanacaktı ve 5imiz (James,Sirius,Remus,Lily,ben) kulüpte olduğumuzdan dolayı katılmak zorundayız. Yine. (Sadece ekstra puan için katıldık)

  Slug kulübü dünyanın en sıkıcı kulübüydü Profesörün saçma esprilerine gülüyorduk. (Kimse gülmüyor)

  Lily, Slughorn'u ve kulübünü seviyordu. O onun favori öğrencisiydi.

  Son tartışmamızdan beri Regulus'u görmüyordum. White'ı ortak derslerde görüyordum. Her gördüğümüzde de zorbalık yapmaktan asla çekinmiyorduk.

Sirius ile Profesör Binns'in Slug kulübü kadar sıkıcı sihir tarihi dersindeydik. Yaşlı hayalet o kadar yavaş konuşuyordu ki uykumuz gelmişti. Zaten en ufak detayına kadar öğretmiş olsalar bile annem bu derse girmemizi istiyordu. Diğerleri ise dersi almamıştı, onları suçlayamazdık.

Bir ömür gibi geçen bir saatden sonra sınıftan çıktık. Derslerden sonra Slug kulübü toplantısına gelmiştik. White'da buradaydı. Profesör bize her zamanki gibi tatlılarından ikram etti. Oturduk ve sohbetlerden sonra söze başladı

"Noel zamanı bir balo düzenleyelim. Kulüpteki herkes dışarıdan bir kişi getirebilir. Lily, balo günü ile sen ilgilen ve arkadaşlarına bildir." dedi. Lily başı ile onayladı ve söz aldı

"20 Aralık'da yapabiliriz, o haftasonu çoğu kişi evlerine döndüğü için kulüpten herkes burada olmaz." dedi Lily.

  "Güzel fikir. O zaman balo günü görüşürüz, lütfen herkes dışarıdan gelecek kişilerin ismini Lily'e bildirsin." dedi Profesör ve kulüp dağıldı.

Yasak saat yaklaşıyordu. Ortak salona gittim. Remus şöminenin başında kitap okuyordu. Çapulcu Haritası ise önündeki sehpadaydı. Can sıkıntısından haritayı alıp karıştırmaya başladım. Elenor ve Regulus'u quidditch sahasına yakın bir odada gördüm. Remus beni fark etmeden ve vakit kaybetmeden hızlıca çıktım ve harita elimde oraya doğru yürümeye başladım.

Geldiğimde içeriden gitar sesleri ve fısıldaşmalar geliyordu. Annemin verdiği anahtarı ilk kez kullanacaktım. Sessizce delikten çevirdim ve açıldı gerçekten de işe yarıyordu. Kapıyı biraz araladım ve dinlemeye başladım gitar sesi kesilmişti.

Gitarı çalan White'dı ve bir büyü ile elindeki siyah gitarı küçültüp boynundaki kolyeye taktı.

"Çok güzeldi." dedi Regulus ona.

"Eh işte her zamankinden." diye yanıtladı White ve devam etti. "Annem hakkında anlattıklarım bu kadardı benden evde Hayal Kırıklığı Elenor olarak bahsediyorlar."

"Hayal kırıklığı falan değilsin, yeteneklisinde." dedi Regulus. Kısa bir sessizlikten sonra White sordu.

"Ablan ve abinle olan kavganı anlatacaktın Reg."

"Anlatılacak bir şey yok ki, sana yaptıklarını biliyorsun. Saf Mükemmel Varis. Annem ve babam evde Polaris hakkında böyle bahsediyor. Rolünü çok iyi oynuyor ama artık bir rol olup olmadığından emin değilim." dedi Regulus.

"Belki de farklı bir durum vardır." dedi White.

"Farklı bir durum falan olduğu yok onu bu noel Louis Malfoy ile nişanlayacaklar. O da bunu kabul etti."

"Ama bunu istemiyordu hani?" diye sordu sarışın kız.

"İstiyor, istemese şu ana kadar kimse onu bulamazdı bile. Noele az kaldı, o da kuzenlerimiz gibi olacak." dedi Regulus.

"Bilmiyorum, onu tanımıyorum." dedi Elenor.

"Onun erkek kardeşleri var. James, Remus, Peter. Bana ihtiyacı yok. Lupin'den şüpheliyim. Kesinlikle ondan hoşlanıyor son zamanlarda hep beraber görüyorum."

"Malfoy'u isteyecek gibi saf takıntılı birine dönüştüyse Lupin ile takılması saçma değil mi?" diye sordu Elenor.

"Yapabileceği bir şey, sonuçta ailemiz öğrenmeyecek." dedi Regulus.

"Ben senin yanındayım Reg, sen benim küçük kardeşim olursun." dedi ve göz kırptı Elenor ona.

Eskiden olsa kapıyı kırıp içeri girmek isterdim. Ama şu an hiçbir şey istemiyordum çünkü Regulus'un böyle birine dönüşmesini anlamlandıramıyordum.

Düşmanımıza anlattıklarına bak, o kızın niyeti Reg'i yanına çekmektir. Regulus ise onunla geçirdiğimiz tüm zamanları ve her şeyi unutup hakkımda böyle konuşuyordu. O yeni ablasının küçük kardeşi olabilir çünkü artık benim değil.

Kapıyı yine sessizce kitledim ve oradan uzaklaştım. Duyduklarımı kimseye anlatmayacaktım. Gerek bile yoktu çünkü, şu an asıl odaklanmam gereken konu Malfoy'dan kurtulmaktı. Bayan White'a gününü gösterecek çok güzel bir planım da vardı.

The Noble and Most AncientHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin