The Noble and Most Ancient

17

13 Ocak 1977

Regulus ile aramızı düzeltmiştik. Ona planımdan bahsettim, uzunca aile içindeki olaylardan ve olacaklardan konuştuk. Sirius ne kadar öfkeli görünsede Reg onunla konuşmak istediği anda yumuşamıştı. Herkese Elenor ve Regulus ile olanlar hakkında her şeyi anlattık.
Remus yine biraz durgundu, ama o yine anlayış gösteriyordu işte. Tatlı şey.

Kar yağıyordu, Hogwarts'da her yer bembeyazdı. Hogwarts'ın her mevsimi bir başkaydı aslında. Hava dondurucu soğuk da değildi, rüzgar esmiyordu. Sadece pamuk gibi kar yağıyordu. Herkes haftasonu Hogsmeade'e gitmeyi iple çekiyordu.

İlk dersim iksirdi, iksir en sevdiğim ders olsa bile dışarıda yağan kar tanelerini izleyerek ders çalışmayı 1 saat zindanlarda Slughorn ile geçirmeye tercih ederdim, neyse ki Lily'de derse gelecekti. Beraber zindanlara doğru yürüyorduk.

  "Regulus ile barışmanıza sevindim, o da yokluğunda seni özlemiş." dedi Lily.

  "Farkettim, eh tabi Pole Mükemmel Black özlem duyulacak bir harika." dedim ve güldüm. Lily ise göz devirdi.

  "Sormak istemiyorum ama, evden ayrılıp nereye gideceksiniz?" dedi Lily

  Hemen bir cevap verememiştim çünkü düşündüğüm bir konuydu ve gidecek bir yer de yoktu. "Bilmiyorum, şimdilik."

  "Bir şekilde buluruz, ailemin yanına da gelebilirsiniz. Onlar muggle biraz garip olacaktır ama orada sizi bulmaları zor." dedi Lily

  Ona gülümseyerek baktım, tabiki oraya gidemezdik ama bunu söylemesi bile hoşuma gitmişti Lily ve James en yakın arkadaşlarımızdı. Sirius ve bende yerleri ayrıydı. 6 sene önce o gün trende Slytherine seçileceğimizi ve safkanlarla arkadaş olacağımızı düşünürken gözlüklü çocuğun çok neşeli bir şekilde kompartıman kapısını açıp bizimle sohbet edişini dün gibi hatırlıyorum. Sonrasında da trende gezerken saçlarını camdan vuran güneş ışığıyla birlikte inanılmaz hoş bulduğum ve kitaplarını taşımasına yardım ettiğim o kız ile bir günümüz bile ayrı geçmemişti. Yaz olsa bile hep mektuplaşmıştık.

  Düşünceli halimi gören Lily "Bunu düşünmek için daha yaza kadar vaktimiz var şimdi sıkma canını." dedi ona karşı gülümsedim, haklıydı.

Derste Snape bir şekilde Lily'nin yanındaki kazanda iksirini yapmayı başardı. Onunla konuşamıyordu, konuşamazdı da zaten. James ve Lily çıkmaya başladıklarından beri sinirden köpürdüğüne eminim. Lily'e karşı değişik bir saplantısı vardı.

"Şuradaki şişeyi uzatır mısın Pole?" dedi Lily tam şişeyi alıp ona verecekken Snape uzandı ve Lily'e verdi. Mükemmel Evans ise ona yargılayıcı bir bakış attıktan sonra James'in bu yıl iksir dersi almak isteyeceği bir şey söyledi

"Senden istememiştim Sümsükus!"

EVET, LİLY ONA SÜMSÜKUS DEMİŞTİ. Hemen bir kahkaha patlattım herkes bize bakıyordu, Snape'in yüzünün sinirden aldığı şekli görebiliyordum. Slughorn'un bana bakışlarını gördükten sonra sustum ama karşımdaki Lily'nin de bütün dişleri ile sırıttığını görebiliyordum ve daha çok gülesim geliyordu.

Kendi iksirim o kadar da güzel olmamıştı, Snape ise bu konuda yetenekliydi. O arkasını döndüğünde ve malzeme almaya gittiğinde Lily'e sesini çıkartma der gibi bir işaret yaptım ve Snape'in kazanına birkaç tane patlayan yanlış malzemelerden koydum.

