21

40 5 20
                                    

26 Şubat 1977

Hogwarts'da günler her zamanki gibi geçiyordu. Beklemekten başka çaremizin olmadığı bir zaman dilimi, ufak değişiklikler de oluyor tabi. Abelia ile daha yakın olduk, kahvaltı kulübümüzün yeni üyesi. Ayrıca Siriusun gizlice her yerde onu gözetlediğinden de eminim. Şu an sadece James biliyor, Sirius kabullenmese de James ve ben onun Abelia'dan hoşlandığına %100 eminiz. Bugünde tam bunu kanıtlar şekilde Sirius benden beraber Abeliayı gözetlememizi istedi, tabikide buna karşı çıksam da sonuç olarak yine gözetleyecektik.

  Öğleden sonra hafta sonunda olduğumuz için derslerimiz yoktu. James'e bir şekilde Remus'u oyalamasını söyledim çünkü öğleden sonra şu iksir kitabı hakkında araştırma yapmak için kütüphanede olacaktık. Haritayı elime aldım ve Sirius ile Gryffindor kulesinden çıktık.

  "Senin yüzünden Remus'a yalan söylüyorum." dedim Sirius'a oflanarak haritada Abelia'yı ararken. "Aile her şeydir!" dedi Sirius egolu bir şekilde, şu an onu merdivenlerden aşağı itebilirdim.

"Buldum, bahçede. Neden tek başına?" dedim kendi kendime. "Çok iyi, hadi gidelim." dedi Sirius ve koşmaya başladı. Yapacak daha iyi bir şeyim olmadığı için bende arkasından koşmaya başladım.

Bahçeye geldiğimizde Sirius köpeğe dönüştü ve yanımda yürümeye başladı. "Pati! Çok belli ediyorsun! Şu çalıların arkasına geç aptal köpek!" dedim ve Sirius gitti. Bizi görebildiğine emin olduktan sonra Abelia'nın yanına gittim ve haritayı kapattım. "Muziplik tamamlandı, aaa merhaba Abelia! Sende mi buradaydın." dedim yanına oturup. "Merhaba Pole, hava almaya geldim. Zindanlar biraz boğucu bilirsin." dedi gülerek.

"Hehe evet, eee nasıl gidiyor? Her şey? Yani.." sözümü tamamlayamadan çalıların arkasından köpek formundaki Sirius çıktı ve dolaşmaya başladı. Ona kaş göz işareti yapıyordum ama görmüyordu.

"İyi, aynı. Her gün konuştuğumuz gibi." dedi Abelia ve ona sırıttım, Sirius'u göndermeye çalışıyordum ki kız farketti.

"Bu senin köpeğin mi Pole?" dedi Abelia. Gülmemek için zor durdum Sirius ise kızmış gibiydi. "Evet, çok uysal bir köpektir." dedim ve Sirius'un başını karıştırdım. Sirius kesinlikle sonrasında benden bunun intikamını alacaktır.

"Tatlı şey." dedi Abelia ve köpek Sirius ona doğru yürüdü. Abelia'nın başını okşamasına izin verdi. Kendi kendime kısık sesle söyleniyordum, "Bana havla, Abelia'ya şirinlik yap." dedim ve Sirius duymuş olmalıydı ki daha da kıza yanaşmaya başladı.

"Ben gidiyorum, Remus ile buluşacaktım. Sonra görüşürüz." dedim Abelia'ya ve Sirius havladı. Gitmemi istemediğini anlamıştım, ama Sirius'u burda tek bırakma fırsatı da baya eğlenceliydi. "Görüşürüz... a şey bu tatlı şey de seninle gelmiyor mu?" dedi Abelia. "O beni bulur bir şekilde, ismi Bellatrix." dedim Abelia gülümsedi Sirius ise bir şey diyemedi ve oradan uzaklaştım. Şatoya girdiğimde kendi kendime gülmeye başladım Sirius ve ben Bella'dan nefret ederiz ve az önce Abelia'ya isminin bu olduğunu söyledim! Umarım Sirius beni uykumda boğmaz.

Haritayı tekrardan açtım, Remus kütüphanedeydi. "Off kahretsin!" dedim kendi kendime. Remus onu ektiğimi düşünecekti. Kütüphaneye girdim ve onu her zaman gittiği arka kısımda buldum. Remus rafların arasında bir şeyler okuyordu, o beni görmeden kenardan bir büyü yolladım. Kafasına siyah kelebekler kondu, anlamış olmalıydı. "Orada olduğunu biliyorum Pole." dedi ve rafın kenarından kafamı uzatıp tüm dişlerimle gülümsedim. "Şımarık şey." dedi Remus gülümsemesini tutamadan. Yanına gittim "Sende beni seviyorsun biliyorumm." dedim masaya oturarak ve Remus biraz daha gülümseyip elindeki kitabı bıraktı.

"Sirius ve senin şu çok önemli işiniz neydi acaba?" dedi

"Sakın Sirius'a sana söylediğimi söyleme." dedim ve başını salladı "Abelia'yı gözetliyoruz." dedim "Biliyordum." diye yanıtladı Remus ve devam etti "James söyledi."

The Noble and Most AncientHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin