3.BÖLÜM: " ŞÜPHE"

1.4K 358 93
                                    

Arkadaslar tabletten yaziyorum bu yuzden yazim hatalari olabilir.Su an hikaye belki sıkıcı ilerliyor olabilir. Ama size Almira'nin onceki hayatini anlatmak istedim. 2 bolum sonra asıl olaylar baslayacak. Bir sonraki bölümle Uzay ile tanışacaksınız. Bu bölümler sıkıcı gelebilir ama daha çok yolumuz var. PettySweetElisa' ya bana destek olduğu için çok teşekkür ederim. Bitanesin. plt_irem hikayeme ilk yorum atan kişi değeri ayrı yeni tanışmamıza rağmen çok seviyorum hikayesini okumanızı tavsiye ederim. senorita0 da kapağımızın tasarımcısı. 680 okuyan, 114 oy, 93 yorum var hepinizi çok seviyorum beni çok mutlu ettiniz. Okuyup geçen arkadaşlar gerçekten çok uğraşıyorum yapmanız gereken tek şey yıldıza basmak. Desteginiz benim icin cok onemli. Resim Ada :) Opuldunuz:*

''Bunlari gormeye hazir misin Almira?''

''Neleri gormeye Ada ne diyorsun?''

''Ozur dilerim ama bunu gormen lazim daha fazla seni kandiramaz.'' diyerek onunde bekledigimiz kapiyi acti. Deniz ve ciplak bir kiz yatagin uzerindeydi. Kizin saclari uzun siyahti. Kabul etmeliyim ki guzel bir fizigi vardi. Ah ne sacmaliyorum ben!

''Deniz... sen... ah bu igrenc!" Deniz kafasini cevirerek omuzlarinin ustunden bana bakti. Neye ugradigimi sasirdim bunlar resmen yatiyorlar, benim sevgilim baska biriyle yatiyor!

"Tanrim Almira! Lanet olsun!" derken kızın üzerinden kalkıp bana doğru yöneldi. Su an uzulmem kahrolmam gerekmez miydi ? Ama ben niye hic bir sey hissetmiyorum sevgilim beni aldatiyor ve hicbir sey hissetmiyorum bu cok sacma. Icimdeki tek duygu koca bir hayal kirikligi.

"Sen... sen beni aldatiyorsun." sesim acı bir fısıltıdan farksizdi. Disimdan soyleyince daha fazla sinirlendim . Gelip kolumdan tuttu.

"Senin ne isin var Amerika'da ?" Hala bana Amerika diyor piç kurusu!

"Allah senin belanı versin." kapıyı çarpıp koşmaya başladım. Etraf karanlıktı önümü göremiyordum. Nerede olduğumuza dair en ufak bir fikrim yoktu. Her yer karanlıktı. Nefes nefese kaldığımda duvara yaslanıp yere çöktüm. Dirseklerimi dizime dayayıp yüzümü ellerimin arasına aldım. Ellerim yüzüme değdiğinde ağladığımın yeni farkına vardım. Ama bu üzüldüğüm için değildi sinirli olduğum içindi eğer sinirimi atmazsam bedenimin kasılacağını bildiğimden bu yerden çıkmam gerektiğini farkettim. Tam ayaklanacakken birden gözüme parlak bir ışık çarptı. Gözlerimi açtığımda mavi-gri arası gözleri, mükemmel çekici yüz hatları ve simsiyah saçları olan benim yaşlarımda bir genç elini uzatıyordu. Ben de elimi uzattım. Ellerimi kavrayıp ayağa kaldırdı. Gülümsedi ve yanağımı okşamaya başladı.

"Orada mutlu kalacaksın bana güven." dedi. Allah'ım sen kesinlikle bu çocuğu boş bir gününde yaratmışsın. Şu gamzelere bak. Yunan tanrılarını aratmayacak güzellikteydi. kafamı aşağı yukarı sallayarak ben de gülümsedim.

"Almira!"

"Almira kızım iyi misin? Aç şu gözlerini!"

"Noluyor anne?"

''Sanırım kabus gördün. Ben geldiğimde ağlıyordun sonra birden gülmeye başladın ne olduğunu anlamadım. İyi misin kızım? '' Etreafıma bakındım sabah olmuştu. Lanet olsun o nasıl bir rüyaydı öyle, gerçek gibiydi.

''Deniz...''

''Noldu Deniz' e yavrum? ''

''Ha? Hiç, hiç bi şey anne.''

''Tamam eşyalar yüklendi. Sen de kalk artık bir saat sonra falan yola çıkarız.''

''Peki.'' Bir saat... sadece bir saat sonra buralardan gideceğim. Hiç gitmediğim, görmediğim bir şehire. Selinasız, Adasız, Denizsiz, Batuhansız bir şehire. Ben gidince beni unuturlar mı acaba? Benim yerime başka birini bulular mı ya da? Ya Deniz... O da başka bir kızla beraber olur mu? Tanrım o nasıl bir rüyaydı öyle! O çocuk... Kimdi ki acaba? Gerçekte de öyle biri var mıdır ki? Asıl soru Deniz'in Amerika'da ne haltlar yediği. Keşke ben de onunla gitseydim. Gerçekten böyle bir şey oldu muı acaba? O ses aklımdan çıkmıyor?

MUTLU KALWhere stories live. Discover now