Lily gülmesini zar zor tutuyor gibiydi. Snape kazanının başına geri döndü getirdiği malzemelerden birini içine döktüğü anda bom diye bir ses yükseldi. Snape'in tüm yüzü simsiyahtı ve cüppesinde lekeler vardı.

Ben ve Lily dahil sınıftaki herkes gülmeye başlamıştı. Snape benim yaptığımı anlamıştı, bir şey söyleyemedi ve koşarak sınıftan çıktı.

Dersten sonra Lily ile kahkahalar atarak sınıfta eşyalarımızı topluyorduk. "Ben profesöre bir şey sormalıyım, seninle büyük salonda buluşuruz." dedi Lily ve gitti.

Sınıfta en son ben kalmıştım. Tam çıkacakken ayağıma bir şey takıldı, yere eğilip kitabı aldım. "İleri Düzey İksir Yapımı" kitabı sınıftan çıkan biri düşürmüş olmalıydı. Kitap ise mürekkep lekeleri ile kaplıydı ve sayfaları oldukça tozluydu. Kimin olduğuna bakmak için ilk sayfasını açtım *Bu kitap Melez Prens'in malıdır.* Melez Prens mi? Dedim kendi kendime, kitabın sayfalarını çevirdikten sonra her sayfasında farklı farklı şeyler yazdığı talimatlarla oynandığını ve hiç duymadığım bazı büyülerin yazdığını gördüm. Kitabı Slughorn'a götürmeli veya sınıftaki dolaba koymalıydım, fakat bunu inceleme şansını da kaçıramazdım. Onun yerine alıp çantama attım ve sınıftan çıktım.

  Lily ile büyük salonun girişinde buluştuk, ona bulduğum şeyi göstermedim, çünkü yerine bırakmamı isteyecekti, içeri girdik bir sonraki derslere 1 saat olduğu için herkes oradaydı.

"Ne oldu? Çok mutlusunuz." dedi Sirius, Regulus'da yanındaydı onu tekrar masada gördüğüme sevindim.

"Bil bakalım ne oldu kardeşim, ihtiyar Slughorn'un dersi hiç bu kadar inanılmaz geçmemişti." dedim

"Pole onun kazanını patlattı! Yüzünün aldığı hali görmeliydiniz." dedi Lily

"Ne! Bu inanılmaz, gerçekten Çatalak neden Snape'in ders programını kopyalamıyoruz ki? Eğlence orada." dedi Sirius

"Asıl şimdi anlatacağıma bayılacaksınız. Lils Snape'e dersin ortasında Sümsükus dedi." James söylediklerim karşısında ağzı açık duruyordu.

"İşte! İşte benim kızım. Tam bir veela gibi, mükemmel biri, mükemmel bir zekası var..." James'in sözünü Lily kesti.

"Tamam Potter." dedi Lily gülerek

"Hadi ama çatalak, bir veela bulmak imkansız. Tabi üstüne alınma Lils." dedi Sirius, Lily gözlerini devirdi.

"Şansına küs Pati, benim bir veelam var." dedi Remus ve bana göz kırptı, Sirius ise ona göz devirdi. Bende gülümsedim.

  Onlar konuşmaya devam ederken Remus'un yanına oturdum "Yaptığın harikaymış." dedi gülümseyerek. "Asıl harika olan burada" dedim ve çantamdam gizlice kitabı çıkarıp masanın altından ona verdim.

  "Bu da ne?" dedi Remus. "İçini aç, sessizce oku." dedim

  Sayfaları yavaşça çeviriyordu, büyüleri ve talimatları görünce şaşırmıştı. "Bütün kütüphaneyi baştan sona biliyorum, yasaklı bölümü bile. Burada yazanlara hiç rastlamadım." dedi Remus

  "Gizemli olan yanı da bu zaten." kitabı alıp geri çantama koydum "Sonra şunu dikkatlice okuyalım." dedim

---------------
☆Yazar'dan
Bölüm biraz kötü oldu gibi, aklıma fazla fikir gelmiyor o yüzden kısa tuttum. Umarım beğenirsiniz<3333