19.BÖLÜM: ANTLAŞMA

269 45 85
                                    

Bölüm Parçaları:

Lily Allen- Fuck you

Lily Alen- Littlest Things

Alex&Sierra- Little To Do You Know

Zella Day- Hypnotic

Birdy- Let Him Go

Mina'dan

Güçlüydüm. Küçükken anne ve babam bana sarılmadıkları için, bisiklete binmeyi kendim öğrendiğim için, ilkokula başlarken herkesin elinden tutan biri varken ben kenarda elim boş oturduğum için, Sarp en yakın dostumla öpüştüğünde anlatacağım kimsem olmadığı için, babamdan şiddet gördüğüm için, ebeveynlerim kardeşimin sınavı yüzünden beni soğuk ve boş bir odaya hapsettiği için, düşerken etrafımda kaldıracak bir el olmadığı için, ailem beni istemediği için, kimsenin bilmediği yorgun ve boynu ipe asılı intihara kurban bir çocukluğum olduğu için.

Ben güçlüydüm. Ben acılarımla vardım.

Aile kavramını sadece bir kaç masalda ve romanda tadabilmiştim. Ne olduğunu bilmediğim ve yabancılık çektiğim bu kavram beni dehşete düşürüyordu.

Babamın gözlerine her baktığımda yeşilin en açık tonunun git gide karardığını görürdüm. Benden nefret ediyordu. Bu inkar edilemez bir gerçekti. Fakat bana verdiği zarardan sonra gözlerinde gördüğüm o pişmanlık ifadesi beni bitiriyordu. Bir şekilde dönüp dolaşıp karşımdaki adamın babam olduğunu fısıldıyordu tüm o iyimser tarafım.

Şimdi soğuk hava bedenimi döverken tekrar fısıldıyordu o tarafım. Kulaklarımı kanatırcasına bir fısıldamaydı. Anılar pençelerini çıkartıp zihnimi hırpalıyordu. Yapılan her yanlışı bir not defterime kaydediyordum. Açmak istemediğim bir defterdi. Yine de bu tür durumlarda açma gereği duyuyordum.

Önüme park eden siyah arabaya baktım. Aşinalık bedenimi sarmaladı ve arabanın etrafından dolanarak ön koltuğa yerleştim. Yangından içeride babamı çıkaran itfaiyeci sayesinde çıkmıştım. İçeri girer girmez karşıma çıkmıştı. Babamı gözleri kapalı gördüğüm o an öldüğümü sanmıştım fakat üzerini örtmek yerine ambulansa yerleştirildiğinde az da olsa rahatlamıştım. Onlardan uzak durmalıydım. Kim ne istiyorsa beni geçip aileme zarar vermeye başlamışlardı. Belki de sadece bir kazaydı. O kadar çok ihtimal vardı ki.

"Bir daha asla böyle bir şeye kalkışma!" Açık kahverengi gözlere alev alevdi. Onun gibi soğuk ve duygularını açığa vurmayan birinin sinirlenmesi hayra alamet değildi.

"Nereye?" Diye konuyu değiştirince tekerleğin asfaltta çıkardığı çığlıklar etrafı sardı.

"Deniz geldi. Görüşmek istiyor. "Alnımda düşünce çizgileri belirdi. Onun yanıma gitmemizin mantıklı bir açıklaması yoktu. Sonuşta her şey onun babasının altından çıkmıştı.

Belki de yangını planlayan da oydu. Bir kaç dakika sadece bir kaç dakika daha gecikseydim belki de babam hayatta olmayacaktı. Sırf o adamın para gözlülüğü yüzünden! Sinirle dusaklarımı ezmeye başladım. Oğlu neden bizimle görüşmek istiyordu ki? Bunun mantıklı bir açıklaması olmalıydı. Yıllar önce ortadan kaybolan çocuk şimdi neden bizimle görüşmek istiyordu.

"Ne istiyormuş?" Parmaklarının boğunları direksiyonu sıkmaktan beyazlamış, çenesi kasılmıştı. Berke'yi ilk kez bu kadar sinirli görüyordum.

"Nereden bileyim ben?" Sinirle tıslamasına karşın kaşlarımı çattım. Bir derdi vardı. Bu kadar sinirli olması normal değildi. Kumrala kaçan saçlarını karıştırdı. Dertli bir çekilde nefesini dışarı üfledi.

MUTLU KALOù les histoires vivent. Découvrez maintenant